Selma ERDAL
Nasıl ki Baykal Efendi sayesinde; AK Siyaset egemen olduysa bu ülkeye...
Anımsayınız ki...
CHP'den başka; herkese hayrı olan KILIÇDAROĞLU sayesinde kınalı elli bacınız girdi TBMM'ye...
Ve CHP'nin oyları da bölüne, bölüne geliniyor yolun sonuna... Ay-yıldızlı kınalı el; çaktırmadan nanik yaparken hepinize, öpücükler gönderdi Okyanus ötesine... Farkına bile varmadınız.
Ne diyelim?... Sayenizde yazgımız karanlık!
Enflasyon çocuğu olarak doğduk Menderes döneminde... Demirel bizi darbelerle büyüttü. Özal'la liberalce sömürüldük. Erdoğan döneminde de otorite/yetke iliklerimize işledi. Gün gelip de "ecel bizi şişledi" dediğimizde "demokrasi" ideasını ancak OLİMPOS'da bulacağız zannımca "sözde" sosyal demokratımız sevgili Chp’nin inayetiyle!
Biz çocukken; büyüklerimiz bizden iyi bilir derdi, ana-babalarımız.
60'lı yıllarda; biz daha iyi biliriz diye ortaya döküldü "68'li" abi ve ablalarımız...
80'lerde herkes köşe dönmesini iyi bilirim dedi.
90'lar "kart-kırt-kurt-kürt" avlamakla geçti. Ve yıllarca DEMİREL; "bir bilen" olduğunu ileri sürerek bizleri hep kandırdı.
HAMDOLSUN ki artık bir tek bilenimiz, emredenimiz, karar verenimiz var.
Vatanımıza, cumhurumuza ve cumhuriyetimize mübarek olsun. Artık işlem TAMAM... Görevin son buldu; çekilebilirsin KILIÇDAROĞLU...
ATATÜRKÜN CHP'sini de gömdüğüne göre tarihe diyorken halk; yine başladı kıpraşmaya Kılıçdaroğlu, iyi mi?...
Hastalık da, sağlık da insanlar için...Yine de bırakamadılar hala şu TABUT SİYASETİ'ni... Dört kolluya binene kadar; illa ki TBMM'de olacaklar. Kasetlerle "başkanlık" koltuğunu kaptıkları yetmezmiş gibi, illa ki CHP'nin helvasını da kavuracaklar.
Şu halef-selef abiler; CHP'nin felaketi oldular. Yazık, Atatürk'ün CHP'sine çok yazık!...
Olsun, ne fark eder?...
Yine de kızmayın!... Efkarlanıp çilingir sofralarında sızmayın!... Neden-sonuç ilişkisi kurmayı okullarda öğrenememiş olsanız da... Bundan böyle öğrenin de... Bulutların üzerinde gezerken, birden çakılmamak için yere; hazırlıklı olun. Belki fıtratınızda bir erken seçim vardır. Fırsatı ganimet bilip; koşulları iyi değerlendirin!
Bu arada boş da durmayın!
Siz gidin kedileri, köpekleri kurtarın!
Aman sakın eşcinsellerin haklarını korumayı da unutmayın!
Çevre sorunları, ne olacak bu dünyanın yarınları, nasıl doyacak kuşların, kediciklerin, köpekçiklerin karınları diye kaygılanın!
Amma ve lakin...
Siz oyalanırken kedilerle, köpeklerle, atlarla, eşcinsellerle...
Birincil haklarınız olan SİYASAL ve de ikincil haklarınız olan SOSYAL başlıklar altında yer alan ne varsa, gasp ediliyor, yok sayılıyor elhamdülillah!
*Ve savaş çanları çalarken dünyada...
Osmanlı da kasım, kasım kasılırken; altının oyulduğunun ayırdına varamadı, yıkıldı. Türk ulusu da; kendinden önce askere, bürokrata, siyasetçiye güvene, güvene aklı dumura uğradı, çürüdü.
Şimdi dövünmenin değil sırası; AH NEDEN BÖYLE OLDU diye!
TEK ADAM, İKİNCİ ADAM diye kitapların yazıldığı bu ülkede; bundan böyle de TEK ADAM NE DERSE, ODUR. İşinize gelse de, gelmese de!
Gerçi size bir ömür boyu gerekli TEK ADAM, "yetmez ama evet" dediğiniz günlerin hatırına! Yazdık, söyledik; yamalı bohça gibi bir ALTILI Çete çare olmayacak yaranıza! Ve dedik:
Çok yakında nifak sokarlar aranıza; halk olarak olursunuz parça, pinçik... Kim bilir, kimler pusuda; düşünen beyinlere vurmak için dipçik?...
Yok mudur şu koca ülkede Atamızın yolundan giden bir Ademcik?...
Sonuç olarak; söylediklerimizde yanılmadık.
Ne yazık ki...
Her şey çok güzel olacak demekle; değişmiyor düzen, Nagihan'lı gezileriyle bile onların da tavrının ve tarzının ne yönde olduğunu ulusça gördük.
Öylesine umarsız bırakılmışız ki Reis Peker'den bile medet umduk.
Yetmezmiş gibi...
Sivas’ta halkı yakanlara...
İçişleri Bakanlığı döneminde Devlet kurumlarında Hoca Efendi sevgisi yayılmasına izin verenlere...
Dersim sevdalılarına...
Suriyelileri yurt topraklarına alan Devidoğulları'na...
Tekkeci, türbancı, Amerikancı olmakla; halkın derdine deva bulacakları yalanlarını atanlara....
Menderesçi demo-kıratlara...
Körü, körüne göz yumduk ama karşılığında ne bulduk?...
Kocaman bir hiç !...
Çoktandır unuttuk; saçı bitmedik yetimlerin hakkını sorup, sorgulamayı, bugünlerde hepimiz kendi derdimize düştük. Savaş arsızca çalarken kapıları;
bu koşullarda acaba CHP'deki ağaların keyifler yerinde mi?...
Ola ki akıl edip de soracak olursanız; halk olarak bizler oldukça kaygılıyız
Ve...
"Covid 19 pandemisinden sonra; bir de savaş pandemisine mi maruz kalacağız?...
Sağ oldukça; acaba daha neler gelecek başımıza?" diye hindi gibi düşünmekteyiz.