Altın kemer yerini buldu 

Ömer ALPDOĞAN Başkan düştü, altın kemer ortaya çıktı.. Demek ki, altın kemerin ortaya çıkması ve gerçek sahibine teslim edilmesi için başkanın seçim kaybetmesi, halkın koltuğu altından çekmesi gerekiyormuş.. Olayın hikayesi üç yıl öncesine dayanıyordu.. Karaisalı’da tam üç yıldır bir altın kemer olayı yaşanmıştı.. Sabık belediye başkanı, araya pandemi girdiği iddiasıyla üç kez Kızıldağ Karakucak güreşlerinde şampiyon olan pehlivan İbrahim Bölükbaşı’na teslim edilmemişti… Sahte pandemi gerekçe gösterilerek 2020 yılında güreşler yapılmamış, dönemin belediye başkanı Sadettin Aslan 2021’de şampiyon olan İbrahim Bölükbaşı’na “üç yıl üst üste” şampiyon olmadığı iddia edilerek altın kemer kalıcı olarak verilmemişti. Adanalının yıllardır nerede ve kimde olduğunu merak ettiği altın kemer ile ilgili olarak yargı, kemerin pehlivana teslim edilmesinin ve yargılama giderlerinin belediyeden tahsil edilmesine karar vermişti. 31 Mart yerel seçimlerinde başkan değişince, bir inatla kangren dönüştürülen altın kemer olayı da anında çözüldü.. Yeni Başkan Bekir Şimşek’in girişimleriyle, daha önce altın kemeri mahkeme kararına karşın sahibine vermeyen Sadettin Aslan, altın kemeri Karaisalı Belediyesi’nin avukatlarına teslim etti.. Belediyeye davet edilen pehlivan İbrahim Bölükbaşı’na hak ettiği altın kemer noter huzurunda teslim edildi.. Başkan Bekir Şimşek, eski başkan tarafından anlamsız şekilde sorun haline getirilen konuyu çözüme kavuşturdu.. İbrahim Bölükbaşı anasının ak sütü gibi hakkı olan altın kemerine kavuştu, Karaisalı Belediyesi de binlerce liralık bir yargı masrafından kurtuldu.. Üç yılın sonunda öğrendiğimiz şey ise, bir hakkın teslim edilmesi için bazen başkanın koltuğunu yitirmesi gerektiği oldu…   Ümit Özat siyasete soyundu Fenerbahçeli eski ünlü futbolcu, Adana Demirspor’un bir kaç kez teknik direktörlüğünü de üstlenmiş olan Ümit Özat siyasete soyundu ve tercihi Ümit Özdağ hocanın Zafer Partisi oldu.. Ümit Özdağ da, adaşı Ümit Özat’ı spordan sorumlu genel başkan başdanışmanı olarak atadı. Ümit Özat’ın siyasete atıldığını ise Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ sosyal medya hesabından duyurdu. Özdağ, paylaşımda, “Fenerbahçe futbol takımının eski kaptanı, seçkin spor insani Ümit Özat Zafer Partisi genel başkan spordan sorumlu başdanışmanı görevini üstenmiştir” ifadesiyle, kamuoyuna açıkladı.. Daha önce, 31 Mart yerel seçimlerinde oyunu Zafer Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Azmi Karamahmutoğlu başkana kullandığı açıklayan Ümit Özat’a siyasete ve Zafer Partisi’ne hoş geldin diyorum.. Siyasette de sporda olduğu gibi başarılı olacağından kuşkumuz yok!..   Tesadüf mü bu?.. Karabük’ten sonra, Türkiye’nin farklı illerindeki yabancı uyruklu öğrencilerin sayları tartışılmaya başlandı.. Bu illerimizden biri de Bolu.. Bolu Belediye Başkanı sayın Tanju Özcan, durumu, “Bolu’da 102 ülkeden öğrenci var. Ancak, bu öğrencilerin kendi ülkelerinde hangi okuldan mezun oldukları belli değil” diye açıklıyor. Yabancı uyruklu öğrenciler Türkiye’de nasıl okuyor?.. Bu sorunun yanıtını da Zafer Partisi Genel Başkanı sayın Prof.Dr. Ümit Özdağ veriyor.. Durumu şöyle idare ediyor Ümit Özdağ: “Bir devlet üniversitesinin tıp fakültesinde 1. sınıfta okuyan X isimli bir öğrencinin kısa hikayesini yazalım. X, yabancı bir ülke vatandaşı bir genç ve Tıp fakültesinde okumak istiyor. Sosyal medyada yalnızca lise diploması ile Türkiye’de tıp fakültesinde okuyabileceğini söyleyen bir reklam görüyor ve iletişim kuruyor. Konuştuğu kişiden 400.000 TL para vermesi karşılığında Türkiye'deki bir devlet üniversitesine tıp fakültesine kayıt olabileceği öğreniyor. Konuştuğu kişinin adı Y, bu kişi öğrenciler ile Türk üniversiteleri arasındaki organizasyonu sağlıyor gibi birçok kişi ve şirket bu işi yapıyor ve zenginlik içinde yaşıyorlar. Peki, Yabancı Uyruklu Öğrenci sınavı yani YÖS’e bile girmeden bu mümkün mü ? Evet, mümkün. Türk öğrenciler yıllarca dirsek çürüterek bu bölümü kazanabilirken X., Y’e 400.000 TL verdiğinde diploma puanına göre bile olsa, puan sıralamasına tabi tutulması gerekirken, nasılsa (nasılını biliyoruz elbette) üniversite ile sözde sözleşme yapan şirketin aracılığıyla kolaylıkla öğrenci oluyor. Peki üniversite harç parası hariç kasasına para koymazken ( harç bu yıl iptal edildi) kim veya kimler nasıl bir garanti veriyor ve kontenjan satışı gerçekleşiyor? Bu 400.000 TL yalnızca Y.’ye kalmıyor. Hangi üniversitede, kimler bu şekilde kayıt olduysa acilen tespit edilmesi gerekiyor. Ortada dönen rant inanılmaz boyutlarda. Türk gençliğine yapılan bir haksızlık daha.” Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Fatih Ergin, üniversiteleri yabancı öğrenciler için cennete çevirenlerin cemaati olduklarını açıklıyor.. Fatih ergin, Tanju Özcan’ın gündeme getirdiği  ve Karabük Üniversitesi’nin öğrenci sayısını yüzde 50 yabancılaştırılmasında rol oynayan kişinin İskenderpaşa (Hakyol) Cemaatine mensup İbrahim Kürtül olduğunu söylüyor.. Kürtül’ün Kastamonu’daki rolünün tamamladıktan sonra Bolu’da görevlendirildiğini ifade ediyor. Karabük Üniversitesi’ni Afrikalı istilasına açan eski rektöründe aynı cemaatten olduğu belirtiyor. Fatih Ergin’e göre, Afrika Araştırmaları Merkezi (AFAM) ile kontak halinde üniversiteler özelinde Türkiye’nin sosyolojik yapısını kalıcı şekilde bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar.. Karabük Üniversitesini yarı yarıya yabancılaştıran eski rektör ile İbrahim Kürtül’ün aynı cemaatten olması, Kürtül’ün Karabük’ten sonra Bolu’da görevlendirilmesi.. Tüm bunlar tesadüf olabilir mi?..   Zafer sarhoşluğundan yanlışa CHP’de yerel seçimlerden sonra, anlaşılan kimi başkanlar zafer sarhoşluğuna yakalandı ve bu sarhoşlukla makamlarının kişisel çıkarları için kullanabileceklerini sanıyorlar.. Bunun son örneği İstanbul’da yaşandı.. Genel Başkan Yardımcılığı görevi sırasında bilgisayar sistemlerinin çökmesiyle eleştiri oklarının üzerine toplayan Onursal Adıgüzel, 31 Mart seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkanı olmuştu.. Sonradan, kendilerinin başkan olması Adıgüzel’e yetmemiş olacak ki, eşi Elif Duygu Adıgüzel hanımefendiyi Çekmeköy Belediyesine Başkan Yardımcısı yaptırmış.. Birebir olmasa Adana’da Yüreğir Belediyesi’nde benzer bir durum olduğu ifade ediliyor.. Bir millettekinin kardeşinin belediyede etkili bir makama atanacağı söyleniyor.. Bu tür hareketler, CHP’yi hem 2028 genel seçimleri hem de 2029’daki yerel seçimlerde hezimete sürükleyecek hareketlerdir.. Onursal Adıgüzel ve benzer eylemler imza atan CHP’li başkanlara tavsiyem 1994 seçimlerini, İSKİ skandalını, Ergun Köknel, Nurdan Erbuğ, Feray Kavrar adlarını anımsamalarını tavsiye ederim.. O zaman da, İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen, Onursal Adıgüzel gibi eşini değil ama arkadaşlarını yetkili yerlere almıştı. Başkan seçilince yakın arkadaşlarından Ergun Göknel’i İSKİ’nin, Tuncer Çelik’i de İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ni başına getirmişti.. Ergun Göknel’in İSKİ genel müdürü olarak yaptıkları ve sekreteri ile aşk ilişkileri, eşine boşanmak için genel müdürlüktem aldığı maaşın hayli üstünde bir milyon dolar civarında tazminat ödemeyi kabul etmesi sosyal demokratların SHP’nin imajını ülke genelinde sarsmıştı. O döneme kadar sosyal demokratların neredeyse hiç birinin adı yolsuzlukla anılmıyordu.. Birçok SHP'li belediye başkanı ve bürokrat “namus sembolü” olarak görülmekteydi. Ancak skandal, SHP’li diğer belediyelerde de benzer olayların yaşanmış olabileceği iddiasını ortaya çıkarmıştı.. 1989 yerel seçimlerinde yüzde 35,95 olan SHP'nin oy oranı 1994’teki yerel seçimlerde yüzde 20,30’a düşmüştü. O sarsıntı, bana göre. İstanbul’un en başarılı belediye başkanlarından olan Nurettin Sözen dahil çok sayıda belediyenin kaybına neden oldu.. İstanbul Belediye Başkanlığı SHP’den Refah Partisi ve Recep Tayyip Erdoğan’a geçti.. Onursal Adıgüzel ve diğer başkanlar yaptıkları icraatlarda, atamalarda, eş dost ve arkadaşlarının yetkili yerlere atama yaparken, İSKİ olayını mutlaka akıllarına getirsinler.. CHP’yi büyükşehirleri kazanmak için bir 25 yıl daha beklemeye mahkum etmesinler…