İmamoğlu ve Yavaş’ın rakibi CHP’dir!

Rifat SERDAROĞLU Siyasette kimsenin kolay kolay değiştiremeyeceği kurallar vardır. Bunlar uzun yıllar içinde yaşanmışlıklarla, denenmişliklerle oluşmuştur. Acemi siyasetçilerin “Ben güçlüyüm, arkamda milyonlar var, kural tanımam” demelerinin hiçbir anlamı yoktur. Böyle düşünen toy siyasetçi, kafasını taşa vurunca gerçeği anlar… En önemlisi; “Çatal kazık, yere batmaz” kuralıdır. Bir siyasi partide, parti tüzüğünde yer alan ve parti Büyük Kongresinin verdiği “Genel Başkanlık” yetkisini, Genel Başkandan başka kimse kullanamaz. Kullanmaya kalkan olur ve Genel Başkan buna izin verirse, orada kaos olur! Kaos ve kuralsızlığın olduğu yerde ise başarı olmaz! Birinci Örnek; Eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu, delege yapısını kendi ekibinin düzenlediği Kurultay’da seçimi ve Genel Başkanlığı kaybetti. Yapması gereken, yeni seçilen Genel Başkan’a yardımcı olmak ve yazarak veya konferanslarla deneyimlerini partililerine ve kamuoyuna aktarmak olmalı idi. Kemal Bey ne yaptı? Bürolar açarak, kendisini parti içi kavganın ortasına attı. Şimdi, ekibi açıkça hem İstanbul’da hem Ankara’da adaylarının aleyhine çalışıyor… İkinci Örnek; Afyonkarahisar CHP Belediye Başkan Adayı (Milletvekili ve CHP TBMM Grup Başkan Vekili) Burcu Köksal (Avukat), Genel Başkan Özel’den önce eline mikrofonu aldı ve “DEM Partisi hariç tüm partilere Belediye’nin kapısı açık” dedi. Özgür Bey, Burcu Hanımın dediğini taa Uşak’ta anladı ve CHP’li Belediye Başkanlarına “Kapılarınızı herkese açın” diye belge imzalatacağını söyledi! Aynı gün Ekrem İmamoğlu, Burcu Köksal’a “Ya kendine başka bir iş bul, ya da başka bir parti” dedi! Burcu Köksal, diploması gerçek bir hukukçu. Belediye Başkanı Adayı, TBMM’de CHP Grup Başkanvekili. Ona bu şekilde konuşmak İmamoğlu’nun da, Genel Başkan’ın da haddi değildir. Genel Başkan, eğer konuşmada parti programı ve tüzüğüne aykırı bir suç görürse, yetkili kurullarını harekete geçirir ve Disiplin Kurulu kararına uyar. Kural, kuraldır. CHP’de Genel Başkan Özgür Özel, Lider İmamoğlu gibi bir ikili yönetim, partinin sonu olur. Üçüncü Örnek; Bir kişi, bir partinin üyesi olup, partisinde Büyükşehir Belediye Başkanlığına kadar yükseliyorsa, Anayasamızın değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerine ve partisinin programına, ilkelerine, tüzüğüne göre hareket etmek zorundadır. Partinin ilkelerine ve değerlerine inanmayan kişiler aday yapılırsa veya Genel Başkan, dünya görüşlerine tamamen aykırı, teröre ve yolsuzluğa bulaşmış partilerle işbirliğine girerse, ülke de partisi de ciddi yara alır… Aziz Türk Milleti; Korktuğumuz olay şudur; 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri sonrası Davutoğlu denen AKP’linin “İstikşafi Görüşmeler” aldatmacasıyla Anayasa’nın ihlal edilmesi ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerine kadar, AKP’nin ülkenin her yerinde estirdiği terör olayları nedeniyle yaşadığımız ölümler. Bunları dün gibi hatırlıyoruz. İmamoğlu’nun açıkça DEM Partisine sahip çıkması ile AKP denen küresel çetenin elemanının tekrar aynı oyunu sahneye koymasından endişe ediyoruz. Bu yüzden toplumun önüne çıkan siyasetçiler çok dikkatli konuşmalıdırlar. Önce milletini-devletini, sonra partisini düşünerek yapılan konuşmaya tüm dünyada TECRÜBE derler. Bilmem anlatabildim mi? 10 Mart 2024
Benzer Videolar