Ömer ALPDOĞAN
Üyesi ve sempatizanı olmasam da, yakından takip ettiğim partilerden birisi de Türkiye Komünist Partisi..
Yani TKP..
Bir çok dostumuzun da içinde bulunduğu TKP, Türkiye’nin sorunlarına çözüm önerileriyle dikkati çeken bir parti..
O nedenle, açıklamalarını, bildirilerini dikkatle takip etmeye çalışırım..
TKP Adana’da da Büyükşehir ve Çukurova’da belediye başkan adayları çıkardı..
Kubilay Altuntaş, TKP’nin Büyükşehir; Özgün Dincel, Çukurova Belediye Başkan Adayı oldu..
Hemen her ilçede belediye meclis üyeleriyle seçimlere katılacak..
Ayrıca, TKP üyesi Ozan Sabuncu, TKP’nin Semt evi’nin de bulunduğu Toros mahallesinde muhtar adayı oldu.
Boyun eğmeyenlerin muhtar adayı olduğu sloganıyla seçimlere girecek olan Ozan Sabuncu, seçilmesi durumunda mahalle meclisi kuracağını ve mahalle sorunları bu meclis aracılığıyla mahalle halkı ile birlikte çözeceğini ifade ediyor..
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kubilay Altuntaş, iktisatçılığının yanında yazın, kültür ve sanat emekçisi olarak da üreten bir kişi..
Çukurova Belediye Başkan Adayı Özgün Dincel ise yirmidört yaşında bir emekçi..
Genç, dinamik, akılcı, insana insanca yaşama hakkı sunan belediyecilik anlayışıyla Çukurova’yı daha da güzelleştirmek, Çukurova’yı ranta ve talana kapattı halka açmak için aday olduğunu söylüyor..
Çıktıkları yolda başarılar diliyorum..
Oya Tekin’de hazırsızlık gördüm
Dün CHP Seyhan Belediye Başkan Adayı Oya Tekin’in projelerini tanıtım toplantısını izledim..
Dikkatle izlediğim projeler, bende Oya Tekin’in hazır olmadığı izlenimini uyandırdı..
Anladığım kadarıyla, adaylık başvurusunu Çukurova için yapan Oya Tekin, çalışmalarının buna göre yoğunlaştırmış, Seyhan’dan aday gösterilince de hazırlıksız yakalanmış..
Örneğin, mahalle evleri projesinde evlerde Kuzey Afrika ve ABD’nin çöl iklimi yaşayan bazı kentlerindeki projelere neredeyse bire bir benziyordu..
Mahalle evleri projesi geleneksel Adana evlerini ve mimarisini anlatmaktan uzaktı..
Kuzey Afrika esintisi egemendi..
Bu konuyu sorduğumda, benzerliği anlatmak yerine kullanılacak malzemelerden bahsetmeyi yeğledi..
İklim değişikliğine göre beton yerine başka malzemelerin kullanılmasını amaçladıklarını söyledi..
Hâlbuki sorum açıktı.
Proje geleneksel Adana evlerinden ziyade Kuzey Afrika esintisi taşıyor. Bu tercih özel bir tercih mi?..
Keşke, Oya Tekin, geleneksel mahalle evleri projesi için Büyükşehir ve Seyhan Belediyesinin KUDEB ekiplerinden yardım alsaydı..
Oya Tekin’e iklim değişikliği konusunda bir şeyi de hatırlatmak da yarar var diye düşünüyorum..
İklim değişikliği, bugünlerde koparılan fırtınanın etkisiyle iddia edildiği gibi bir kaç on yıllık süreç değil..
Dünya tam onbin yıldır ısınma sürecinde. Bu doğal bir döngü, tıpkı gece ve gündüz, yaz ve kış döngüsü gibi..
Siz istediğiniz malzemeyi kullanın, dünya doğal sürecine devam edecek ve adım adım buzul çağına doğru gidecektir..
Gazeteci arkadaşımız Kamil Yalçın Göl’ün vurguladığı gibi sportif tesisler konusuna en küçük bir proje göremedik..
Toplantıda duymadığım ama, gönderilen basın bülteninde yer alan ifadeye göre, Oya Tekin, “Çocuk, genç, kadın, yaşlı her bir vatandaşımızın sağlık durumuna yönelik hizmetler oluşturmayı planlamaktayız. SMA hastalığının erken teşhisini sağlamak, Çölyak hastalarının sağlıklı beslenmelerini sağlamak. Kadın ve kız çocuklarının rahim ağzı kanseri olmasını önlemek gibi hedeflerimiz bulunmaktadır” diye açıklama yapmış..
Bu ifadedeki odak noktası bana göre SMA hastalığının erken teşhisini sağlamak..
Bakmayın Adana caddelerinde adım başı SMA hastası çocuklar için para toplamak için kurulan stantlara..
İstanbul’da faaliyet gösteren bir derneğin organize ettiği, toplanan paraların nerelere gittiği konusunda soru işaretleri bulunan SMA hastalığı, öyle yaygın bir hastalık değil..
Tüm dünyada nadir hastalıklardan biri olarak tanımlanmaktadır.
Görülme sıklığı dünyada on binde bir, Türkiye’de ise altı binde bir olan nadir bir hastalık..
Diğer nadir hastalıklarla birlikte SMA hastalığının tanısı ve tedavisi özel hastaneler, özel tesisler gerektiren hastalıklardır..
Ülkemizdeki doktorlar arasında da başta SMA olmak üzere nadir hastalıklar konusunda uzman olan hekim sayısı parmakla sayılacak kadar azdır..
Oya Tekin, yapamayacağı bir icraatın sözünü veriyor..
CHP Seyhan Adayı Oya Tekin’den önümüzdeki günlerde projelerinin daha ayağı yere basan, gerçekleştirmek için sağlanacak kaynakları bütün çıplaklığıyla anlatacağı yeni bir tanıtım toplantısı bekliyorum…
MECLİSİN KIYMETİ AYAKLAR ALTINDA
Henüz dokuz ay önce halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş 26 tane siyasetçi, 31 Mart yerel seçimlerinde, “Belediye Başkanı” olmak için adaylık başvurusunda bulunmuş.
Tanrının işi de tuhaf. Bu siyasetçilere milletvekilliği gibi bir makam hediye ediyor. Bu burnu büyükler, bunu beğenmiyor.
Milletvekilliğinin kalitesi o kadar düştü ki, vekilliği beğenmeyenler, belediye başkanı olup, egolarının bir de bu biçimde tatmin etmek istiyorlar..
Belediye başkanı olmak, demek ki daha forslu, daha avantajlı...
Bu anlayış, Meclis’in kıymetinin ayaklar altına aldıklarının bilmem farkındalar mı*..
Bu, işin bir boyutu.
Diğer boyutu şu:
Diyelim ki, bu 26 vekilin tamamı, seçilip belediye başkanı oldu. 26 vekil böyle eksildi. 3 vekil öldü. 1 vekilin (Can Atalay) milletvekilliği düşürüldü. Etti mi 30 tane eksik. Bu durumda, düşen 30 vekillik için “Ara seçim” yapılması gerekecektir.
Bu olasılık gerçek olursa ve muhtemel ara seçimi yeniden Cumhur İttifakı ve AK Parti kazanırsa, muhalefetin beğenmediği sistem daha da güçlenecek..
CHP’de, İyi Parti’de, Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi böyle bir olasılığın gerçekleşmesinin ağır sorumluluğunu kaldırabilecekler mi?..