Ömer ALPDOĞAN
Adayların belirlenmesi için artık günlerin değil saatleri sayıldığı günlerde, kulislerde adının sıkça duymaya başladığım AK Parti seyhan Belediye Başkan Aday Adayını bir araştırayım dedim..
Kimdir necidir diyerek araştırmak istediğim AK Partili aday adayı Mustafa Tunç adlı bir siyasetçiydi..
Kişisel internet sitesindeki bilgilere göre Elazığ’ın Palu ilçesinde doğmuş, inşaat işleriyle ilgilenen bir kişiydi..
Özgeçmişinde ilgimi çeken öğrenim bilgileri oldu. Kendi ifadesiyle, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamış..
Lisans eğitiminden sonra Kapadokya Üniversitesi’nde Yerel Yönetimler ve Çevre bölümüyle, Uluslararası Dublin Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği’nde betonarme, inşaatlarda statik mukavemet ve zemin iyileştirme alanlarında yüksek lisans eğitimini tamamlamış..
İlşte burada aklım karıştı..
Bilgileri biraz tuhafıma gitti..
Özel bir vakıf üniversitesi olan Kapadokya Üniversitesi’nde lisans bölümü olmadığı halde tezli ve tezsiz “Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler” adlı örgün ve uzaktan yüksek lisans programı bulunmakta ve programa İktisadi ve İdari Bilimler, Siyasal Bilgiler, İnsan ve Toplum Bilimleri, Beşeri Bilimler, Fen-Edebiyat Fakülteleri, Mimarlık, Mühendislik, Şehir ve Bölge Planlama, sosyoloji ve hukuk mezunları koşulları sağladıklarında kayıt olabiliyorlar..
İşletme Fakültesi mezunu olarak Mustafa Tunç da Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler programında yüksek lisans yapabiliyor..
Tuhaflık, özgeçmişin Uluslararası Dublin Üniversitesi’nde inşaat mühendisliğinde yüksek lisans tamamlama kısmında..
Mühendislik programlarında yüksek lisans yapabilmek için mühendislik, özellikle de program alanında lisans diploması gerekmekte.
Uluslararası Dublin Üniversitesi’n inşaat mühendisliği alanında eğitim veren “Online İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisans” programı mevcut..
Mustafa Tunç’un mezun olduğunu belirttiği program bu olmalı..
Ancak, bu tür programlara inşaat mühendisi olmayanların kabul edilmesi olası değil..
Üniversitenin kayıt sırasında mühendislik diplomasını istemesi gerekiyor..
Üniversite her ne kadar İrlanda ve Dublin’de gözükse de, online olarak Türkçe eğitim de veriyor..
Üstelik,lisans programına kayıt olmak için YKS, AYT gibi puanlara ijtiyacınız yok. Diploma ile Türkiye’deki aracı kurumlar başvurup, parasının yatırdıktan sonra kaydınız tamamlanıyor, eğitim videolarının kafanıza göre izleyerek yüzde 70 devam koşulunu sağlıyor, sonunda mezun olup diplomanızı alıyorsunuz..
Mustafa Tunç da Dublin’e ve İrlanda’ya gitmeden, Adana’dan bitirmiş olmalı ancak, işletme lisans diplomasıyla inşaat mühendisliği programında yüksek lisans yapması olanaksız..
Gel de, şimdiUluslararası Dublin Üniversitesi’nin Türkçe online eğitim sonunda vrediği diplomayı da, inşaat mühendisliği lisans diplomasını da, Uluslararası Dublin Üniversitesi’ne hangi lisans diplomasının verildiğini merak etme!..
Tabii, bir de aday adaylığı başvurusu sırasında AK Parti’ye hangi diplomaları sunduğunu..
Adaylık dosyasında, bu diplomaların yurt dışından alınanında YÖK’ün denklik belgesi var mıydı?..
Bu arada hemen belirteyim, sosyal medyada, Uluslararası Dublin Üniversitesi’nin sınavsız lisans, yüksek lisans, doktorra, bütünleşik doktora kayıtları ile ilgili ilanlarına yılın her ayında rastlayabilirsiniz.. Yılın her ayı da kayıt yaptırbilirsiniz..
Uluslararası Dublin Üniversitesi’nin diplolamalarına YÖK tarafından denklik verilip verilmediği de önemli bir konu..
Bu konuda en yetkili kişi olan
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol
Özvar’a kulak vermekte yarar var:
“Özelikle tıp, hukuk, eczacılık, mühendislik gibi bölümlere sınavsız veya uzaktan eğitim yolu ile diploma vaadinin karşılığı yoktur. Bu tür sahte içerikler, hiç eğitim alamama, iddia edilen nitelikte eğitim alamama ya da denk bir diploma programı olmaması sonuçlarını doğurabilir. Öğrencilerimiz ve aileleri hem para hem zaman kaybı yaratacak bu kurumlara karşı çok dikkatli olmalı."
“Yabancı bir üniversitenin Türkiye temsilcisi olduğunu iddia eden ve o üniversitenin uzaktan eğitim yolu ile kısa sürede tıp, diş hekimliği, mimarlık ve hukuk diplomasını vadeden aracı kuruluşlara kesinlikle itibar etmeyin. Şirket adresi vererek adı sanı bilinmeyen üniversitelere kayıt yapan bu aracıların oyununa gelmeyin."
“Tanınırlık, denklik için tek başına yeterli değil"
Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmış bir üniversite olmanın öğrencilerin diploma denkliği almaları için tek başına yeterli bir kriter olmadığını vurgulayan Özvar, “'Tanıma' denklik işlemlerinin sadece ön koşuludur. Unutmamalıdır ki yabancı bir yükseköğretim kurumunun tanınması, o kurumun diplomasının otomatik olarak denkliğinin olması demek değildir
. Tanınan bir yükseköğretim kurumundan alınan her diplomanın da denklik sürecine tabi olacağı bilinmelidir." dedi. Erol Özvar, “Öğrenim görülecek üniversitenin eğitim kalitesinin belirli bir seviyede olması ve mümkünse bazı dünya üniversite sıralamalarında yer alması önem arz etmektedir. Öğrencilerin ayrıca denklik alabilmesi için öğrenim görülen ülkede eğitime devam ederek asgari gün şartını sağlaması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.”
101 siyasi parti nerede?
Yargıtay kayıtlarına göre şu anda ülkemizde tam yüz otuz yedi siyasal parti faaliyet gösteriyor, ancak seçime sadece otuz altısı girebiliyor..
Peki geri kalan yüz bir parti nerelerdeler?
Ne iş yapıyorlar?.
Yıllardır varlıklarını sürdürdükleri halde neden seçimlere katılma hakkı elde edemiyorlar?..
Yargıtay kayıtlarına bakınca, bazı tuhaflıkların olduğu da görülüyor..
Yıllar önce kurulmuş ve faaliyette olduğu belirtilen bir çok partinin Yargıtay kayıtlarına göre üyeleri yok..
Sıfır üyeli bu partilerin kurucuları, genel başkanları, yönetim, disiplin, GİK üyeleri de mi partilerine üye değiller?..
Genel başkanlarının, genel idare kurulu üyelerinin bile üye görünmediği sıfır üyeleri partilerin faaliyette bulunmalarına Yargıtay nasıl izin veriyor?..
Bir çoğu da “adalet ve demokrasi”, “adalet ve hürriyet”, “adalet ve özgürlük”, “adaletin aydınlığı”, “adil türkiye”, “al sancak”, “anadolu medeniyeti”, “as”, “aydınlık demokrasi”, “aydınlık geleceğin” “ayyıldız”, “barış ve eşitlik”, “bağımsız cumhuriyet”, “bağımsızlık”, “büyük”, “büyük iktidar”, “cihan”, “cumhuriyet”, “cumhuriyet ve adalet”, “cumhuriyet ve istiklal”, “çoğulcu demokrasi”, “demokrasi zamanı”, “devlet”, “doğuş”, “ebedi nizam”, “genöç türkiye”, “halkın sesi”, “halkın umudu”, “işçinin kendi”, “kadın”, “kızılelma”, “küresel adalet ve liyakat”, “milliyetçi türkiye”, “merkez”, “merkez sağ”, “milli”, “milliyetçi sol”, “milliyetçi cumhuriyet”, “milli beraberlik”, “müdafaa-i hukuk hareketi”, “ocak”, “osmanlı”, “ötüken birliği”, “özgürlük ve sosyalizm”, “sağduyu”, “sevgi ve saygı”, “sosyalist cumhuriyet”, “sosyalist emekçiler”, “şahlanış”, “tek”, “turan”, “turan hareketi”, “tuğra”, “türk birliği”, “türkiye ekonomi ve kalkınma”, “türkiye emekliler”, “türkiye ittifakı”, “türkiye gençlik”, “türkiye güven”, türkiye yaşam”, “türkiye uyanış”, “türkiye’m”, “türkiye’nin sesi altınçağ”, “ulusal”, “umuda yürüyüş”, “uyanış”, “ulusun”, “ülkem”, “vatan severler”, “vatan ve hürriyet”, “yeni yol”, “yeniden diriliş”, “yüce diriliş”, “yerli ve milli” gibi bayağı cafcaflı ve iddalı adlara sahipler..
Ama anlaşılan bu partiler daha kendilerine umut olmamışlar, uyanamamışlar, umuda yürüyememişler ki, ne yeniden ne de yüce bir diriliş gerçekleştirememişler olacaklar ki, halkın önüne çıkmamışlar..