Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

HOTİAD’ın bağışladığı 102 deprem evinin açılışı yapıldı

İlhan KARAÇAY 60 yıla

İlhan KARAÇAY

60 yıla yaklaşan gazetecilik yaşamımda, dünyanın dört bir tarafında sosyal, kültürel ve sportif etkinlikleri takip ettim.

Üzüldüğüm, yorulduğum etkinlikler yaşadığım gibi, sevindiğim ve hiç yorulmadığım etkinlikler yaşadım.

Ne var ki, gazeteciliğimin son demlerinde yaşadığım üç günlük bir etkinlik seyahati, beni ve beraberimdekileri çok sevindirdiği gibi çok da duygulandırdı…

Sevinç ve duygulanmanın yanında çok da gururlandırdı bu 3 günlük çalışma.

Gururlanmam Hollanda’da yaşayan Türkler adına oldu tabii…

Duygulanmam da, insanoğlunun var oluşundan bu yana görülmemiş olan feci bir depremin, geride bıraktığı izlerden kaynaklanıyor.

Depremin, daha doğrusu depremlerin, canlarını aldığı yüzbinlerin cesetlerine ulaşılamazken, geride kalanların yaşantılarına şahit olmak, gerçekten çok üzücü.

Depremzedelerin yaşadıkları zorlukları medyada takip etmekte olduğunuz için ben tekrar yapmayacağım.

HOLLANDA CEPHESİ

Deprem sonrasında Hollanda’da Giro 555’in başlattığı yardım kampanyası sonrasında rekor düzeyde bir meblağ toplandı. Tam 125 milyon euro 12 yardım kuruluşu arasında paylaşıldı. 6 Kuruluş Türkiye’yi, 6 kuruluş da Suriye’yi üstlendiler.
Bu konuda eleştirilerim oldu ama, paraların değerlendirilmesi için, projeler yaptırmak gerektiğini de belirtmiştim.

Şimdi gelelim 3 günlük etkinlik gezimize:

Hollanda’da yaşayan ve ceplerinde akrep olmayan bir grup Türk iş adamı, kesenin ağzını açarak topladıkları paralar ile tam 102 konteyner ev yapımını gerçekleştirdiler. Hollanda Türk İş Adamları Derneği HOTİAD’ın yöneticileri ve üyelerinin topladığı 500 bin euro kadar yardım parası ile neler yapılabileceği düşünülürken, temas kurulan AFAD’tan ‘Konteyner ev’ teklifi geldi. Bu fikir HOTİAD yöneticileri tarafından onaylanınca harekete geçildi.
Evleri yerleştirecek yer bulma, satın alma, montaj yapma, alt yapı düzenleme işleri çok zor olacağı için, projeye katılmak isteyen Türk-Hollanda Dostluk Vakfı da devreye sokuldu.

HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, AFAD Müdürü Ali İhsan Bey ve Türk-Hollanda Dostluk Vakfı Başkanı Edip Hilmi Aktaş, kendilerine gösterilen Serinyol ilçesindeki arsa üzerine ‘Dostlar Konteyner Kent’in kurulması için start verdiler.

Türk- Hollanda Dostluk Vakfı adına devreye giren ünlü sanatçı ve mimar Suavi, çalışmaları yakından takip ederek, projenin tamamlanmasında büyük rol oynadı.

AÇILIŞA GİDİŞ

Hatay’ın Serinyol ilçesindeki Konteyner Kent’in açılış ve depremzedelere pay ediş günü için, Hollanda’dan 16 kişilik bir ekip yola çıktı. Faruk Halıcı’nın mihmandarlığındaki ekipte şu isimler vardı: Hikmet Gürcüoğlu, Faruk Halıcı, Veysel Hut, Behzat Eren, Mehmet Keskin, Abdurrahman Çalışkan, Mümin Gezici, Nafi Keleş, Selçuk Öztürk, Hülya Kaya, Dursun Kılıç, İlhan Karaçay, Özcan Özbay, Selma Keleş, Mehmet Ali Topcu ve Zeynel Abidin Kılıç,

Hollanda’nın karlı ve fırtınalı havasından, Adana’nın ılıman havasına gelen ekip, İskenderun’a giderken yolda bir kaburgacı lokantasına girişte şaşkına uğradı. Zira, gecenin saat 23.00’ünde müşteriler dışarıda terasta yemek yiyorlardı.

Hollanda’daki bıktırıcı havadan Çukurova’nın ılıman havasına gelen ekip de terasta oturarak yörenin leziz yemeklerini afiyetle yedi.

İskenderun’daki gecelemenin ardından gelen gün, hem diğer konteyner evleri görmek ve hem de Hollanda’dan getirilen giyecekleri dağıtmak için bolca ziyaretler yapıldı. Daha önce Tilburg’da yaşamış ve Antakya’ya dönmüş olan Hüseyin Yanmaz ekibe mihmandarlık yaptı.


Hüseyin Yanmaz mihmandarlık yaptı ama, HOTİAD’ın en hareketli kişisi Faruk Halıcı da (önde ayakta) iyi bir liderlik yapıyordu. Ekipte, DENK Partisi’nin kurucularından milletvekili Selçuk Öztürk de vardı. (Arkada ayakta)


Beyhan Gençay Ortaokul’una giden ekip, buradaki öğrencilere giyecekleri dağıttı. Sevinç ile aldıkları giyecekleri kışın soğuk günlerinde kullanacaklarını söyleyen çocukların o anki haletiruhiyeleri görülmeliydi.

Başta ekip başkanı Hikmet Gürcüoğlu olmak üzere, ekiptekilerin boyunlarına sarılan öğrenciler arasında gözyaşı dökenler de vardı. Bu durum tabii ki ekiptekileri de duygulandırdı. 

Giyecek dağıtılan Beyhan Gençay Ortaokul’unda büyük bir hareketlilik vardı. Eşyaları kapan öğrenciler koşuşturuyorlardı.

BELEDİYE BAŞKANINI ZİYARET

Daha sonra Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin davetine gidildi. Belediye Başkanı Ankara’daydı. Zira o CHP’deki başkanlık adaylığı kulisi yapmak için Genel Başkan’ı ziyarete gitmişti. Ekibi, Başkan Vekili Fedai Yücedağ ağırladı. Yücedağ, asrın felaketinin, kentte nasıl bir felaket yarattığını anlatırken, HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu da, Hollanda’daki Türk toplumunun 60 yıllık göç hayatından ve HOTİAD’dan kesitler anlattı.

Bu Arada naçizane şahsım da, Hollanda’da toplanan 125 milyon euroluk yardım parasından söz ederek, “Lütfen Hollanda’ya projeler sunulmasını sağlayın ki, paralar orada kalmasın” dedim.

HATAYSPOR’UN KONUKSEVERLİĞİ

Ekibin ilk günkü ziyaretlerine eşlik eden Hatayspor’un Başkan Vekili Aydın Tokgöz, acılı günün akşamında verdiği ziyafet ile büyük bir konukseverlik gösterdi.  Hatayspor Başkan Vekili Aydın Tokgöz (ortada sağda) ve Tilburg’da yaşamış olan mihmandar Hüseyin Yanmaz (yanda sağda)

KONTEYNER KENT’İN AÇILIŞ GÜNÜ

Yağmurlu ve fırtınalı bir günün sabahında İskenderun’dan yola çıkan ekip, Serinyol ilçesindeki Konteyner Kent’e vardığı zaman güneş doğmuştu.

Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, Hollanda’nın Gaziantep Fahri Konsolosu Bora Tezel, Hatay Vali Vekili Doğukan Mızrak, AFAD Bölge Müdürü Ali İhsan Bey, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fedai Yücedağ, Hatayspor Başkan Vekili Aydın Tokgöz, Türk-Hollanda Dostluk Derneği adına Suavi ve HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu birer konuşma yaptılar.

SUAVİ: AİLESİNİ KAYBETMİŞ GENÇ YİĞİTLERLE BİR DOSTLUK KOZASI ÖRDÜK.

Projeyi başından sonuna kadar dikkatle takip eden ünlü sanatçı ve mimar Suavi şunları söyledi:

“Değerli depremzedeler, zor bir süreç yaşadık hep beraber. Burası, zorluğu yaşamış yüzlerce havzanın sadece tek bir hücresi. Çok büyük ve yaygın bir alanda sabaha karşı çaresizliğe yakalandı insanlar… Kendi adıma sırt çantamı alıp geldim buraya. Sağlık sorunlarım olmamış olsaydı buradan hiç ayrılmazdım. Bu kent ile hiçbir özel bağım yok, insan olmanın dışında. Ben buraya arama-kurtarma ve mimarlık eğitimi almış ve bu kentte konserler vermiş, şarkılar söylemiş, bu ülkenin bir evladı olarak geldim.

Depreme turne sonrası Diyarbakır’da yakalandım. Sırtımda bir tişört ve bir şortla yangın merdiveniden kayarak indim. Yıkımın sadece Diyarbakır’da olduğunu sanmıştım ama, iki saat sonra bütün bölgeyi kapsayan büyük bir felaket olduğunu içim yanarak öğrendim.

Bir takım yeteneklere sahiptim. Bundan dolayı evimde oturup televizyon seyrederek bu zorlu süreci geçirmek bana göre değildi. Ve çıkıp buraya geldim. Adımız pek çok dedikoduya karıştı ama bunlara asla aldırmadan doğru bildiğimi yapmaya devam ettim.

Bu gibi durumlarda dedikodu, manipülasyon bir virüs gibi ürer. Ama müthiş bir şey yaşadık, bu süreç önyargıların kırıldığı bir dayanışmaya dönüştü. Ben bu sürece katkı veren, ne Valimizi ne AFAD yetkilisini ne belediyeyi tanımazdım. Tek bir sırt çantası ile geldim, koskoca bir ailem oldu. 74 yaşında salya sümük ağlayarak gideceğim ben buralardan. (Suavi bu anda gözyaşlarına hâkim olamadı ve ağladı)

O kadar kirli şeyler yaşadık ki, oy kaygısıyla hareket eden ucuz siyasetçiyi de gördük. Ancak, hiçbir şeye aldırmadan etrafımızda, bütün ailesini kaybetmiş gencecik yiğitlerle bir dostluk kozası ördük ve adını da Dostlar Dayanışma Derneği koyduk. Bu dostluk ilelebet sürecek ama umarım yeni acılar üzerinden filizlenmez, başka sevinç ve keyiflere dönüşür.

Bu duygularla, ülkemizi temsil eden makam sahiplerini, ülkemizin konukseverliği ile karşıladığımız Sayın Büyükelçimizi, bu günün oluşmasında maddi desteği bulunan HOTİAD’ın değerli yöneticilerini; onun dışında kapıdaki çöpçüden tırı kullanan şoföre, AFAD’ın çalışanından bu sürece katkı veren isimsiz kahramanlar bir koza gibi ördüler. Hiç kimsenin kişisel becerisiyle, hareketiyle gelişmedi bu. Buradan alnımızın akıyla çıkarsak eğer, burada yaşamını sürdürecek olan insanlar itilip kakılmışlık hissetmeden, ötekileştirilmeden, ‘bize insanca değer verildi’ diyebiliyorsa; buradaki hazirunun tek kazancı bu olacak. Bu hak ediş, bu ahlâk ve terbiye ile, dayanışmanızdan duyduğum memnuniyet ile hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Doğukan Valimizin şahsında, devletin bütün kanadına, özellikle bu dayanışma sürecinde gösterdikleri duyarlılık ve insaniyet için yürekten teşekkür ederim.

HOTİAD tarafından sponsorluğu sağlanıp dayanışmaya dönüşen bu 21 metrekarelik mekânlar, üç ayrı grubun birebir faaliyetiyle eşit mesafede omuz omuza çalışmasıyla bu hâle geldi. Kuşkusuz bu koordinasyonları yaparken devletin ayağını her zaman bir dostluk ve dayanışma bilinciyle; hatta zaman zaman mevki gözetmeksizin büyük bir nezaketle yönettiğine tanıklık ettiğim Vali yardımcımız Doğukan Mızrak’a kalbi şükranlarımızı sunuyorum.”

HOTİAD BAŞKKANI HİKMET GÜRCÜOĞLU: “YAPTIĞIMIZ, İNSAN OLMANIN BİR GEREĞİ İDİ”

HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu yaptığı duygu dolu konuşmasında şunlara değindi:

“Soğuk, yağışlı bir gecede çok büyük bir felaket yaşandı, büyük kayıplar verdik, derin acılar yaşattı. Bunun izlerini iki gündür kentte içimiz yanarak, kanayarak gözlemliyoruz. Sizler bu acıyı fiilen yaşadınız, bizler de uzaklarda yaşadık. Sizlerle beraber uykusuz kaldık, sizlerle beraber ağladık, yandık. Bunun bir sonucudur ki bu acıların bir şekilde paylaşılması gerekiyordu. Bu proje HOTİAD’ı oluşturan bütün arkadaşlarımızın ortak düşünce ve kanaati üzerine hayata geçirildi. Barınma ihtiyacı en önde gelen ihtiyaç idi. Biz işin bir bölümünü üstlendik, diğer belki de en önemli en ağır kısmı da Suavi Bey, Bülent Bey, Adnan Bey ve diğer görünmez kahramanların omuzlarındaydı. Ben bu projenin bu hale gelmesinde emeği katkısı olanları saygıyla selamlıyorum, kalbi şükranlarımızı sunuyorum.

Yine derneğimiz, böyle dayanışma ve yardımlaşma adına bir oluşuma destek vermişti. Orada ihtiyaç sahibi insanların gözlerindeki sevinç ve şaşkınlığı gördüğümde, birini mutlu etmenin ne kadar kolay olduğunu düşündüm.

Konuşma yaparken meydanda tek bir ağaç gözüme takıldı. “Allah’ın ağacı” deyip geçtiğimiz o ağaç bile, meyve vererek, tabiatı süsleyerek, toprağı tutarak, gölge vererek bir işe yarıyor. Bizler insan olarak nasıl bir işe yaramayız. Dolayısıyla yaptığımız, insan olmanın bir gereği idi. Bu küçük yardımla bizler sadece yarayı pansuman ettik. Bizler de bunun karşılığında insan olduğumuzu yeniden hatırladık, hissettik. Bizim kârımız da bu. Tekrar geçmiş olsun. En kısa zamanda eskiye döneriz inşallah. Bundan sonraki dönem için biraz daha akıl ve bilime, vicdan ve saygıya önem verir, düşünür, davranır; tedbirlerimizi alır, bu acıları bir daha yaşamayız.”

BÜYÜKELÇİ JOEP WİJNANDS: “YARDIMIN BÖLGEYE GELMESİ İÇİN İKİ ÜLKE YETKİLİLERİ OLARAK ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA ÇALIŞTIK”

Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, Hollanda’daki Türklerin misafirperverliğini yakından gördüğünü, ancak burada bunun zirvede olduğunu hatırlatarak şunları dile getirdi:

“Kusura bakmayın, sizlere bugün Hollanda’nın yağmurunu getirdim. Bana görev verildiğinde ilk görüştüğüm kişi Hikmet Gürcüoğlu idi.

Bu bölgeye beşinci kez geliyorum. Her gelişimde o yıkımın içimi nasıl acıttığını tarif edemem. Ama insanların hayata tutunmak için verdikleri mücadele ve dayanışma ruhu da bana eşsiz duygular tattırmakta.

Hollanda’nın ülke olarak ayrı bir desteği var ancak orada yaşayanların da büyük bir seferberliği oldu. HOTİAD’ın bu önemli girişiminde hem ihtiyaç sahibi insanlarla hem de bu inisiyatifi alan HOTİAD ile birlikte olmak istedim ve buradayım.

Hollanda, afetin daha ilk anlarından itibaren bölgeye teknik, uzmanlık ve destek amaçlı hizmeti verdi, vermeye devam edecek. Sizi yalnız ve çaresiz bırakmayacağız. Hollanda Türk toplumu ile el ele vererek bütün imkânları kullanarak gereken yardımları büyük bir dayanışma ruhu ile gerçekleştireceğiz ve önümüzdeki süreçte de sizlerle beraber olacağız.

Hollanda Türkiye dostluğu asırlar öncesine dayanıyor. Bu dostluk bu gibi dönemlerde artarak devam ediyor. Omuz omuza vererek bu acıların üstesinden geleceğiz ve yaralarımızı birlikte saracağız. Hepinize ve özellikle HOTİAD’a teşekkür ediyorum.

Büyük bir acı yaşandı. Acının izlerini hâlâ her yerde görmek mümkün. Hollanda Türkiye arasında bu yaraları sarmak, acılara ortak olmak için iki ülkenin insanları ayağa kalktı, âdeta seferber olup iyilik ve yardımda yarıştılar. Bugün HOTİAD’ın da yaptığı şey bu güzellikten sadece bir tanesi.

Bunu sadece bugün ile sınırlamayacağız, ihtiyaç olan yardımın bölgeye gelmesi için iki ülke yetkilileri olarak elimizden geleni yapmaya ve bu yıkımın travmaya dönüşmeden anlatılması yardımcı olacağız.”

VALİ VEKİLİ DOĞUKAN MIZRAK: “DEVLET OLARAK AMACIMIZ, VATANDAŞLARIMIZI EN KISA ZAMANDA KALICI KONUTLARA YERLEŞTİRMEK”

Hatay Vali Yardımcısı Doğukan Mızrak yaptığı konuşmada şunlara dikkat çekti:

“Bu topraklar, kentimiz, yazılı tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşadı. Sayısal verilerle bu felaketin büyüklüğünü sizlere izah etmeye çalışacağım. 7.7, 7.6 ve 6.8 büyüklüğünde ilimizde yaşanan depremler neticesinde toplam 23.780 vatandaşımızı kaybettik. Kaybettiğimiz canlarımızı rahmetle anıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Kayıplarımızın yanı sıra şehrimizde 80 bin bina, 250 bin konut tamamıyla yok oldu. Bu durum bir çok vatandaşımızı afetzede konumuna düşürdü ve evsiz kaldılar. Devletimiz, dost devletler, uluslararası ve yerel STK’lar, depremin ilk olduğu andan itibaren tüm imkân, kapasite ve kabiliyetiyle sahalara çıkarak, arama-kurtarma çalışmalarından başlamak üzere, ardından gelecek olan işe, beslenme ve barınma imkânlarına kadar her alanda işbirliği ve koordinasyonla işbirliği içerisinde birlikte çalıştık. Şuan içerisinde bulunduğumuz bu şirin konteyner kent de, bu çalışmaların bir ürünü.

Burayı tasarlarken, yapım sürecini takip ederken Suavi Bey’in de dediği gibi zorlu dönem ve süreçler yaşadık. Hem Suavi Bey hem Adnan Bey değerli emekleriyle buranın bu hâle gelmesine vesile oldular. Bizler de devlet olarak bu sürece şahitlik ettik. Birçok çalışma alanı içerisinde birlikte çalıştık. Ama ikisinden de bireysel bir taleple karşılaşmadık. Her zaman Hataylı kardeşlerimizin yaşam kalitesini ve konforlarını geliştirmek, artırmak üzere talepte bulundular. Kendilerine hassaten en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum. Yine siz kıymetli bağışçılarımız olan HOTİAD’ın değerli üyeleriyle iletişim kanallarını kendileri kurdular ve devam ettirdiler. Bugün burayı hizmete açmanın haklı gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Sayın Büyükelçimiz nezdinde Hollanda hükûmetine, değerli Başkan Hikmet Gürcüoğlu ve HOTİAD üyelerine, AFAD Müdürü Ali İhsan Bey’e, burada emeği olan işçi, çalışan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

İsmi “Dostlar Yerleşkesi” olan bu yerde eşsiz dostluklar da edildi ve bu dostluklar her daim devam edecektir. Konteyner kentimizin afetzede vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Buralar tabi ki geçici barınma alanlarımız. Devlet olarak amacımız, vatandaşlarımızı en kısa zamanda kalıcı konutlara yerleştirmek. Bu süre içerisinde de buralarda konforlu bir yaşam sürmelerini ve yaşadıkları acıları bir nebze unutturmayı ve yaralarını sarmayı amaçlıyoruz. Sizlerin de katkılarıyla bu amaç doğrultusunda güzel bir adım attığımızı düşünüyorum.”

GÜRCÜOĞLU TERECİYE TERE SATTI:

HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands’a bir hediye paketi sundu. Paketi açmasını istediğimiz Büyükelçi, “Ooooo, Hollanda peyniriymiş, çok özlemiştim” diye sevindi.

Gürcüoğlu böylece tereciye tere satmış oldu. Bu sözü tercüme ettiğim Büyükelçi, “Çok ilginç” diye hayretini yineledi.


Üç günlük duygusal bir çalışma seyahati sona ererken, Hollanda Türklerine şükran borçlarını ifade eden Hataylı depremzedelere bırakılan konteyner Kent önünde ben de bir hatıra fotoğrafı çektirdim