Faruk HAKSAL
Aylardan Kasım günlerden Cumartesi, hangi yılda olduğumuzu siz zaten biliyorsunuz.
Saat 03 civarı…
Kurultay salonunda yer alan insanların büyük, çok büyük bir kısmı horon tepiyor.
Yer Akbük, evin salonundaki televizyon açık. Ses gümbür gümbür.
Eşim ve ben ayaktayız, bilmediğimiz, beceremediğimiz halde ekrandaki horon tepenleri taklit etmeye çalışıyoruz.
Ben mi, ben sadece yerimde zıplayıp duruyorum.
Evet…
CHP Kurultayı’nda ortaya çıkan sonuç gerçekten çok önemlidir.
Pazar günün o ilk saatleri ülkenin makus talihine çoğulcu ve gür bir sesle dur denmiştir. O sabah ülkenin geleceğinin yeniden yapılandırılabilme imkânını önümüze koyan bir dönüm noktasıdır.
Böyle bir sonuç karşısında heyecanlanmamak mümkün müdür?
Hayır değildir, ama…
Artık heyecanlarımızı dindirme zamanıdır.
Sevinçlerimizi işe, emeğe, bilince ve planlı-programlı yoğun bir stratejik çalışmaya yükseltmek zorundayız.
Heyecanın azı yararlı, çoğu çok çok zararlıdır.
Bizim heyecanımız mutluluktan doğmuştur. Kökeninde sevinç vardır, yeniden yeşeren umutlarımız vardır.
Dolayısıyla bizlere enerji verecek kıymetli bir duygudur. Ama onun hızını ve coşkusunu kontrol etmek koşulu ile… Hele hele seçilen yeni genel başkan ve yanındaki yol-arkadaşları…
Heyecanlarınızı kontrol ettiğinizde hemen ardından bilinç, sağduyu ve soğukkanlılık gündeme oturacaktır.
Heyecan çalışmalarımızın motorudur ama, bilinç-sağduyu ve soğukkanlılık başarılarımızın anahtarlarıdır; öyle olmak zorundadır.
Heyecan nasıl kontrol altına alınır?
Nefes egzersizleri yapmak gibi basit fiziksel yöntemleri deneyebilirsiniz ama, işin temeli başarıya ve ideallerinize olan güveninizi taze tutmaktan geçer…
Son cümle:
Yeni seçilen CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’i, ortaya çıkan bu değerli zaferin gizli kahramanı olan Sayın Ekrem İmamoğlu’nu… Ve öncelikle de, kişisel çıkar çarklarına meydan okuyarak lider sultasına boyun eğmeden özgür iradesini cesaretle ortaya koyan delege kardeşlerimizi en içten duygu ve düşüncelerimizle kutluyor, başarılar diliyoruz.
www.soruyusormak.com