Olaynet– İklim krizinin etkilerini en aza indirmek amacıyla yaşama geçirileceği ileri sürülen Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), önümüzdeki yıllarda küresel ticaretin gidişini değiştirmeye yönelik çalışmalar yürütüyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) 2030 yılına dek karbon ayak izinin yüzde 50 oranında düşürülmesiyle 2050 yılında karbon-nötr hedefi doğrultusunda yaşama geçirilmesi amaçlanan SKDM’nin pilot uygulaması, 1 Ekim 2023 tarihinde başladı. Başta karbon kaçağı riski içeren; gübre, demir-çelik, alüminyum, çimento gibi sektörlere uygulanacak SKDM, Avrupa’ya satılan bütün ürünleri kapsayacak. Karbon emisyonlarını belirlenen sınırlarda tutmayan şirketler “karbon vergisi” ile karşı karşıya kalacak. SKDM’den etkilenmemek adına Türk dışsatım firmalarının şimdiden ürünlerinin karbon emisyonlarını hesaplamaları ile karbon ayak izlerini düşürmeye yönelik önlemler almaları gerekiyor.
Küresel ticarette karbon ayak izinin azaltılması amaçlanan SKDM’ye ilişkin açıklamalarda bulunan TÜRKKEP Genel Müdürü Olcay Yıldız, şunları söyledi:
“Atmosferde sera gazı seviyesinin artması iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin çok daha ağır biçimde hissedilmesine neden oluyor. Bunun önüne geçebilmenin tek yolu ise karbon ayak izinin azaltılması. Özellikle çimento, demir-çelik, alüminyum gibi sektörlerde ihracat yapan firmaların karbon emisyonlarını azaltmak için iş süreçlerini dijitalleştirmeleri artık bu uygulama ile ciddi bir zaruriyet. 2026 yılı itibariyle belirlenen emisyon kriterlerine uymayan şirketleri vergi yükü ya da karbon kredisi gibi yüksek maliyetler bekliyor. Emisyon sınırının altında kalan şirketler ise elde edecekleri ekstra karbon gelirleri sayesinde daha rekabetçi bir konumda yer alacaklar. Dolayısıyla Avrupa Birliği’ne ihracat yapan tüm Türk şirketlerinin gerekli girişimleri şimdiden yapmaları çok önemli. Ülkemizin ihracattaki mevcut gücünü koruması ve daha da ileriye taşıması için mutlaka karbon ayak izlerini düşürmeleri gerekiyor.
Teknolojide yaşanan hızlı değişimle birlikte çevre dostu dijital dönüşüm ürünleri, iş süreçlerine ve hatta özel yaşamımızın birçok alanına yayılmış durumda. Bu dönüşüm sayesinde karbon ayak izi ciddi oranda azaltılabilir. Örneğin; 1.000 çalışanı olan bir şirket bordro yönetimini tamamen dijitalleştirdiğinde basım, zarf ve kargo gibi masraflardan yüzde 80 oranında tasarruf edebiliyor. Sadece bordro yönetimini dijitalleştirerek ortalama 3 yılda 12 ton karbon emisyonunu da engellemiş oluyor. Bu rakam, 480 yetişkin ağacın 1 yılda kazandırdığı oksijene eşit bir miktar.”
EKONOMİ
21 saat önceYAZARLAR
21 saat önceYAZARLAR
21 saat önceYAZARLAR
22 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce