Brüksel’de bir araya gelen AB büyükelçileri, cuma günü İspanya’da yapılacak olan AB liderleri gayriresmi zirvesi öncesinde İtalya’nın çekincelerini aşmayı başardı ve Avrupa göç politikasının reformuna yönelik kilit bir metne imzayı attı.
AB Dönem Başkanı İspanya tarafından açıklanan anlaşma, üye devletler ile Avrupa Parlamentosu arasındaki müzakerelerin temelini oluşturacak.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen anlaşmayı müzakerelerde ilerleme kaydedilmesine izin verecek “oyun değiştirici bir gelişme” olarak tanımladı.
Anlaşma ne getiriyor?
“Sığınma ve Göç Paktı” olarak adlandırılan anlaşma, 2015-2016 mülteci krizinde olduğu gibi bir AB ülkesine kitlesel bir göçmen akını olması durumunda Avrupa’nın vereceği tepkiyi düzenlemek üzere tasarlandı.
Anlaşma, üye ülkelere kriz zamanında iltica ve göçmenlik politikalarını uyarlama seçeneği tanıyor. Metin, “kitlesel” ve “istisnai” bir göçmen akını durumunda, sığınmacılar için olağan prosedürlerden daha az koruyucu bir istisna sistemi getirilmesini öngörüyor.
Anlaşma, AB’nin dış sınırlarında gözaltında tutma süresini 40 haftaya kadar uzatıyor. Anlaşma kapsamında ayrıca, yüksek mülteci akınına uğrayan devletler işlemleri hızlandırabilecek ve diğer AB üyelerinden, sığınmacıların başka yere yerleştirilmesi ya da mali yardım alınması şeklinde dayanışma katkısı talep edebilecek.
Almanya ve İtalya’nın itirazları aşıldı
AB’nin “Sığınma ve Göç Paktı “nın üye Devletler tarafından üzerinde anlaşmaya varılması gereken son parçası olan bu metin, aylardır Almanya’nın insani gerekçelerle itirazlarına maruz kalıyordu. Eylül sonunda yapılan içişleri bakanları toplantısında Berlin’den yeşil ışık almak için bir uzlaşma sağlandı ancak bunun ardından İtalya itiraz etti.
Diplomatik kaynaklara göre İtalya, göçmenleri kurtaran sivil toplum kuruluşlarının rolüyle ilgili itirazda bulundu. Roma, Akdeniz’de bazıları Alman bayrağı altında faaliyet gösteren çeşitli kurtarma sivil toplum kuruluşlarını finanse ettiği gerekçesiyle Berlin’i eleştiriyordu.