Oktay EROL
İnsanların, bir labirentin ortasında “ne yapacağını” bilmez biçimde kalmasını “muhalefet” istiyor, “iktidar” da bu yaşananlardan yararlanıyor! Benden “muhalefet, iktidarla eşgüdüm içinde” dememe de engel olmayın! Yaşananların başka açıklamasını da bulamıyorum!
Chp’deki “üst kurmayların” ne yaptıklarını, bir adım ileri giderek kendilerini “değişimci” olarak tanımlayanların da ne denli “içten” olduklarını çözemeyenlerdenim! Bu güne değin izledikleri politikanın “hangi yaraya” merhem olduğu söyleyebilirler? Basını toplayarak yaptıkları açıklamalara; yinelenen, ancak etkisi olmayan/ söylemiş olmak için dile getirilen bir yığın sözden başka bir anlam veremediğim, tüm gelişmelerin pastasını yiyenin “iktidar” olduğunu söylemek yanlış olmaz!
Ekonomiden tutun, eğitime/ sağlığa/ sığınmacılara değin bir yığın söz! Tamam, olayın yaşanma sürecinde verilen “emek/ çaba” önemlidir, ancak sonuca gitmek için “inandırıcılık” denen olgudan uzaklaşmalarının hiç mi önemi yok?
***
Son zamanlarda gerek basında, gerekse sosyal medyada yer alan haberler, “muhalefetin” tutumundan “iktidarın” nasıl yararlandığının da kanıtı! Bir yanda genel merkeze yakın isimlerin seçmenin istemleriyle örtüşmeyen açıklamaları, bir yanda “sanki” geçmişte birlikte gerçekleştirmemişler/ birlikte yurttaşın karşısına çıkmamışlar/ birlikte aynı yolda yürümemişler gibi “geçmişte” olanlara tepki dolu söylemler! “Değişimcilerin” göz önünde olan apaçık belirsizliği…
Bunun anlamı şudur: biz, karmakarışık ilişkiler içindeyiz, geçmişte yapılan yanlışların içerisinde bulunsak bile/ onların hiçbiri bizim suçumuz değil, tüm olanların sorumlusu şu an genel merkez için sözcülük yapanlar! Gelin de inanın haydi! Gelin de, gelecek için umutlanın! Gelin de biri gitse bile, gelecek olanın “demokratik işleyişi” yaşama kazandırmak için uğraş vereceğine inanın!
Şunu soruyorum: peki, bundan kazançlı çıkan kim, genel merkezle “değişimcilerin” demokratik olmayan kavgalarından “yararlanacak” olan kim, bu “inandırıcılığı” olmayan politikanın “kazananı” kim? Bana “ülke kazanacak, halk kazanacak” demeyin! Çünkü tek kazanacak olan “iktidar”!
***
25-26. dönem İstanbul Milletvekili olarak parlamentoya giren, gazeteci Barış Yarkadaş’ın özellikle sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları, “izleyicisi” olmasam da zaman zaman karşıma çıkıyor! Her saat il örgütleri için yapılan seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın olan ismin “önde” olduğunu yazıyor! Kaç kez “ne oldu” diye sormama karşın, sorularıma hiç yanıt alamadım!
İl örgüt seçimi olacak, ilçe örgütlerini “tepeden inme” iller belirleyecek, buralarda “delege” belirlenirken “adamları” konuşlandırılacak… Böyle bir anti-demokratik “seçimde”, delegelerin tümünün oylarını alamazsanız eksiklik! Düşünebiliyor musunuz, “delegelerin” tamamının “siz” belirlemişsiniz, ancak “tamamının” oyunu alamıyorsunuz!
Bir de şu var: ülke her geçen gün biraz daha “sıkıntıya” sürüklenirken/ yurttaş arayış içinde çırpınırken, onca seçim yaşanmasına karşın “neden” başarısızsınız/ “neden” inandırıcılığınız yok/ “neden” başarısızlığınız ödüllensin istiyorsunuz, sorularının yanıtı yok!
Peki, neyin kavgası yapılıyor bugün? Yaşanılır/ demokratik kuralların işlediği bir ülke mi, yoksa bugünü aratacak bir sürece adım adım yaklaşış mı? Evet, “muhalefet” bu karmaşanın sürmesini istiyor, iktidarsa” kazanıyor; başka açıklaması yok! 280923