CHP ve ‘suskunluk sarmalı’

Kudret ATMACA Suskunluk Sarmalı Kuramı; 1974 yılında Alman Siyaset Bilimci Elisabeth NOELLE-NAUMANN tarafından ortaya çıkmış bir kuramdır. Kurama göre; İnsanların kendi fikirleri, bulunduğu toplumun egemen fikirlerinden farklı olduğu durumlarda, dışlanma korkusuyla baş başa kaldıkları, fikirlerini beyan etmekten çekindikleri ön kabulüne dayanır. Suskunluk sarmalı kuramının ilk faktörü; Kişiler dışlanmamak adına bulundukları toplumda aykırı bulunabilinecek söylemlerini gizlerler. Suskunluk sarmalında üç faktörü daha vardır. Bunlar; 1- Kişiler düşüncelerini kimsenin desteklemeyeceğini bilirler ve bu düşüncelerini söylemekten çekinmezler. Toplumun kendilerini dışlamasını göze alarak düşüncelerinden taviz vermezler. 2- Kişiler kendi düşüncelerinden daha fazla ısrarcı olmadan, kitle iletişim araçlarının etkisiyle düşüncelerini değiştirirler ve sonunda herkesin kabul ettiği genel geçer düşüncelere sahip olurlar. 3- Kişiler herkesin kendi düşüncesinin olabileceğini kabul ederek, farklı düşünceleri meydana geldikçe tartışma ortamı yaratarak, herkesin düşüncesini açık açık söylemesini sağlar. Bu şekilde özgür bir düşünce ortamı meydana gelir. Bu bağlamda; 10 Ağustos 2014’de yapılan seçimde, CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olarak Ekmeleddin İHSANOĞLU’nu göstermesi seçimin kaybedilmesi sonucunda CHP’deki suskunluk sona ermiş, ulusalcı olarak bilinen bazı milletvekilleri istifa etmiş ve bir grup milletvekili de Kılıçdaroğlu ve ekibini istifaya çağırmıştır. Bunun üzerine 2015 yılında ön seçim getirilmiş ve partideki suskunluğunu bozan milletvekilleri liste dışı bırakılmıştır. 2018 yılında ön seçim tekrar kaldırılmış ve milletvekili adayı belirlenmesi parti yönetimine bırakılmış ve böylece tekrar suskunluğa dönülmüştür. CHP’de, 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisi sonrası, CHP yönetimi, seçimlerde başarılı olduklarını söyleyerek suskunluğa devam etmişlerdir. Partide uzun yıllar (5 dönem, 6 dönem) milletvekilliği yapanlar yerlerini kaybetmemek adına yine ses çıkartmamışlardır. Tabii ki onlara da hak vermek gerekir. Daha önceden birçok örneği bulunduğu üzere, parti yönetimi hakkında olumsuz ve eleştirel şekilde fikirlerini beyan edenler, partiden ihraç edilmişlerdir. Kamuoyunda ise Uğur DÜNDAR, Fatih PORTAKAL Fatih ALTAYLI gibi CHP’li gazeteciler tepkilerini en yüksek şekilde dile getirmişlerdir. Uğur DÜNDAR; ‘Artık takım tutar gibi parti tutmaya son. K. Kılıçdaroğlu bir bedel ödemelidir,’ ifadesiyle değişimin, yenilenmenin kaçınılmaz olduğunu ve ‘O gidecek, umut dolu gelecek gençlerle gelecek’ sözleriyle de kendi isteğiyle koltuğundan kalkmayan K. Kılıçdaroğlu’na tepkisini dile getirmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise; Partisinin 22.Kuruluş Yıldönümünde muhalefet için ’22 yılda kalitemize uygun bir muhalefet bulamadık. Muhalefet onca seçim yenilgisine karşın hatalarından ders almadı. Kılıçdaroğlu ve oligarkların bu pişkinlikleri en fazla Gazi’nin hürmetine CHP’ ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir.’ demiştir. Yerel seçimler yaklaşırken CHP Genel Merkezine seçime hazırlanmak yerine, belirsizlik ve bir kaos ortamı hakim olduğu görülmektedir. CHP seçmeni ana muhalefetin bir an önce sağduyulu şekilde kendilerine bir yol çizmesini ve demokrasinin olmazsa olmazı çok partili sistemde, layığıyla görevlerini yerine getirmelerini istemektedir.  
Benzer Videolar