ÇÖED’den Akbelen direnişçilerine destek

Olaynet- Çukurova Öğretim Elemanları Derneği (ÇÖED), Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı için köylülerin gerçekleştirdiği direnişi desteklediklerini açıkladı. ÇÖED’nin, Akbelen Ormanı’nda kömür maden alanının genişletilmesi çalışmalarına gösterilen direniş için yaptığı basın açıklaması şöyle: Yanıyoruz, kavruluyoruz. Bir kova suya muhtaç durumda olduğumuzu konuşurken Bodrum ve Milas’ı besleyen en önemli su havzasında bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaçların, kömür ocağı yapmak için kesilmeye başlandığını öğreniyoruz. Geçtiğimiz yıllarda bölgedeki birçok orman alanı kömür elde etmek amacıyla Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ile Linyit Maden İşletmesi tarafından sistematik olarak kesilmiş ve yok edilmiştir. Ayrıca yaşanan orman yangınlarında Ören-Yoğunoluk istikametindeki ormanlar da yok olmuştur. Ayakta kalan son doğal orman Akbelen Ormanı’dır. Ormanlar, canlılar cayır cayır yanıyor. Çünkü toplumsal çöküntüler ile sonuçlanacağı gün gibi açık olan kapitalist bir dünyada yaşamaya mahkûm ediliyoruz. Timsah gözyaşları ile bir yanda bu yangınlara su taşıyan doğa karşıtı sistem, diğer yanda son kalan ormanları kesiyor, su kaynaklarını yıkıyor, yok ediyor. En bildik şiarı “meyve vermeyen ağacı kesmek” olan kapitalizm, bildiğimiz emek sömürüsünün ötesine geçerek ekolojik yıkım, cinsiyetçilik, ırkçılık gibi vahşi unsurlar ile beslenen topyekûn bir sisteme evirilmiş durumdadır. Egemenlerin üstünlüğüne dayanan bu sistem emekçilere, doğaya, kadına, çocuğa, börtü böceğe, canlı cansız tüm varlıklara düşmandır. Ekolojik felaketler, ekonomik sömürü ve ekolojik yıkım arasındaki bağlantıyı ören kapitalist üretim süreçlerinin kaçınılmaz sonucudur. Bu yakıcı, yıkıcı, yok edici ve genişleyen yapı-sistem ile mücadele de topyekûn olmak zorundadır. Bu egemen zorbalığa karşı bilimin, aklın ve bin yılların insanlık belleğinde yer alan ekoloji-kadın-doğa arasındaki uyum bilgilerini, verilerini kullanarak müdahale etmekten başka yolumuz yoktur. Biz bilim insanları olarak; Dünyada ve ülkemizde, özellikle de bölgede, uzun süredir mücadele veren halkın, kadınların, eko-feministlerin, eko-aktivistlerin ve bilim insanlarının dayatılanlara dair yaptığı eleştiri ve önerilere acilen kulak vermeliyiz. Tüm bilim dünyasını, siyaset dünyasını, aktivistleri ve toplumu sınıf mücadelesine dayandığı kadar ekolojik mücadeleye de dayanan eylemliliğe ve direnişe davet ediyoruz.