Nöbetçi Eczaneler
Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ballıca Köyü’nde yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak başlayan yaşam hikayesindeki önemli kesitlerin ve siyasette bilinmeyen hikayelerinin yer aldığı “Hiçbir Çocuk Yatağa Aç Girmeyecek-Kemal Kılıçdaroğlu” adlı kitap raflardaki yerini aldı. İnternet sitelerinde de satışına başlanan kitapta, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda ailesine, “Okula gideceğim” diyerek rest çeken, bu uğurda yemeden içmeden kesilen Kamer Bey”in çocuğu olarak dünyaya gelen “Kemal”in kişiliğini şekillendiren olaylar anlatılıyor.
Gazeteci Ayşe Nurhan Fıratlı’nın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı röportaj ve uzun soluklu araştırmasının ardından kaleme aldığı kitap, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşam hikayesi çerçevesinde, cumhuriyetin ilk yıllarına, o yıllardaki yaşam ve eğitim koşullarına da ışık tutuyor.
İLK OKUDUĞU ŞİİR: İSTİKLAL MARŞI’NIN 10 KITASI
Kitapta, yaşamı boyunca hak-hukuk-adaletten, mazlumdan, ezilenden, aç, kimsesiz kalandan yana olan, kişiliği doğruluk, dürüstlük temelinde şekillenen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir topluluğa yaptığı ilk konuşma da yer bulmuş. İlkokul ikinci sınıfta 10 kıtalık İstiklal Marşı’nın tamamını hiç teklemeden okuduğu için büyük alkış alan küçük Kemal, daha ortaokul yıllarında ülkenin, insanlığın sorunları üzerine kafa yormaya başlamış. Kitapta, ortaokulda yazdığı ilk şiiri “Açlık”ın hikayesine de yer verilmiş.
“Büyüyünce de giyer” diyerek annesi tarafından dikilen ve dizlerine kadar inen ilk önlüğü, kıymetli tahta çantalar, yedi kardeşin babalarının önüne dizildiği kitap okuma geceleri, daha 12-13 yaşında yaşadıkları ilçenin kıyısındaki nehirden alınan çamurla yapılan koca koca balçık kalıplarını kurumaları için güneşli alana taşıyarak 3-5 kuruş harçlık kazanma çabası; yoksul ama mutlu bir ailenin ipuçlarını veriyor kitapta.
AİLEDE BİR İLK: KEMAL İLE SELVİ
Kitapta yer alan bilgilere göre ailede üniversitede okuyan tek çocuk olan Kemal Kılıçdaroğlu, bunun sorumluluğunu hep omuzlarında hissetmiş ve ilkokuldan itibaren tüm okulları birincilikle bitirmiş ama ülkesinin sorunlarına olan ilgisini hiçbir zaman kaybetmemiş.
Ankara’da Akademi’de okuduğu yıllarda tatil için evine dönerken bavuluna bakanlıklardan topladığı istatistikleri, belgeleri, dokümanları doldurmuş, her yıl başka bir konuda araştırma yapmış. İlk konusu da “Rakamlarla Türkiye” olmuş.
Kitapta yer alan bilgilere göre, Kılıçdaroğlu’nun yaşamında gelenek ve görenekler de önemli yer tutmuş. Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu ailede, babasının yanında eşi ile konuşan ilk çocuk olmuş. Selvi Hanım ile yaşadıkları büyük aşkın da yer aldığı kitapta, o olay şöyle anlatılmış;
“Evlilikleri daha bir yılı doldurmamıştı. Babası Kamer bey ve annesi Yemuş Hanım ziyaretlerine geldi. Memnundular ama bir sıkıntı vardı. Yemek hazırlanıyor, çay-kahve ikram ediliyor, yatak döşek hazırlanıyor ama bu süre içinde Kemal, eşi Selvi ile tek cümle konuşamıyordu. Öyleydi işte, babalarının yanında eşleri ile konuşmaları saygısızlık addediliyordu. Kemal eşine bir şey söyleyecek oluyor, son anda kendini tutuyordu. Sonunda her zaman olduğu gibi derdini annesine anlattı. Babasının yanında da eşiyle konuşabilmek istediğini söyledi. Annesi Yemuş Hanım münasip bir dille oğlunun dileğini iletti. Baba Kamer Bey’in izin vermesiyle Kemal Kılıçdaroğlu ailede anne babasının yanında eşiyle konuşmasına izin verilen ilk kişi oldu.”
“AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI ÜLKEYE MİRASIM OLACAK”
“Adalet” diyerek çıktığı yolun sonunda tüm Türkiye’yi birleştirecek adımlar atan 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, dil eğitimi için gönderildiği Fransa’da iki kızı için verilen süt-mama parasıyla haberdar olduğu Aile Destekleri Sigortası ve 25 gün süren ünlü adalet yürüyüşü de kitapta ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne (ÇYDD) bağışlanan “Hiçbir Çocuk Yatağa Aç Girmeyecek-Kemal Kılıçdaroğlu” adlı 176 sayfalık kitap Karakarga Yayınları’ndan çıktı.
ARKA KAPAK YAZISI
‘’BU ÜLKEYE ADALET YA GELECEK YA GELECEK!’’
Herkes umut tohumlarını yeniden eksin!
Ülkemiz için doğuyoruz, çocuklarımız için doğuyoruz, torunlarımız için doğuyoruz. Bayrağımız, vatanımız, ülkümüz için doğuyoruz. Kimsenin kimliğine, kimsenin inancına, kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeden, karışmadan, onurluca yaşayacağımız bir Türkiye için doğuyoruz.
Şimdi kulakları sağır olan birilerine ve dünyaya sesleniyorum: Adaletsizliğe, haksızlığa, zulme karşı çıkacağız çünkü inancımızda diyor ki: “Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır.”
Şeytan olmayacak bu ülkede.
Herkes ama herkes zulme karşı çıkacak.