Yoksulluk…

Oktay EROL Pazara, markete gidip de almak istediğini alamadan dönmeyi, gücü olmasına karşın saatlerce ekmek büfesi önünde beklemeyi, yaklaşan kış soğuğunda battaniye altında günü geçirmeyi kimse istemez! Ama tüm bunlar yaşanırken, pişkinlik yaparak; koca yirmi yılı geride bırakmalarına karşın “her şeyin yolunda” gittiği, piyasada “büyüme” yaşandığı, güzel/ mutlu günlerin yakın olduğu biçiminde söylem geliştirenler yurttaşın erincini, doymasını, istediğine ulaşmasını, başını yastığa koyar koymaz uyumasını istemez! Bakın bayramlara; avazları çıkıncaya dek İzmir Marşı’nı söyleyen, coşkuyla/ elinde bayrak bayram kutlama sevinci karşısında köşelerine çekilip somurtmayı yeğlerler! Bir avcun dışında kalanların buluşma şölenleri, şenlikleri acılandırır! *** Şu açıklamaya takıldım: Alile- Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ikibinyirmibir yılında, salgın desteklemeleri de içinde olmak koşuluyla, toplan dörtbuçuk milyon “tekil hane” sosyal yardımlardan yararlanmış! Bu sayı ikibinyirmiden çok; ikibinyirmiki yılı da dörtbuçuk milyondan çok olacak! Bu açıklama yapılırken, her yıl büyüyen yoksulluk, ya da sosyal yardıma gereksinenlerin sayılarının çoğalması karşısında “ezik” değiller! Düşünün ki; toplumsal gönenci artıracağını, her eve erinç katacağını, herkesin doyabileceğini söyleyen “iktidar”, salt yoksulluğu/ doyumsuzluğu yükseltiyor, bunda “sevinç duyulacak” yer nerede? *** Geçen yılla bu yılı karşılaştırıyorsunuz… Kazancınızı cebine koyup pazardan, marketten, kasaptan gereksinmelerinizi almak istiyorsunuz! Geçen yıldan daha özgür müsünüz alış/ veriş yaparken, duyduğunuz ürün ederleri karşısında “neler oluyor” demiyor musunuz, eksiğiniz kalıyor mu? “İktidarın”, bir market dolusu şekerlemeyi ucuz bulması gibi bir şey değil yaşam; yaşam sokakta! Birçok kişi evine hayvansal ürünler alamıyor, mevsimlik sebze/ meyvelerden alırken kiloyu unuttu, akşam karanlığını televizyon ışığıyla geçiriyor… Yurdun birçok bölgesinde bastıran soğuklar bir yandan ısınmayı, bir yandan giyinmeyi, bir yandan doymayı, bir yandan okullu çocuğunun gereksinmelerini acı dokunuşlar yapıyor! *** Ne bileyim; bunlar yaşanmasa, evler kış aylarında daha kolay ısında, insanlar daha kolay doysa, çocuklarını umutla/ sevinçle okullarına gönderse, en çok da bayramlar coşkuyla kutlansa olmaz mı? Bana göre “bal gibi” olur da, “iktidarın” işine gelmez; biat edenin olmadığı, yazgısını ellerine alanın bol olduğu bir toplumda “iktidar” ne ki? “İktidarlar”ın hırslısı, yoksulluğu severler çünkü! 011122
Benzer Videolar