Oktay EROL
Evet, ülkenin nüfusu yirmi yılda yirmi milyon artmışsa; bunun karşılığını bulacak, yönlendirecek, ekonomiye katacak, üretim sağlattıracak, geleceğini hazırlayacak olan da “iktidar”!
Peki, yirmi yılda/ yirmi milyon büyüyen nüfus için ne yaptınız?
İş alanları açmak, yaşam alanlarına genişletmek, üretim yaptırmak, topluma kazandırmak yerine mantar gibi türetilen/ çoğu da varsılların şımarık çocuklarının eğlence yerlerini andıran üniversitelerle donattınız her yeri!
Bolca da içinde çalışanlardan başkası olmayan, sıraları dolmayan devlet üniversiteleri açtınız!
Birçok üniversiteli bugün ne meslek edinebilmiş durumda ne de aldığı eğitimle sorulara karşılık verebilmekte!
Bugün işsizliği meslek edinmiş milyonlarca genci ülkenin her yerinde görmek olasıyken, bir yerlere tutunmuş olanlar da ülkeyi terk etmek peşinde!
Peki, sorumlu kim?
***
Şu gönencin (=refah) yükselmesi konusu daha karmaşık bir durum!
Bakan Kirişçi, bir zamanlar sofralarda pilav/ ayran/ salata yer alırken, bugün menüye bakıldığından söz ediyor!
Bu ülkenin yüzde sekseni dar gelirli, emekli, asgari ücretli…
Belirtilen “menülü” sofralarda, ülkenin büyük çoğunluğu ayın değil/ yılın kaç günü oturabilir?
Yüzde yirminin oturdukları sofralarda ne denli fatura ödendiğini, bir emekçinin aylığıyla bunu yapıp;/ yapamayacağını bilmemesi olanaksız!
Bakan Kirişçi’nin dar gelirlinin ailesinin/ çocuklarının sofrasını anlatmadığı kesin!
***
Kanımca “iktidar”; halkın yokluk içinde olduğunu, birçok gereksinmesini karşılayamadığını, pazar alanlarında son anları beklediğini, çocuğunun beslenme çantasını dolduramadığını, et/ süt/ yumurta gibi mevsimsel meyvelerin birçoğundan uzak kaldığını ya bilmiyor ya da biliyorsa umursamıyor!
“İnsanımızın gönenci yükseliyor” ne demek insan aşkına?
Sokakta yaşananlara bakıyoruz, insanların alım gücünün büyümesine izleyici kalınmasına bakıyoruz, yokluk/ yoksulluk çığlıklarına bakıyoruz, emekçinin aylık eline geçene bakıyoruz, ürünlerin her kezinde değişen ederlerine bakıyoruz, piyasadaki borçlanmalara bakıyoruz, avukatların masasına konan “haciz” davalarına bakıyoruz, en önemlisi de evlerde büyüyen geçimsizliğe bakıyoruz…
Bakan Kirişçi, ülkede büyüyen gönençten, sofralardaki menülü varsıllıklardan söz ediyor ya; Adana’yı, yöresini, insan yaşamını, yaşama tutunma dallarını biliyor, umut olabilir diye düşündüğüm için üzgünüm!
051122
YEREL HABER
Az önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce