Bunları biliyor muydunuz?
İnsan vücudu ne garip değil mi?
Size verdiği sinyalleri fark etmediğinizde ya tepe taklak düşüyorsunuz ya da kalkmamak üzere sonsuz yaşama uğurlanıyorsunuz. Neyse ki bu sefer sadece tepe taklak düşmekle kaldım. Buna şükür...
Anlayacağınız kendine dikkat etmeyen, artık yaş almış her fani gibi vücudum “artık dur” dedi. Üç gün hastane, iki gün ev derken yarım yamalakta olsa galiba şimdilik sağlığıma kavuştum gibi… Şimdilik diyorum zira hala kendimi oldukça halsiz hissediyorum bu yüzden de geçen hafta sizlerle buluşamadım. Hastalığımı yazmaktan çok aslında etrafımda da yaşadığım garip, adı konmayan birden bire gelişen ve hatta sağlık sorunlarının ölüme kadar gitmesini sizle paylaşmak istiyorum.
Evet, çok koşturdum, hep bir şeylerle uğraştım ve vücudumu yordum ancak benim hayatım bu ve hala neden birden bire hastalandığımı açıklayan hiçbir veri yok. Son iki aydır oldukça halsiz, biraz sinirli ve çok çabuk yorulur hale gelmiştim. Ben hipertansiyon hastasıyım ve birden tansiyonum yerlerde süründü, üzerine ishal ağrı yok, kusma yok sadece halsizlikten vücudumun ağrısı ve başımı bile kaldıramadığım hal durumu. Anlayacağınız bağırsak enfeksiyonu dendi ve tedavi bu şekilde gelişti. İyide hala neden halsizim?
Bu arada düşünme şansım oldu. Şöyle son iki yıl içinde etrafımda ki ani ölümler ani gelişen ölümcül hastalıklar aklıma geldi. İnsanlar birden hastalanıyor ve ölüyor…
Teyzem, Mustafa Özgür, Rıza Akın, medyadan tanıdığımız yüzler…
Kalp krizi, beyin kanaması ve belki de dikkatinizi çekmiştir akciğer kanseri hepsi birden oluşup insanları yok ediyor.
Bu hastalıkların çoğalması sizce tesadüf mü?
Bence değil. Aşılardan sonra hepimize bir şeyler oldu. Sağlığına dikkat edenlerde bile eski enerji, eski güç yok. Bize bir şeyler yaptılar ama ne?
Bu arada sağlık güvenceniz var diye çok mutlu olmamak gerektiğini öğrenmiş oldum. Ben Aşkın Tüfekçi Devlet Hastane ’si Enfeksiyon bölümüne bu memlekete ki hala çalışıyor ve vergimi ödüyorum 27 yıl 15 gün çalışmanın sonucu SSK dan emekli bir vatandaş olarak yattım. Sonuç mu? Sonuç arkama bir mesaj “Sn. Seray Levent tedavi için 144.8 TL. Kurumumuzca karşılanmıştır.” Tekrar bir mesaj “Sn. Seray Levent tedavi için 693.90 TL. Kurumumuzca karşılanmıştır.”
Daha önce de yazmıştım Kanser hastası iseniz pet sonucu için bin lira ücret isteniyordu ki bu rapor alınmazsa insanların kanser tedavisi başlanmıyor.
Peki,18 yaş altı çocukların sağlık güvencesinde ki değişikliği duydunuz mu?
“Anne veya babası hayatta olup genel sağlık sigortası kapsamında olan 18 yaş altındaki tüm gençler sağlık hizmetlerini anne veya babası üzerinden alabilmektedirler. * Anne ve babası hayatta olmayan 18 yaş altı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gençler ise devlet tarafından ücretsiz genel sağlık sigortalısı sayılmaktadır.”
Bu ne demek? Mutlaka anlamışsınızdır. Yani anne ve babanın genel sağlık sigortası yoksa çocuğun sağlık sosyal hakları da yok demektir. Peki, hani devletin sosyal hak ve güvencesi nerede kaldı?
Bunca yaşımda ilk kez hastaneye yatmak zorunda kalan ben devlet hastanesinde bile üç günün tedavi bedelini ödeyeceksem niye, prim ödedim durdum?
Zamanında Mehmet Ali Erbil, bir yılbaşı günü dileğini sorduklarında “önce para, sonra sağlık” dediğinde yer yerinden oynamıştı.
Şimdi bakıyorum da oldukça doğru bir laf etmiş. Eğer sağlığınla ilgili bir sınavın varsa paran yoksa bu memlekette ölüp gidersin. Eğer paran varsa da ölümcül sağlık probleminde bile öleceksen de sürünmeden ölüyorsun.
Bir garip zamanlar yaşıyoruz, ancak tek gördüğüm ülkemin, ülkem insanlarının yok olup gittiği…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!