İlaç ve tıbbi malzeme krizi kapıda!  

OLAYNET- COVİD- Döviz kurlarındaki artışlar ile firmaların ihalelere çekimser davranması nedeniyle hastanelerde ilaç ve tıbbi malzeme krizi oluşmaya başladı. Sağlık Hizmetleri Sendikası Genel Başkanı Özlem Akarken konuya ilişkin açıklamada bulunurken, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: ‘’Türk Tabipler Birliği ve Türk Eczacılar Birliği’nin uyarıları göz ardı edilmemeli’’ diyen Akarken, şunları söyledi: ‘’İlaç ve tıbbi malzemelerin temini için acil önlem alınması gerektiğini vurguluyoruz. Bilindiği gibi 2007 tarihli Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Karar Hükümleri gereğince ülkemiz; Avrupa’da en ucuz ilaç tedarik eden (Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan) 5 ülkenin ortalamasını alıp, buna ek olarak ilacın imal ve ithal edildiği ülkelerin ecza deposunda yapılan satış fiyatlarının en düşüğünü referans fiyat olarak kabul etmektedir. Ulusal bir ilaç politikasının ve ilaç/hammadde endüstrisinin olmaması nedeniyle hayati öneme sahip birçok ilaç, laboratuvar kitleri yurtdışından getirtilmektedir. Yurtdışından ithal edilerek Türkiye’ye gelen ilaçlar için Şubat 2021 tarihinde güncellenen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) internet sitesinden yapılan duyuruya göre; 1 avronun değeri 3,81 liradan 4,57 liraya çıkarılarak sabitlenmiş durumdadır. Son haftalarda avronun 17 TL’nin üzerinde seyretmesi, ilaç ve tıbbi malzeme temininde yaşanmakta olan krizin nedenlerinden bir tanesidir. Zamanında Gülhane Tıp Akademisi’nde (GATA) da laboratuvar kitleri üretilirken, Askeri İlaç Fabrikası varken bunlar kapatılmıştır. İlaç ve Tıbbi Malzeme sıkıntısı yakın olacaktır. Türkiye’de uygulanan ilaç fiyatlandırma politikaları, döviz kurlarındaki yükselme ve sabit kur uygulaması nedeniyle ilaç firmaları; zarar ettikleri gerekçesi ile ilaçları serbest eczane ve sağlık kuruluşlarına arz etmeme eğilimi göstermektedir. Bu nedenle, en temel ağrı kesiciden tutunda kanser tedavisinde kullanılan yaşamsal önemdeki bazı kemoterapilere kadar ilaçların temininde zorluklar yaşanacaktır. Benzer sıkıntı birçok kronik hastalığın tedavisinde kullanılan ithal ilaçlarda da söz konusu olacaktır. Halen stokları bulunan ithal ilaçların tükenmesinden sonra sorunun daha yaygın ve daha da yakıcı bir boyut kazanacağından; endişe edilmekteyiz. Son zamanlarda bazı üniversite ve devlet hastanelerinde ilaç ve medikal malzeme sıkıntısının çoğu ameliyatların yapılamadığı, bazı malzemelerdeki fiyat artışlarının hastaların özel hastanelerde daha fazla katkı payı ödemesine yol açtığı da görülmüştür. Türkiye’deki ortopedi ve omurga cerrahi alanında tıbbi cihaz üretimi yapan firmaların, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinden düzenli ödeme alamadıkları için ve zarar ettikleri ve cihazların temininde aksaklıkların oluştuğu gözlemleniyor. Dolayısıyla tıbbi cihazlar temin edilmezse  hastaların ameliyatları yapılamama noktasına gelecektir. Ortopedi ve beyin cerrahi kliniklerinde, omurga cerrahi alanında temin edilemeyen tıbbi malzemeler nedeniyle Türkiye’nin neredeyse 81 ilinde tıbbi malzeme gerektiren beyin ve sinir cerrahi ile ortopedi ameliyatları durma noktasına gelecektir. Hekimler, ancak çok acil vakaları, “Hayati öneme haizdir” ibaresi ile sorumluluğu üzerlerine alarak ameliyat yapabilecektir. Tıbbi malzeme eksikliği, malzemelerin temin edilememesi, büyük ve nitelikli ameliyatların yapılmasına engel olacaktır. Ayrıca ek malzeme gereken hastaların ameliyatında da büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Özellikle ortez, protez, kalp pili, balon  gibi dışarıdan alınan her türlü malzemenin temininde sorunlar yaşanacaktır. Maalesef bu durum; özel, kamu ve tıp fakülteleri hastanelerinde birçok branş için benzer şekilde yaşanacağının sinyalini vermektedir. Ekonomik krizin faturasının hastalara ödetilmesini kabul edemeyiz. Bugün ortodonti tedavisini devlette yaptıramayan anne baba özelde 30-40 binli fiyatlarla neye uğradığını şaşırmıştır. Sağlık politikaları halkın sağlığını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Burada yapılacak yol haritasında kamu otoritesi, meslek örgütleri, dernekler, sendikalar iş birliği yaparak, giderek büyüyen tıbbi cihaz ve ilaç temini sorununa çözüm bulmak zorundadır. Krizin sağlık alanındaki boyutunun hafifletilmesi, bütünleştirici bir sağlık anlayışının benimsenmesiyle mümkün olacaktır.’’
Benzer Videolar