0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Seray Sayar LEVENT

Herkese selam!

30 Ağustos Zafer Bayramı yaklaşırken, “100 yıl önce bugün, 29 Ağustos 1922’de, 1. Ordu’nun bir kısmı güneyden, 2. Ordu ve süvari kolordusu kuzeyden Trikopis grubunu kuşatmaya başladı. 1. Ordu birliklerinin diğer kısmı ise Dumlupınar’daki düşman mevzilerine taarruza devam etti. Dört gündür süren muharebeden yorgun birlikler, Yunan kuvvetlerine karşı gece yarısına kadar saldırılarını sürdürdüler. Dumlupınar güneyindeki stratejik Toklusivrisi tepesini ele geçiren Türk birlikleri, Yunan kuvvetlerinin önemli bölümünün Dumlupınar’daki mevzilere çekilmesini önledi. 2. Ordu birlikleri ise Yunan birliklerinin kuzeyine geçerek Altuntaş-Döğer bölgesinde Kütahya yolunu tamamen kapadı ve düşmanı kuşatma altına aldı.

29’u akşamı 14. Süvari Tümen Komutanı, birliklerine yeni bir saldırı emri vermişti: “Tümenimiz, şaşkın düşman saflarına taarruzla toplarını alacaktır”. 1. Bölük Komutanı Yüzbaşı Şekip, sayıları 150’yi bulmayan süvarilerinin başında, ani bir gece baskınıyla, kendisinden kat kat fazla düşman kuvvetlerine saldırdı. Bu pervasız saldırıyı beklemeyen Yunan piyadesi dağıldı. Süvariler kendilerinin 10 katı kadar Yunan askerini (yaklaşık 2000 kişi) esir aldı. Saldırı devam ederken daha ilerideki bir Yunan birliği top ateşi açacak ve esir Yunanlılar tabii olarak 10 erlik küçük muhafız birliğinin elinden kaçacaktı. O gün süvarilere destek gelmedi; vuruşarak çekilmek zorunda kaldılar. Yüzbaşı Şekip ve 23 er, diğer süvarileri ve ele geçirilen topları kurtarmak için Yunan kuvvetleri içinde kaldılar. Muharebe sabaha kadar sürdü. Ertesi sabah sağ kalan askerler, yüzbaşının cesediyle beraber tekrar birliklerine döndüler. O gün büyük final günü olacaktı…” Ve… Zafere gidecek yolculuğun son günleriydi.

Tarihler bu şekilde zafere giden yolculuğu anlatır. Ancak gidip görmek ve ruhu yaşamak lazım  bu ülkenin kurtuluşa giden yolculuğunu, zaten azıcık vatanseverlik duygunuz varsa,o gördüğünüz manzaralara kayıtsız kalamazsınız ve şuan da hala “benim vatanım” dediğiniz toprağınız varsa atalarımıza dualar etmekten asla vazgeçemezsiniz.

Evet, zafere bir gün kala bu vatan toprağı için hala canını veren ve vermekten asla vazgeçmeyenlere tekrar selam olsun…

Gelelim asıl konumuza, okullar açılıyor. Herkesi bir telaş almış durumda. Kimimiz; yurt, burs peşindeyken ki evladımızın fakülte kazanmasına bile sevineyemeyecek durumda duygu karmaşası içinde yönümüzü bulmaya çalışırken…

Kimimiz; Çocuğumuza çıkan okulları beğenmeyip, onun hüznüyle alış-veriş telaşı içindeyiz…

Herkes yerine yerleştiğinde de eğer kardeş varsa, bu seferde okulöncesi eğitimin derdine düşeceğiz ya da düştük.

Fakülte kazananlar için elimde size önderlik yapacak bilgilerim yeterli gelmeyebilir, ancak okul öncesi ve üst kademeler için diyebileceğim birkaç kalem var elbette…

Öncelikle, klasik olan bir sözü tekrar yazmak istiyorum. En iyi okul size en yakın olandır.” Buna ilk etapta hep tepki verilir. “iyi de çevresi çok berbat nasıl yollayım çocuğumu?”

Bende diyorum ki “iyide o çevrede yaşayan, evi olan siz değil misiniz?” ve devletin öğretmeni sosyo-ekonomik çevreye göre mi eğitim veriyor? Ayrıca bu bizim gerçeğimiz ve gerçekten kaçma yerine bu gerçeği kabul edip başa çıkma yöntemine neden başvurmuyoruz?

Ben biliyorum ki o beğenmediğiniz okullarda, adı ünlü okullara beş çeken öğretmenlerimiz var ve onlar evlatlarınız için en iyisi neyse bunun peşinde…

O yüzden üzülmeyin ve bir kere daha düşünün…

Gelim okul öncesi eğitimine, evet burada da size en yakın olanın peşinde olmalısınız, evladınızın takibi sizde olacak ve önce “ben çocuğumu okul öncesine yollamaya hazır mıyım?” diye de düşüneceksiniz. Süreç belli, alışma dönemi 1 ayı bulur ve daha sonra da siz istemeseniz de çocuğunuz yuvaya gitmek için çırpınır, o yüzden öğretmenlere ve çocuğunuza zaman tanıyıp, güvenin.

Haydi, bakalım hepimizin gazası mübarek olsun ve vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirelim.

Öncelikle 30 Ağustos Zafer Bayramı’mız Kutlu Olsun! Bu vatan için canını feda eden, etmeye devam eden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimizin ruhu huzur bulsun!

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!