Kültür Bakanlığına açık çağrı…

Ömer ALPDOGAN Adana’ya ait eserleri Adana Müzesi’ne gönderin Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte eski eserlere ve müzeciliğe ayrı bir önem verilmiş, Anadolu’da tarih öncesi çağlardan günümüze uygarlıklara imza atmış tüm topluluklar ve halklara ait yapıtlar toplanmıştı. Müzeler de bu eserleri kronolojik sıralama ile sergiliyorlardı. Cumhuriyet sonrasının ilk müzesi, Hitit/Hatti dönemine özel bir önem veren Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile dönemin Hars (Kültür) Müdürü Mübarek Galip Bey ve Maarif (Milli Eğitim) Vekili (Bakanı) Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından 1 Ekim 1921 tarihinde Ankara’da kurulan “Eti Müzesi” olmuştur. Müze, sonraları “Asar-ı Atika” Müzesi son olarak da Anadolu Medeniyetleri Müzesi adıyla faaliyetini sürdürmüştür. Türkiye’nin değişik illerinde yapılan kazılarda bulunan Hitit dönemi eserleri Ankara’daki Eti Müzesi ya da Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmeye başlamış, 1968’den sonra ise Müze kapsamını değiştirerek Anadolu’da yaşamış tüm kültürlere ait eserlerin kronolojik olarak sergilendiği bir konsepte dönüştürülmüştür. Tarih öncesi çağlardan başlayarak gönümüze kadar en önemli yerleşim alanlarından biri olan Adana’da ise 1924 yılında Adana Müzesi kurulmuştur. Aslında hem Ankara Anadolu Medeniyetleri hem de Adana Müzesinin kuruluşa amacı aynıydı: Hitit dönemi eserlerini toplayıp günümüze ulaştırmak. Ancak, kuruluşundan itibaren Anadolu Medeniyetleri Müzesi biraz ayrıcalıklı konuma sahip olmuştur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde öğretim üyeliği görevlerini de yürüten ve o dönemde Hattuşa ve diğer höyüklerde sürdürülen kazıları yürüten arkeolog ve hititologlar, buldukları Hitit dönemi eserlerini Anadolu Medeniyetleri Müzesine getirmişlerdi. Böylece, Anadolu’nun bütün bölgelerindeki kazılarda bulunan eserler Ankara’da toplanmıştı. Adana, gerek şehir krallığı, gerek bölgesel krallık merkezi olmanın verdiği avantajla Hitit ve Romalıların merkezi ve yönetim kenti olarak ayrı bir yere sahip olmuştur. Bu özelliği, tarih öncesi çağlardan beri yerleşim alanı olan Adana’yı çok sayıda kültürel varlıklara sahip olma şansı vermiştir. Belki de, geçmişte Adana Müzesi’nin mekan sıkıntısı, belki de “Eti Müzesi olarak Hitit eserlerinin toplandığı müze olması nedeniyle, Adana’daki kazılarda ortaya çıkarılan bazı eserler Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir. 1924’lerde ilk kurulduğunda Polis Dairesinde, 1928’de Taşköprü başında sonradan yıkılmış, yakın zamanda yeniden inşa edilmiş Cafer Paşa Camii’nin medresesinde, 1950 yılında Kuruköprü’deki Etnograf Müzesi olarak da kullanılan Rum Kilisesinde, 5 Ocak 1972 tarihinden itibaren Seyhan Nehri kenarındaki binasında kısıtlı ve zor koşullarda hizmet vermeye çalışan Adana Müzesi süreç içerisinde bölge müzesi statüsünden il müzesi statüsüne indirilmesine karşın, 2013 yılında yapımına başlanan müze kompleksi ile muhteşem bir binaya ve sergi alanlarına kavuşmuş bulunmaktadır. Adana Müzesi, 18 Mayıs 2017 tarihinden beri çağdaş binasında hizmet vermekte, geçmişte depolarda saklanan eserler artık modern sergi alanlarında sergilenmektedir. Tabii, bu arada, bölge müzesinden il müzesine dönüştüğü süreçte, Gaziantep, Hatay ve Mersin’deki kazılardan elde edilen tarihi eserler, bulundukları illerdeki müzelere gönderilmişti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı’dan Adanalı ve tarihi, özellikle de Hitit tarihine meraklı bir yurttaş olarak açık bir çağrım var: Adana’daki höyüklerde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan tarihi eserlerimizi Türkiye’nin en çağdaş müzesi olan Adana Arkeoloji Müzesine gönderilmesini temin ediniz. Tarihi eserlerimiz ait oldukları Adana’da sergilenme ve insanlarla buluşma fırsatını elde etsinler.
Benzer Videolar