Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki saat 14.50’de başlayan toplantı yaklaşık 2 saat 30 dakika sürdü.
Toplantının ardından Erdoğan’ın açıklama yapıyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“2053 vizyonumuzu somut hedeflere dönüştürecek adımları titizlikle yürütüyoruz”
“Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini bizzat kendisi tayin eden bağımsız bir ülkedir. Daha düne kadar bize ‘yapamazsınız’ dedikleri ne varsa hepsini yaptık yapmayı sürdürüyoruz. Biz ne yaptığımızı niçin yaptığımızı biliyoruz.”
“Birileri çevre adına sadece salon toplantıları yapar, sokakları yıkıp yıkarken biz evlatlarımıza daha yeşil sokaklar bırakacak çalışmalar yaptık”
“Türkiye’nin geldiği yol özellikle bunu yol ayrımı olarak kabul edecek olursak ekonomi programı olmuştur. Bütün dünyaları faiz, enflasyon, kur ilişkisinden ibaret olan kesin inançlılar, ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya bile çalışmamıştır. Enflasyon bir sorun mudur? Evet, bir sorundur. Ama Türkiye’nin sorunlarının asıl sebebi tek başına bu başlık mıdır? Kesinlikle değildir. Eğer öyle olsaydı geçmişte çok kez uygulanan enflasyon merkezli ekonomi programları ile sorun çözülmüş olurdu. Teşhis yanlış olunca tedavide netice vermez.”
Türkiye ekonomisini belli çizginin üzerine çıkartmayarak yüksek faizle yıllarımız heba edilmiştir. Bu kısır döngünün ilk adımı enflasyonun tanımı ile başlıyor. Batının ekonomi mecralarına göbek bağıyla tabi olanlara göre enflasyon insanların ve kamunun aşırı tüketiminden kaynaklanıyor.
Tüketimi azaltıp, fiyatları düşürmek olarak düşünülüyor. Burada kazanan kim? Tuzu kuru bir kesim. Dışarıdan gelen sıcak para sahibi onlar. Ucuzlaya döviz sebebiyle ülkeyi yabancı tüketim ürünlerin pazarı haline getiren ithalatçıları unutmamak lazım. Peki kaybeden kim? İşsiz ve aşsız kalan, umutları törpülenen milyonlar.
Bizim dönemimizde hem evi hem arabası olan kişi sayısı yaklaşık 3 kat arttı.
Ülkemizde teknik anlamda enflasyon değil, fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır
Talep kaynaklı bir fiyat artışından söz edilemez, üretim tarafında da üstesinden gelinemeyecek bir sıkıntı ile karşı karşıya değiliz. Peki nedir sorun? Sorunun bir tarafında vatandaşlarımızın bir kısmının tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarı var. Diğer tarafta büyüyen ekonomimizin gerektirdiği ithal ve küresel ağların ortaya çıkardığı döviz talebi var. Bunun için vatandaşlarımıza kur korumalı mevduat gibi, konut kredisi gibi, tasarruflarını kendi paramıza kaydıracak alternatifler sunuyoruz.
Bu iktidar faizi artırmayacaktır. Faizi düşürmeye devam edeceğiz. Benim derdim bu ülkede yatırımcı birinci derecede kamu bankalarıyla buna eğer özel sektör bankaları da dahil olursa düşük faizle sağladığı krediyle yatırıma gitsin
Temmuz ayındaki enflasyon farkı artışlarıyla ücretlileri biraz daha rahatlatacağız.
Memurlarımızın ek gösterge düzenlemesi ile ilgili çalışmayı tamamladık. Meclisimizin takdirine sunacak safhaya getirdik. Ek gösterge artışıyla çalışan ve emeklisiyle tüm kamu görevlilerine verdiğimiz sözü tutuyoruz. Şartlarımızı zorlama pahasına kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık. Yardımcı hizmetler sınıfındakiler dahil, ülkemizdeki 5,3 milyon kamu görevlimizin tamamı, önümüzdeki yılbaşından itibaren bu düzenlemeden yararlanacaktır.
Yılbaşında, tüm çalışanların durumlarını ekonomide gelinen noktaya uygun şekilde gözden geçirerek herkesin hakkını almasını temin edeceğiz.
Genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600’den 4 bin 400’e, şube müdürü, ilçe müdürü seviyesindeki yöneticilerin 2 bin 200’den 3 bine çıkacak.
(Ek gösterge) Memurlarımızın maaşlarında küçük de olsa artış sağlamasının ötesinde asıl emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi kazanımlar getiriyor.
(3600 ek gösterge) Yapılan artışlar elbette, halen emekli olan kamu görevlilerinin maaşlarına da yansıtılacaktır.
Fiyatları, izahı mümkün olmayan bir şekilde artan ürünlerin üretimini teşvik ederek ve tedarikini kolaylaştırarak stokçuların oyunlarını bozacağız.
Binaların yalıtım çalışmalarında kullanılmak üzere, daire başına 50 bin liraya kadar, 60 ay vadeli ve 0,99 faiz oranıyla kredi imkanı getiriyoruz.
YEREL HABER
9 dakika önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce