Oktay EROL
“İktidarın”, La Fontaine masalları anlattığını yazmam kimseyi üzmedi sanıyorum…
Sosyal medyada birkaç küçük tepki oldu; o kadar!
Demek ki, özellikle “iktidar” yandaşları da artık masal anlatıldığı, verilen sözlerin birçoğunun “yalan” olduğu, günü kurtarma adına algı oluşturulduğu yadsınamıyor!
İşin ilginç/ düşündürücü yanı yaşanan Şeker Bayramı öncesinde, aslında indirim beklenirken “neden” benzinin fiyatları artırıldı, bunun günlük yaşamda birçok ürüne etki yapacağı öngörülememesi…
Bayram öncesinin akşamı, “iktidara” yakın haber kanallarının, “emekliye zam yapılacak mı, birazdan” altyazısını neden uzun süre gösterip, sonra yayından aldılar, anlaşılmadı!
La Fontaine masalları gibi; bir varmış, bir yokmuş…
Bir çizelge dolaşıyor sosyal medyada görmüşsünüzdür; ekim/ nisan arası, yedi ayın karşılaştırılması yapılmış; petrolün uluslararası fiyatı, dolar, benzin, mazot bedelleri incelenmiş. Yedi ay önce petrol 75 dolar, dolar 8.86 tl, benzin 7.84tl, mazot 7.35tl… Şimdi petrol 107 dolar, dolar 14.85tl, benzin 20.35tl, mazot 22.05tl…
Yedi ayda artışta şöyle sıralanmış; petrolde yüzde 43, dolarda 68, benzinde 160, mazotta 200…
“İktidar” yandaşı bile olunsa, anlatılanın “algı” olduğu anlaşılmıyor mu?
***
İçlerinden geleni mi yapıyorlar, yurttaşı makaraya almak için görevlendirildikleri rol dersleri mi uyguluyorlar; herkesin kafası dağınık!
Kim nasıl düşünüyor, olanları nasıl yorumluyor bilmiyorum; ancak bendeki birikmişlik, bendeki izlenim, bendeki gözlemin sonu öyle “birinin yanında yürümekten” daha çok, “kimlerle yürüyemem” sorusuna vereceğim yanıtın içinde!
“Gözlerimin içine bakın” diyerek, ülke ekonomisinin çürümesine yol açmayı sürdürüp, sonra da ikişer gün arayla “öngörüde” bulunmak, bunları bilmek/ duymak beni onlardan uzak tutmaya yetiyor!
Aralık yirmi değil miydi o, doların onsekiz lirayı görmesine fırsat tanınıp/ bir gecede “işini bilenlere” milyarlar kazandıran kumpas, ayrıca yine o gün değil miydi milyonlarca “mini yatırımcının” göz kepenklerini aşağıya indiren?
O günden bu güne ne oldu, insanaşkına söyleyin!
***
“Gözünün içine bakarak” halay çeken, davul- zurna eşliğinde horon tepenlere tanık olduk geçen süreçte…
Şöyle kabasından biraz düşünelim; o gün, sözüm ona horon tepilmesine/ halay çekilmesine neden olan “o günün” öncesinde ekmek, yağ, şeker, pazarda meyve/ sebze, Adana’dan Ankara’ya yolculuk, akaryakıt, mutfak tüpü, çocuk bezi, gazete kağıdı, içki/ sigara, giyecek, ayakkabı, süt/ süt ürünleri…
İçinizden geçenleri de siz sıralayın; bu “temel gereksinmelerin” fiyatı o gün neydi, bugün ne kadar; kur düştü ya, onun için soryyorum!
O gün, “gözlerime bakın” dendiğinde alana koşanlar, kanallarda “ohh/ ohh” diye göbüşlerini kaşıyarak sevinçlerini belirtenler, “şimdi neredeler/ ne yapıyorlar” diyemeyeceğim; yine aynı yerlerindeler, bu kez belli etmeden/ tersten göbüşlerini kaşımakla ilgililer!
O günler anımsatıldığında, ilkyaz yağmurunun çiseltisi altındaymış gibi umursamazlar!
Bu “umursamazlığın” yanında olabilmek olası mı?
***
Bu ülkede yaşıyor, bu yurdun havasını soluyorsak eğer, bu yurdun temel taşı yurttaşların yaşadıklarını, zorluklarını, terk edilmişliklerini göz ardı edemeyeceğimiz gibi; kimler buna ödün vermekteyse, kimler umutsuzluğa itmekteyse, kimler kapı eşiğinde bekler durum getirmekteyse, kimler “aç kal” politikasını uygularken saltanat yaşamı sürmekteyse…
Bayramda şeker almakta zorlanan, bayramda konuk ağırlamaktan kaçan, bayramda çocuklarına bayramlık alamamayı acıyla yaşayan kim varsa yaşananları anlamak, kimin yanında olmamak durumunda olduğunu bilmek zorunda!
***
Şimdi yeni La Fontaine masalları anlatmakla zaman uğraşıyorlar…
“İktidarın” önde gelen/ ekonomi dışı isimleri bile “haziranda enflasyonu dengeleyeceğiz” diyor!
Sanki yurttaşın sorunu, düşündüğü “iktidarın” beceriksizliğini nasıl “beceriye” dönüştürdüğünü izlemek, sanki döviz kurunu aynı yerde tutmayı başardığını gözlemlemek…
Yurttaşın umurunda olan “alım gücü”…
“Al geçin” diye verilen asgari ücretle, emekli maaşıyla temel gereksinmeler sağlanabiliyor mu, sağlanamıyor mu; yurttaşın düşündüğü bu!
Bakan Nebati’nin açıklaması şöyle: kur stabil olduysa faiz de gündemden çıktıysa, enflasyonu da er ya da geç birlikte alaşağı edeceğiz…
La Fontaine masalları “faiz gündemden çıktı, enflasyonu da aşacağız “ sürüyor!
Faizle para satıp, ilk çeyrekte milyarları cebe indiren bankacılık sisteminin olduğu bir yerde “enflasyonun” aşağı çekileceğinin sözünü vermek masalların odak noktası!
Bunca yalan, bunca öngörüsüzlük, bunca beceriksizlik, bunca yaşatılan acılar ardından “olmayacağım/ olamayacağım” yeri bilmem o denli zor değil!
Algı yüklü masallar dinlemeyi istemiyorum!
04052022
YEREL HABER
Az önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce