Eleştirel Okuma Nedir?  

  Eleştirel okuma nedir? Eleştirel Düşünce Bakımından Eleştirel Okuma Neden Önemlidir?  Kitap Okumanın Yararı Var mı? Eskiden güneş girmeyen eve doktor girer denirdi. Sonra günde bir “elma ye doktoru uzaklaştır “şimdide kitap oku ömrün uzasın (A Chapter a Day Keeps the Doctor Away) deniliyor. Önceki önerilerde önemli ancak “Günde bir kitap bölümü oku doktoru evden uzaklaştır kavramı somut verilere dayalı olduğu konusunda da son yıllarda çok fazla araştırma verisi de elde edildi. Okuyan insanların genel kültür, ansiklopedik bilgi düzeyi yükseliyor. Ayrıca algıları ve farkındalığı da çok gelişiyor. Okuma edimini gerçekleştirmiş olan kişi okuduğu kelime ve/ya cümleleri zihinden geçirilerek algılama, anlamlandırma ve yorumlama işlevi gerçekleştirerek öğrenme eylemini gerçekleştirmektedir. Ayrıca okumanın anlaşılması ile kişinin düşünme dünyası ve algıları geliştiği ve de olumlu yönde farklılaştığı sıkça vurgulanmaktadır. Yapılan ileri araştırmada “derin okuma” diye de tanımlanan metin içindeki karakterler ve kavramlarla aktif halde etkileşim kurulan ve metnin sunduğu bilgi üzerinden düşünce oluşturduğu okumanın insan beynini dinlendirdiği ve şarj etme olanağı sağladığı belirtiliyor. Melih Cevdet Anday’ın “okumayan çürür” ifadesi ile okuma kişiyi ruhen besleyerek sağlıklı kılmaktadır. Hatta insan ömrünün kitap okumayanlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir (https://curiosity.com/topics/reading-daily-can-actually-add-a-year-to-your-life-curiosity/).  Yale Üniversitesi’nden yapılan araştırmalar günde yarım saatlik kitap okuma ile ömrünüze 23 ay gibi önemli bir süre kazandırmış oluyorsunuz deniliyor (Altınkaynak, H. 2018 (Okur olmak 11 Ekim 2018 Cumhuriyet Gazetesi). İnsan ömrüne 2 yıl katmak önemli. Tabii kitap okumanın faydası yalnızca ömrünüzün uzaması değil, daha az stres ve bunalım koşulları altına giriyorsunuz, yaşamınızı daha anlamı kılıyorsunuz. Kitap okuyanların okumayanlara göre daha eğitimli ve daha varlıklı oldukları da belirlenmiştir. Doğaldır ki eğitimli insan fırsatları daha iyi görüyor ve değerlendiriyor. Kitap okuyanların beynini daha çok dinlendirdiği ve daha iyi düşündüğü de belirtiliyor. Tabi okumanın düz ve/ya amaçsız okuyarak geçiştirilmesi şeklinde değil de daha çok eleştirel veya derin okuma şeklinde yapılması durumunda gerçekleşiyor. Öğrenciler Etkili Okuma Yapabiliyor Mu? Okumanın bu kadar faydasına rağmen halen de çok az insan yer yüzeyinde kitap okuyor. Gelişmiş ülkelerin kitap okuma sayısı, süresi ve okumadan yarar sağlama durumu az gelişmiş ülkelerden daha yüksek olduğu muhakkaktır. Dünyaya kıyasla ülkemiz kitap okuma istatistiklerine göre büyüklüğünün çok çok gerisinde bulunuyor. Son yıllarda başta kendim olmak üzere günlük iş yoğunluğu, gazete, dergi, haberler ve sosyal medyadan dolayı eskisi kadar okuyamamaktayız. TV ve akılı telefonlardan önce geceler ve boş zamanlar benimdi ve okuma yapılıyordu. Şimdi de kendimizi disipline ederek az da olsa okuma yapıyoruz, yapmak zorundayız. Ancak konu kitap okumaktan çok etkili okuma ve eleştirel okuma daha can alıcı durumdadır. Öğrencilerimizin çoğunlukla okuma eylemini istenilen ölçüde gerçekleştirmedikleri gözlenmektedir. Öğrencilerin zorunlu oldukları ders notlarını bile okumaya tahammülleri yok ve hocaların slaytları üzerinden hocanın kendi özeti ile üniversite eğitimi gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Okuduklarını da “MIŞ” gibi baştan savdıkları görülüyor. Başta okudukları ders notları-kaynaklarını iyice içselleştirmedikleri görülmektedir. İyice anlayamadıkları okuma sonuç vermemektedir ve bilgiden bilgi edinme süreci de gerçekleşmiyor. Aslında ülkemiz yükseköğretimdeki bu sorun dünden kalma bir sorun. Ülkemiz yükseköğretimine önemli katkıda bulunmuş Nazi Almanya’sından kaçarak ülkemize gelen Alman bilim insanlarından Alman Prof. Fritz Neumark, 1936’dan İstanbul Üniversitesi’nde ders veren hoca gözlemlerini 1939 yılında toplanan “Birinci Maarif Şurası”ında şöyle anlatmıştı: “Üniversitede bazı talebeler zannediyor ki, mühim olan tek şey dersleri takip etmek ve anlatılan bilgileri imtihan için ezberlemektir. Fakat özel çalışmalar yapmak veya diğer kitaplara başvurarak araştırmak fikri hemen hiç yok...” (Maarif Şûrası, sf. 455). Maalesef öğrencilerimiz ders çalışma değil hocaların slaytlarından ezberleyerek üniversiteden sınavları vererek mezun olmayı hedefliyor. Ne yazık ki bu şekilde yol almış çok liyakatsiz diplomalı bugün köşe başlarında yer tutmaktadırlar. Eleştirel Okumanın Gerekliliği İletişim ve Bilgi Teknolojileri çağının gereği olarak zaman sorunu etkili ve eleştirel okumayı artık zorunlu kılmaktadır.  Ayrıca çağın gereği olarak çok fazla yayın ve okuma materyali yayınlanmaktadır. Anacak sağlıklı bilgi edinme ve ayıklayıcı olmak bazen zor olmaktadır. Aranılan bilgiye ulaşmak ve okumak için öncelikle temel bilgiye sahip olmak gerekir.  Nitelikli bilgi ve birikimin öncelikle oluşturması için etkili ve yeterli okumanın öncelikle yapılması gerekir. Okumanın nitelik, bilinçli ve amaca yönelik gerçekleştirilmesi gerekir. Etkili okuma için merak, sorgulama, şüphe, bilinç, dikkat ve sürekliliği elden bırakmamak gerekir. Okuduğu konu hakkında şüpheler taşımayan, dikkatli olmayan, kabule veya redde hazır bir dogmatik ön yargıya sahip okuyucudan, metnin bütünlüğünü kavramayan, metindeki kelimelerin anlamını ve cümlelerin anlam bütünlüğü vurgulamaları konularına hâkim olamayan bir okuyucudan etkili bir okuma ve anlama yapması beklenemez. Yükseköğrenim gören öğrenciler ve araştırıcılar, bilim insanları eleştirel ve etkili okumada daha dikkatli ve şüpheci olmaları zorunludur. Sorgulamak Okumada Neden Önemlidir? Hiçbir sorun, hiçbir problem felsefi tartışma temelinde sorgulanmadan çözülmez. Okumada "neyi öğreneceklerini" değil, "nasıl öğreneceklerini" anlar ve anlatabilirsek, eleştirel okumayı zaten anlamış oluruz. İnsanı insan yapan özellik dildir. Dil, yalnızca söz söyleyerek, yani fiziksel bir kaynak kullanmadan, hiç bir bedensel maliyete katlanmadan iş yaptırma, yönetme ve yönlendirme yetisidir denir. Peki, Nasıl Olur Eleştirel Okuma? Her şeyden önce bir metni okunurken “anlatılmak istenen nedir?” veya “Bu metnin ana fikri ne?” gibi sorular sorulduğunda, eleştirel okumaya doğru ilk adım atılmıştır demektir. Eleştirel okuma yaparken, okuduğunuz metinle ilgili mantıklı bir argümanın oluşması gerekir. Eleştirel okuma öncelikle bir sanat ve beceri işidir. Alman dil bilimci Goethe ilerlemiş yaşında halâ bu sanatı yeterince öğrenemediğini söylediği belirtilir. Öğrencilerin erken dönemde sorgulayıcı okumayı ve okuma becerilerini öğrenmesi öğrenim hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı bu becer sayasında eğitimini içselleştirerek öğrenmesini ve kendisini geliştirmeye ciddi katkısı olacaktır. Öğrencinin eleştirel okuma ile öğrenciye/kişiye ders dışında da öğrenmeye daha açık biri haline getirmesine olumlu katkı kazandıracaktır. Eleştirel okumada kişi okuduğunu olduğu gibi almaz; konuyu irdeleyerek ve çok yönlü incelemeyi kavraması yaralı olacaktır. Çoğu öğrencide okuma alışkanlığı gelişmemiş, okuduklarından da öğrenmeyi nasıl gerçekleştireceklerini de bilmedikleri görülüyor. Öğrencilerin temelden çok yetersizliklere sahip oldukları görülüyor bunlardan en önemlisi de okuduğunu iyice anlama ve sorgulayarak inceleştirmektedir. Bunu niçin eleştirel ve etkili okumayı öğrenmeleri gerekir. Eleştirel Okuma Nedir? Günümüz dünyasında gelişmişliğin dinamosu olarak kabul edilmektedir ki eğitiminin temeli motivasyonunu eleştirel düşünce biçimi sağlamaktadır. Eleştirel düşünce eğitimi nedir? Ne değildir ve nasıl sağlanır?  Eğitim sistemi farkındalık kazandırmak ise her söylenenin eleştirel gözle bakmak, her ifadeyi akıl süzgecinden geçirerek değerlendirme, “acaba öyle mi” diye düşünme oluşturmadır. Kısacası ifade edilen, söylenen ve bilinen her şeyi sorma, sorgulama, başka seçenekler olup olmadığını araştırma eleştirel düşüncenin temel göstergeleridir. “Acaba böyle midir, değil midir? Ne zaman bulunmuştur? Nerden bulunmuştur? Nedenleri nelerdir? Süreç nasıl gelişmiştir? Sonuca nasıl varılmıştır? Koşullar başka olsaydı sonuç nasıl değişirdi?” Kişiden kişiye veya ortamdan ortama sonuçlar değişir mi? Gerçek ancak eleştirel okuma ile sağlanabilir. Okunan metin eleştirilerek olaylardan ve olgulardan yeni fikirler oluşturmadır. Eleştirel okuma bir alışkanlık, yöntem ve kazanılması gereken beceri olduğu için zor bir işlevdir. Eleştiri yapmak için öncelikle eseri seçici olarak okumak gerekir. Eleştirel okumada okunan metin üzerinde kendimizce bir takım sorular sorarak metnin daha iyi anlaşılmasına çalışılmalıdır. Eleştirel okuma, okuduğumuz herhangi bir metin üzerinde düşünme, doğruları ve yanlışları üzerinde çok yönlü analiz ederek metni yorma ve yorumlama yapmaktır. Bu teknikte, okuma yalnızca konunun anlamış olmakla sınırlı olmamalı Aynı zamanda okurken düşünülmesi, konuya farklı yorumlama getirmek ve konuya eleştirel bir gözle bakılmayı da öğrenmek gerekir. Eleştirel okuma tekniğinde okuma eylemi sırasında ve sonrasında zihinsel bakımdan daha etkin olması gerekir. Okunan metin yeni okumaları da beraberinde getirmelidir. Hatta yeni bir okumanın da yeni araştırma ve incelemelere kapı açması gerekir. Eleştirel okumada sonrası metne yeni bir düşünce ve etkinlik de kazandırılmış olur. Bu okuma daha çok filim sektöründe yapılıyor. Bir başka deyişle eleştirel olmayan okuyucu metinin anlatıldığı temel düşünce veya düşünce desteklerini de konunun nasıl betimlendiğine de bakılır. Nasıl Okumalıyız? Veya Kritik Okuma Nasıl Yapılmalı? Eskiden beri bu soru sorular ancak ustaların önerisi okuma bir sanattır ve çalışılarak öğrenilmelidir. Goethe ilerlemiş yaşında halâ bu okuma alışkanlığı sanatı yeterince öğrenemediğini söyler. Okuma esnasında not alma okuyucunun dikkatini yoğunlaştırması ve konuyu kavraması bakımından önemli ve işini kolaylaştırması bakımından önemli bir alışkanlıktır. Eleştirel okuyucunun not alma alışkanlığı eleştirel okumada en temel alışkanlıklarından biridir. Normalinde herkesin bir okuma stili vardır. Ancak Atatürk gibi okumada, metin okunurken öneli kısımların altının çizilmesi, varsa önemli ekleme ve oluşan görüş metninin yanına not düşmek. Gerekiyorsa konuyu birileri ile tartışmak gerekiyorsa ilgili notu düşmek gerekir. Bu tür okuma yöntemi etkili bir eleştirel okumadır. Atatürk’ün çok dikkatli ve eleştirel bir okuyucu olduğunu, okuduğu eserlerde sayfaların kenarlarına düştüğü notlar ve yazdığı yorumları, önemli satırların altını çizdiğini okuduğu kitaplardan görüyoruz. Görüleceği gibi Atatürk’ün yaptığı gibi okuduğu kaynaklarda sayfa kenarlarına kendi cümleleri ile düştüğü notlar, işaretler, çizimler ile konuyu netleştirmeye çalışmıştır. Bu tür okuma yolu ile okunan metin veya düşünceyi daha iyi anlamamıza ve konuyu özümsememize yardımcı olabilir. Bazı kitapların kenar boşlukları geniş tutulur ve oralara not alması sağlanır. André Maurois, “Yaşama Sanatı” adlı kitabında üç tip okuyucudan bahseder.  Ne buluşa okuyanlar, zevk için okuyanlar ve iş için okuyanlar der. Ne bulursa okuyanlar okuduklarını yorumlamaz ve okuduklarını yeterince sindirmezler. Zevk için okuyan aktif okuyucu okuduklarında rahatlığı arar. İş için okuma yapan kişiler belirli bir amaca yönelik belirli alanlardaki bilgi peşinde olan okuyucudur. Bu tür araştırıcılar mutlaka not tutmak zorundadır. Okuma eylemi zevk almak için, haber almak (veya izlenim edinmek) için ve ayrıntılı bilgi edinmek ve düşünmek için olabilir. Nasıl Okuma Yapılmalı Sorusunun Cevabı; Okuma İhtiyacımız Var mı? Varsa Okuma İhtiyacını Nasıl Gideririm? Okuma bir ihtiyaç hissetme ve bilinç gerektiriyor. Hayatında hiç kitap okumamış çok insan var. Çoğu insanda zorunlu mesleki ve işinin gereği kitaplar dışında ciddi bir –iki kitap okumamış çok sayıda insan bulunmaktadır. Günümüzde elbette çok sayıda kitap yayınlanıyor ve ilgi alanımıza göre veya temel kaynak olarak okunacak kitap seçiminde seçici olmamız gerekir. Okumada seçici olmakta bir bilinç ve sorumluk gerektirir. Akademik çalışma için seçicilik çok daha önemli bir zorunluluk ve zaman tasarrufu demektir. Ancak hiç kitap okumayanlar için seçiciliğinde bir anlamı yok. Nasıl okunmalı veya etkili okuma konusunda sanırım bazı kaynaklar var. Onlardan da yararlanılabilir. Eğitim fakültelerinden bu konularda araştırma raporları mevcut. İnternetten araştırma yapılarak da önemli teknikler ve yönetmeler öğrenilebilir. Okumadan önce ne aradığımızı bilmemiz gerekir. Ele aldığımız kaynağı, yazı ve ne tür mesaj vermek istendiğini kitabın arka sayfalarında ve kapak kısmında kısaca öğrenebiliriz. Okurken, aktif okuyucu olarak okuna kısmalardan kısa not almak, gerektiğinde soru sorarak nedenleri niçin’leri sorgulanabilir. Gerektiğinde başka kaynaklarda anında başvurulabilir. Kavramları iyi anlamak için mutlaka sözlük ve ansiklopedi kullanmak gerekir. Eskiden izlenen filmler defalarca arkadaşlar arasında tartışılırdı. Onun benzeri okuduğunuz kitap veya makale anı kitabı okuyanlar ile tartışılabilir veya okumayana anlatarak öğrenilen bilgi kalıcı hale getirilmeye çalışılır. Buda bir etkili okuma ve anlama yöntemi olabilir. Okuyarak çalışmak ve bir kaynaktan okuyarak öğrenmek için öncelikler istekli ve bilinçli hareket etmek gerekir. 1) Konuyla ilgili olmak gerekir. 2) Okuma ve çalışmak için istenç (her yönüyle güçlü candan istemek) sahibi olmak gerekir. İstenmeden okuma pasif bir okuma gerçekleştirmiş olur. 3) Yöntem sahibi olmak gerekir. Neyi nasıl yapılacağını bilme yol yöntemini bilmek gerekir. 4) Eyleme Geçmek. Ders çalışmak için sınav gününü beklemeye kalmadan Harekete geçmek ve okumaya başlamak başarılı okuma için önemli bir tutum olacaktır. Eleştirel Okuma Nasıl Yapılır? “Okumak anlamaktır” denir. Okuduğunu anlamak ve yeni bilgi edinmek için mutlaka okuma yöntemi sahibi olmak ve okumaktan haz alarak öğrenmek gerekir.  Eleştirel ve bilinçli okuyucu, okuma öncesinde, okuma sırasında ve okuduktan sonra konu hakkında doğal olarak kafasında birtakım soru işaretleri oluşur. Eleştirel okuma yapmayan okuduklarını sorgulamayan okuyucunun zihninde peşin kabuller ve retler var olan okuyucu sınıfındadır. Eleştirel okuyucunun ön yargıları-peşinleri yoktur. Metni okudukça birtakım sorular sorarak kabullerini ve retlerini kendisi oluşturur. Eleştirel okuyucu amaçlı ve farkında olarak okuduğu için okumada ne beklediğini ve kendisine yapacağı katkılar konusunda bir takım beklentileri doğal olarak vardır. Ancak okuma sonucunda okumanın etkili olup olmadığı ve yararı sonradan anlaşılır. Eleştirel okuma okuduğumuz metin üzerine okudukça kendimizce konu ile ilgili sorular sorarak anlamaya çalışmak da önemli bir alışkanlık olabilir. Eleştirel okuma, bireylerin okuduklarını, okuma yoluyla öğrendiklerini kendi bilgi ve birikim süzgeçlerinden geçirerek daha iyiyi, daha güzeli, daha doğruyu bulma çabaları; okuduklarından elde ettikleriyle daha iyi, daha güzel, daha doğru zihin ürünleri ortaya koyma faaliyetleridir. Eleştirmediğimiz düşüncelerden, olaylardan ve olgulardan yenilikleri yakalamak imkânsızdır. Öğrencilerin bilgiyi öğrenmeleri ancak kritik okuma ve tartışarak öğrenmesi ile önem kazanmaktadır. İnsan beyninin çalışma algoritması birazda deneme –yanılma yolu ile yaparak öğrenme tekniğine daha yatkın görülüyor. Yaparak el becerisi gelişiyor, okurken aktif okuma aile metnin altını çizmek, not almak, soru sormak şeklinde öğrenmeyi daha kalıcı hale getirdiği görülmektedir. Eleştirel okuyucu okuma esnasında kendine aşağıdaki soruları sorularak: ¦ Tartışılan konu nedir? ¦ Bu konuyla ilgili yazar ne gibi bir sonuca ulaştı? ¦ Yazar öyle inanmasına gerektiren nelerdir? ¦ Sunulan veriler istatistikler ve belgeler doğru mu? ¦ Yazar metinde olguları mı yoksa kendi görüşlerini işlemiş ¦ Olgular ispatlanabilir ancak yorumlar ispatlanamayacağı için metnin ifadelerinin olgusal olup olmadığının irdelenmesi gerekir. ¦ Yazarın kullandığı kelimelerin kullanım biçimi önemli olabilir ¦ Yazıdaki dilin doğrudan mı yoksa sanat (anlamlı kelimeler mi kullanılmış) yapıldığının bilinmesi için kelime ve cümleleri değişik yönden incelmek gerekir. Eleştirel okuma nedir? Eleştirel okuma okuduğumuz herhangi bir cümle, paragraf, metin üzerine kendimizce sorular sorarak konuyu etraflıca anlamaya çalışmaktır. Eleştirel okumada kritik konu, okuduğumuz metin üzerinde düşünme, doğruları ve yanlışları üzerinde düşünmek ve kendi bilgi dağarcığınız üzerinde konuyu yorumlamadır. Okuma yalnızca konuyu anlamak değil aynı zamanda okurken konunun yeniden düşünülmesi, analiz edilmesi ve konunun yorumlanması ya da konuya eleştirel bir gözle bakılarak olası sonuçlar çıkarmakta gerekir. Eleştirel okuma bu bakımda zaman alan ve yavaş ilerleyen bir okumadır. Eleştirel okuma, metnin dediklerini yeterli bulmanın ötesine geçebilip anlatılanlar üzerine düşünmeyi ve yazılanların gerçekten ne anlama geldiğini analiz etmeyi gerektirir. Eleştirel okuma yapan biri aşağıdaki üç maddeye dikkat etmelidir: Eleştirel okumadan sonra, metinde geçen anahtar noktaları kendi kelimelerinizle not alabilmelisiniz. Metnin anlattıklarını kendi örneklerinizle yeniden ifade edip konuya elinizdeki diğer metinlerle karşılaştırabilecek kadar hâkim olmalısınız. Metni tamamen analiz edebilmeli ve okuduklarınızdan tüm metni kapsayıcı bir anlam çıkarabilmelisiniz. Okuma Stratejisi Geliştirme Öğrencilerin akademik hayatı boyunca birçok kaynaktan kitap-makale okuması, bunları değerlendirmesi ve  bunları karşılaştırıp incelemesi beklenir ve yapılması kişiye okumanın bütünlüklü olarak anlaşılmasını sağlar.
  1. Okuma için uygun bir mekân seçmek ve konuya odaklanmak gerekir. Gürültüden uzak, sakin bir kütüphane köşesi, evde TV, Radyo ve Cep telefonundan uzak bir ortam belirlemek gerekir. Beyin çoğunlukla iki işlevi aynı derecede etkili gerçekleştirmez.
  2. Zamanı iyi değerlendirmek aynı zaman etkili okuma en az eleştirel okuma kadar önemli bir beceridir. Günümüzde zamanın her şeye okumaya imkân vermemesi nedeniyle amaca yönelik okuma ve buna uygun seçici olmak zorunluluk oluşturmaktadır.
  3. Etkili okumanın ilk adımı doğal olarak seçici davranmaktır. Eleştirel okuyucu, okuduğu metni niçin okuduğunu bilen ve amaca yönelik farkındalığı olan okuyucudur. Eleştirel okuyucu her hangi bir metinleri okurken eğer daha önce bilmediği bir metin okuyorsa daha dikkatli ve daha şüpheci yaklaşarak okumasını gerçekleştirir. Eleştirel okuma bir tür etkili anlama becerisidir. Seçici olmak içim de ne okunması gerektiği konusunda bilgi ve bilinç sahibi olmak gerekir. Öncelikle, ne aradığımızı bilmemiz gerek. Okunacak kaynak sınırları belirlenirse kitap, dergi ve makale kaynakları içindeki kısamlar ve indekslere bakarak ilgili bölüm veya makalenin okumaya değer olup olmadığı belirlenir. Aranan makale, metin metinleri belirlenip bulduktan sonra metni öncelikle hızla gözden geçirmek ön bilgi edinmek için yaralı olabilir. Hızlı okuma yolu ile ilk bilgiler elde edildikten sonra gerekirse daha kapsamlı ve eleştirel okumaya geçilebilir. Eğer aranan metin veya konu belirlenmişse gerekirse aynı paragrafı birkaç kez okunur ve analiz edilir. Hızlı okumada basitçe metinde neden bahsedildiği hakkında bir fikir edinmek için çok yaralı bir yöntemdir.
  4. Okuduğunu iyi anlamanın en etkili yolu okuduklarımızı kendi kelimelerimizle anladığımız şekli ile not almaktır. Not tutmak okuduğunu anlamanın en etkili anahtarıdır. Okuduğunu kendi anladığınız şekli ile not etmek akılda tutmayı ve öğrenmeyi etkinleştirmektedir.
  5. Anlaşılmayan kelime ve kavramlar için anında sözlük ve ansiklopedilere başvurarak cümlenin tam olarak kavramları ile anlaşılması sağlanmalıdır.
  6. Anlaşılmayan veya zaman aldığını düşündüğünüz konulardan korkmayın ve zor olandan başlamak çoğu zaman kişiyi daha çok araştırmaya ve derin öğrenmeye yönlendirebilir. Eleştirel okumada konuyu anlamak için ısrarcı olmak gerekebilir.  Anlamak içinde gerektiğinde eksik görülen bilginin tamamlanması gerekebilir.
  7. Okuma ve alınan notların tekrarlanması ve gerekiyorsa birkaç kez tekrarlanması konunun akılda tutulması ve etkili öğrenme için motor görevi görecektir.
  8. Etkili öğrenme için mutlaka karşılaştırmalı okuma gerçekleştirmek gerekir. Özellikle olgu ve olaylara dayalı okumalarda farklı kaynaklarında aynı anda okunarak karşılaştırılmanın yapılması gerekir.
Eleştirel Düşünme mi? Eleştirel Okuma mı? Ayrımı şöyle yapabiliriz: Eleştirel okuma bir metindeki bilgiyi ve fikri keşfetme tekniğidir. Eleştirel düşünme ise bilgiyi ve fikri, neye inanacağımızı belirlemek için değerlendirme işidir. Eleştirel okuma dikkatli, etkin, çözümleyici ve düşünür durumda okumaya karşılık gelir. Eleştirel düşünme okuduğumuz şeyin geçerliliğini önceki bilgilerimiz ışığında sorgulamaya ve dünyayı daha iyi anlama çabasına karşılık gelir. Önce eleştirel okur ve anlarız, sonra üzerinde eleştirel düşünürüz. Evet, bunlar geniş bir kesişim kümesi olan ve birbirinden doğal olarak ayrılamayan etkinlikler. Eleştirel düşünme bir metni okuma eyleminden bağımsız gerçekleşebilir, zihnimizin günlük olağan işleyişi içinde sorun çözmeye çalışabiliriz, verileri değerlendirip çıkarım yapabiliriz. Eleştirel okuma alışkanlığı basitçe aynı ilkeleri okuduğumuz (veya dinlediğimiz) söze yansıtır durumda olmaktır. Eleştirel okumanın yerli yerinde yapılması ile konunun anlaşılması ve amacın gerçekleşmesi farkına varmayı da sağlanmış olur. Kültürel alt yapı zenginliği kazanılır ve karşılaşılan olay ve olgular daha iyi analiz edilir ve öğrenilir. Eleştirel okuma ile düşünce dünyamıza ters gelen konular ile yüzleşerek gerçeğe ulaşma işlevi de sağlamış olabilir. Ülkemizin sorun çözeme becerisini geliştirememesinin bir nedeni de sorunların ve konuların yetirince anlaşılmaması olduğu düşünülürse eleştirel okumanın önemi daha iyi anlaşılıyor. Bu bağlamda eleştirel okumanın, sorgulamamanın kavranması ülkemizin arzu ettiği ve hak ettiği yere ulaşması için önemli bir kazanım olabilir. NOT: Çoğunlukla öğrencilerimizin anlayarak etkili okuma yapmadığı görülüyor. Öğrencilerimiz ile paylaşırsak yararlı olacaktır. 30 Ocak 2022, Adana  
Benzer Videolar