… İnsanın iç sesi vicdanının sesidir. Kişinin korkusu vicdanının sesini bastırırsa, bir başka esaret zincirine gerek kalmaz. Korku onu tek kişilik hücresine hapsetmeye yetmiştir.
İkincisi de çıkar! Çıkarı ağır basmışsa ikinci bir el gerekmez yine, o ağızı kapatmaya. O zaten vurmuştur kendi ağzına kilidi. Kulu, kula kul etmenin bir yöntemidir bu.
Ya korkut sustur, ya çıkar sağla, sustur…
Hangi yol ve yöntemle olursa olsun, susan, susturulan kişi, aklı, izanı, iradesi ve vicdanı esaret altında iken tarihe not düşme görevini yerine getirebilir mi?
Özgür irade işte tam da bunun için gereklidir insana.
Gününde konuşmayan kişinin daha sonraki yıllarda söylediklerinin ve söyleyeceklerinin kıymeti harbiyesi yoktur. Hatta, bunu geçmişin yüklediği suçluluk duygusuna karşı geliştirilmiş psikolojik bir ön savunma olarak görmek belki de daha yerinde olacaktır.
Aradan geçen 8 yılın sonunda örneğin, “Beni hırsızlar çuvalına attınız!” mazeretiyle aklanmaya zemin aramak hiç de öyle erdemli bir davranış değildir! Mademki, “Sen söyledin, ben yaptım – ne yaptımsa senin emrinle yaptım” dedin, erdemli kişilik buradan geri adım atıp mecliste parmakla aklama törenine katılmak değil, gösterilen tepkinin gereğini devam ettirmekti. Bunu yapabilseydin o gün, tarih kurtarmıştı seni o hırsızlar çuvalından. O günün çıkarı ile tercihin, bıraktı seni hırsızlar çuvalında!
Gücün yanında yer alıp sen o çuvalda kalmayı kendin kabullendin. Anı kurtarmak, onurdan parça parça verilen tavizdir. Oysa onur bir bütündür. Onurdan verilen bir küçük tavizden sonra insandan geriye posa kalır.
Bu gün tarih: 17/25Aralık dönemi… 2021…
Büyük bir çöküntünün içindeyiz.
Şayet bu gün, Aralık 17/25’in – 2021’inde sadece ekonomik yönden değil, siyaseten de büyük bir bunalımımın içine düşmüşsek, bunun nedenini, milat kabul ettikleri 2013’ün 17/25’ini siyaseten, ahlaken, hukuken sorgulamamış olmakta aramak gerekmez mi?
Kirli siyasetin pik noktası da o tarihtir! Hukukun dip noktası da o tarihtir!
Rezaletin, kokuşmuşluğun, yüzsüzlüğün, pervasızlığın, Ata’nın hitabesinde işaret ettiği “Gaflet ve dalâlet”in pik noktası da siyasetin en kirli fotoğraflarının verildiği tarih de o tarihtir.
O günlerde kaptıkları bir yağlı kuyruk hatırına ses çıkarmayanların kalkıp bu gün “ben demiştim” anlamındaki iktidar karşıtı söylemlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur Bu gün içine düşülen rezaletin – bunalımın doğrudan müsebbibi ve ortağıdırlar. Yapılan zevahiri kurtarmak adına düpedüz riyakârlıktır.
19 Aral. 2021
YEREL HABER
Az önceEKONOMİ
24 saat önceYAZARLAR
24 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce