Yazmak
1999 yılında Şili’de halk ayaklanmıştı. Pinochet’i elinde tutan İngiltere için Şilili öfkeliydi o günlerde…
Şili, Pinochet için bir kavga veriyordu; onu ülkesinde yargılamak için ve İngiltere’yi suçluyordu; “uluslararası demokrasi gösterisi yapıyor” diyerek…
15 milyonluk Şili’nin yargıcı da, sokaktaki adamı da; “Biz onu yargılayabiliriz. Ne cesedi, ne izi bulunmayan binlerce yurttaşımız adına sorgulayabiliriz onu” diyordu.
Ve sonunda aldılar onu; ne yazık ki yargılayamadılar, kalp yetmezliğinden öldü 91 yaşında, Netekim Kenan gibi yargıdan kurtuldu.
Oysa biz bir avuç toprağı, bir o kadarcık da halkı olan Şili Devleti kadar bile olamadık; bunca geniş toprağımızla, bunca sayısal çokluğumuzla... Nedense bir türlü alamadık şu ağlak moruğu Amerika'nın elinden...
Ve hiç bir zaman halk dökülmedi sokağa; verin şu moruğu yargılayalım, 15 Temmuz Şehitleri’nin hesabını soralım demek için... Bu da başka bir muamma? Arapsaçı gibi bir karmaşa... Kuşkusuz ülkemizdeki kutsanmışlar varken, biz sıradan ölümlüler çözemeyiz bu karmaşayı; ne gelir ki elden? Ancak kendi, kendimizi avutuyoruz; sözcükleri dökerek dillerden...
Ve biliyoruz ki korku, korkmak, susmak, pusmak; çözüm değil yaralarımıza...
Ve diyoruz ki...
Sen YAZMAZSAN, ben YAZMAZSAM; nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
Yazmak demişken...
Bir aralar yazardım MANİLER; arada olmasın diye engeller, özellikle de giderek gerilen, gerginleşen ülkemizde... Paylaşıvereyim de MANİLER'imi... Kim bilir, belki de giderek ayrıştırılan ulusumuza olur bir yudum teselli?
Yürekler sevgi dolu
Ellerde zeytin dalı
Gönül kırmak niyedir
Var mı böyle bir deli?
Kapitalist köpeği
Talan etti ülkeyi
Düşese saten düşes
Kalmadı Bursa ipeği...
Dostlarım ister börek
Dayanmaz buna yürek
Doğmuşum Boşnak kızı
Böreğe usta gerek...
Değilim Banu Alkan
Elimde kılıç-kalkan
Beceririm her işi
Var mı börekten korkan?
Kalma hiç kışa kara
Düşünme kara kara
Ay döner bahar gelir
Kavuşursun bir yara
Sevgiden yana yürek
İsterse yapar börek
Dostun sofrasına da
Paskalya için çörek
Yedi hece saymalı
Bir sıraya koymalı
Eğer zorca gelirse
Şu maniden caymalı
Dedik de hiç caydık mı?
Heceleri saydık mı?
Heceler şöyle dursun
Geceleri saydık mı?
Geceler de sayıldı
Selma çokça yayıldı
Yetti artık tembellik
Sıkıntıdan bayıldı
Sıkılmasın canımız
Kaynasın hep kanımız
Mani düzelim dostlar
Duyulsun bre şanımız
Paraları saymadım
Yedi hece kadar
Bunca sıkıntı yeter
Bende maniler biter
*Sonsöz yerine, bir kaç söz...
Bilimsel ya da bilimsel olmayan öngörüler, kuramlar, varsayımlar, tahminler... Sonuç olarak henüz kimse yanıt bulamadı bu soruya:
-Ölümden SONRA yaşam var mı acaba?
Bu durumda ne yapmalı ya da ne yapacaksın?
Ölümden ÖNCE yaşam var mı; işte sen buna bakacaksın! Bunu gerçekleştirebilmek için de insan gibi, duyumsayarak, içine sindire, sindire bir güzel yaşayacaksın!
Didim, 22 Ekim 2010
,