Yaşamın içinden

* Açık alanlarda da sigara içme yasağı da geliyordu, gelecekti derken... Pek sevinmiştim ama... Gerçi sizler... Kapalı yerde sigara içme yasağını denetleyebildiniz de... Sokaktakileri engelleyebileceksiniz; öyle mi? Bugün; Didim'in iyi bir otelinin yüzme havuzunda, her gün olduğu gibi yüzerken, ciğerime dolan sigara dumanıyla irkildim. Kapalı alanda olan havuzun olduğu alanda; sigara içenler vardı. Yetkililer görmediler mi, görmezden mi geldiler; hiç anlayamadım. Üstelik içenler "ki onlara böyle dediğimizde bozulan, komplekse kapılan" Almancılardı, ne yazık ki Almancı genç kadınlardı. Hani "sümüklü böcekkabuğundan çıkmış, ama kabuğunu beğenmemiş" tavrında ülkemize tepeden bakan Almancılardı. Eleştirdiğimizde rahatsız olan bu insanlar (yurttaşlar diyemiyorum, çünkü Almanca konuşup, biz Almanız demesini de pek seviyorlar) nedense ülkemize geldiklerinde; sanki burada kurallar yokmuş gibi, saygısızca yaşama cüretkarlığını gösteriyorlar. Oysa Türkiye'de kapalı alanlarda yıllardır yasak sigara içmek, Turgut Özal'ın döneminden beri... Nasıl olmuş da öğrenememişler ki? * Neymiş? CHP ile Didim'e bahar gelecekmiş. Ne baharı? Arap baharı mı? Bahar şöyle dursun, yoksa oluşturulan; Nazi kamplarının gaz odaları mı? Ne yazık ki ilkellik sürüyor; Didim Belediyesi çöpleri yakıyor, "sözde" turizm kenti Didim yanık kokuyor. Soluk almak sorun oluyor, çöpler yakıldığında; isli duman karıştıkça havaya AKCİĞER KANSERİ için kimseler suç yüklemesin sigaraya! Üstelik havası insan sağlığı için "marka" ve de doktor reçetesine girecek sözüm ona... Çöplerin yakılması sonucu kirletilen havasıyla mı çözüm olacak; sağlık arayanlara? Ve... Didim'in baharı buysa, kışı nasıl olurdu acaba? * Boş, boş oturmak vardı şöyle; arkadaşlarla çay, kahve söyleşilerinde... Eski sevgililerden, eşlerden, kayınvalidelerden, modadan, makyajdan, yemeklerden söz açıp da; sorumsuzca yaşamak... Sana ne; uluslararası siyasette, ülkemiz ziyafet sofrasına oturtulmuyorsa! Sana ne; tarımı destekleme politikaları çoktan kaldırılmış, çiftçi "ithal" silahıyla alnından vuruluyorsa! Sana ne; her geçen gün işsiz sayısı artıyorsa, buna karşın çözüm bulması gerekenler "iş var, iş beğenmiyorlar" diyerek sorunların üzerini örtüyorsa! Sana ne; giderek dinselleştirilen eğitimle, uluslararası yarışta gençlerimiz bilimsel alanda başarı olanaklarından yoksun bırakılıyorsa! Sana ne; işçiler sosyal güvencesiz kalıp, bir de haklarını arayamıyorsa! Sana ne; bu ülkede insanlara, hayvanlara tanındığı kadar bile haklar tanınmıyorsa! Sana ne; kadınlara yönelik şiddet bir türlü durmuyorsa! Sana ne; doğaya yapılan saldırılar yetkililerce umursanmıyorsa! Sana ne; yalnızca para kazanma amacıyla üretilen kimyasal içerikli besinlerle, insan sağlığı önemsenmiyorsa! Boş ver, aldırma; sana ne? En iyisi sen "Benden sonrası tufan" deyip, yaşamana bak; ne gerek var sanki bunca kaygıya?   Didim
Benzer Videolar