“Yabancı silahlı güç” kim?
Dün TBMM'nde oylanarak benimsenen tezkerede yer alan "yabancı silahlı güç" konusu muhalefetin özellikle üzerinde durduğu maddelerden biri. Cumhurbaşkanının uygun görmesi durumunda nereden, nasıl, neden, kimler ülkeye silahlı olarak giriş yapacaklardı, sorusu akılları karıştırdı.
Birgün gazetesi, "yabancı silahlı gücün" kim olduğunu sorguladı. Haber şöyle:
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan ve Suriye ile Irak’a askeri operasyon yetkisini iki yıl daha uzatacak tezkerenin Genel Kurul’daki görüşmeleri, tartışmalara neden oldu. Oylama öncesinde tezkereye itirazlarını sıralayan muhalefet, özellikle sürenin iki yıl olmasına tepki gösterdi.
Daha önceki tezkerelere “evet” diyen CHP, bu kez “hayır” dediği operasyon yetkisine karşı 14 maddelik soru dizisi yayımladı. CHP’nin iktidara tezkere soruları arasında şunlar yer aldı: "Suriye’ye asker göndermek için ilk izin tezkeresini çıkardığımız 2014 yılında Suriye politikası neydi, bugünkü tezkere için yürütülen Suriye politikası nedir? Süreç içindeki tüm tezkereler bir yıl için çıkartılırken, bu son tezkere neden 2023 sonuna kadar uzanan 2 yılı kapsıyor? Son tezkerelerde yer alan Fırat’ın doğusu vurgusuna ne oldu? Barış Harekatı’nın ana hedefini oluşturan; Fırat’ın doğusunda '145 kilometre uzunlukta 30 kilometre derinlikte güvenli bölge'ye ne oldu? Astana sürecine dayanarak İdlip çevresinde kurduğumuz 12 gözlem kulesinin akıbeti ne oldu? Büyük önem atfettiğiniz M4 - M5 otoyollarının güvenliği ne oldu? Askerlerimiz Rus askerleriyle birlikte devriye yapıyor mu? Suriye’de 33 askerimizi şehit eden Rusya’ya nasıl bir karşılık verildi?”
MİLLİ GÜVENLİK HASSASİYETİ YOK
CHP’nin tezkere eleştirilerine yanıtı AKP Sözcüsü Ömer Çelik verdi. “Hayır” diyenleri “milli güvenlik” üzerinden suçlayan Çelik, “Bu mantıksız gerekçeleri üretenlerin milli güvenlik hassasiyetleri yok. Tezkere, Türkiye’nin milli güvenliği açısından güçlü bir irada beyanıdır” dedi.
HDP de tezkereye “hayır” oyu verdi. “Bu tezkere, iktidarın gidiş tezkeresidir” değerlendirmesini yapan HDP Grubu, tüm partileri, AKP’nin savaş politikalarına alet olmamaya davet etti. HDP Grubu ayrıca Genel Kurul’da, “Tezkereye hayır” yazılı dövizler açtı.
YANLIŞ AMA ‘EVET’ DEDİLER
İYİ Parti ise "tezkerede eleştirilecek hususlar bulunmasına rağmen" evet oyu verdi. TBMM Genel Kurulu’nda partisinin tezkere kararı hakkında konuşan Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, “Biz İYİ Parti olarak tezkerenin yanlışlarını dile getiriyoruz. Türkiye’nin amacı bölgeyi silahtan temizlemek mi yoksa aşırı unsurlara kanat germek midir” ifadelerini kullandı.
YABANCI ASKERLER VURGUSU ÖNEMLİ
Suriye Tezkeresi’ni torba tezkere olarak niteleyen Doçent Dr. Hakan Güneş, “Tek adam yönetiminin yansımalarını görüyoruz” dedi. Güneş, “Cumhurbaşkanına yurtdışına asker göndermesi hem de Türkiye’de konumlandırılması isteniyor. Bu askerler hangi ülkeye, hangi konuya ilişkin gönderilecek bilinmiyor. Burada Meclis’in yetkisini aşan tek adamın doğrudan karar alması söz konusu” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı’na pek çok yetki veren bu tezkerenin çerçevesinin ise belirsiz olduğuna dikkat çeken Güneş, “Torba tezkereye göre hangi yabancı asker nerede konumlanacak? Yabancı ülke askerlerinin konumlandırılabilmesi için de yetki isteniyor. Gelecek olan yabancı askerler Taliban askeri mi, Katar mı bilinmiyor. Bu da ülke için tehdit oluşturuyor. Ne çerçevede olacağı belli değil. Sadece Suriye’deki kargaşadan ve Türkiye’ye yönelik tehditlerden söz ediliyor” şeklinde konuştu.
Bu tezkerenin kabul edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı’na adeta keyfi karar alma yetkisi verileceğini söyleyen Güneş sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanının bu torba tezkere ile böylesine bir yetki almak istemesi de şüphe uyandırıyor. Her şeyden önce bu torba tezkere, Meclis’in iradesini baypas ederek, yok sayarak Cumhurbaşkanı’na keyfi karar alma yetkisi tanır.”
Muhalefetin tepkisini değerlendiren Güneş, “CHP genellikle popülist bir yaklaşım izlediği dış siyasette bu defa planlı bir dış çizgi çiziyor” ifadelerini kullandı.
HUKUKİ AÇIDAN DA OLDUKÇA TEHLİKELİ
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Irak savaşı sırasında da ABD Türkiye’den asker geçirmek istedi. Bu ancak anlaşmalara bağlı olarak yapılabilirdi. Dolayısıyla buradan asker geçirmek ve göndermek hangi koşullarda oluşuyor, amacı nedir, iyice hesaplanmalı. Diğer türlü söz konusu olamaz. Hukuk açısından da tehlikeli olacaktır. Suriye’yle ilgili orada Türkiye’nin varlığının bulunmasının devamı için Meclis’ten müsaade çıkması lazım. Netice itibarıyla oradaki askeri varlık Meclis kararı olmadan devam ettirilemez. İktidar zaten MHP ile işbirliği içinde yeteri kadar konumu var.Ama Türkiye’den yabancı asker geçirerek yaptırmak ayrı bir konu. Kimin ne yapmak istediği nasıl bir tehlike olur söylemek mümkün değil. Hangi asker geçirilecek, nasıl geçirilecek çok merak ederim. Muhtevası, içeriği ne olacak, onu bilmek lazım. Kim gelecek, ne olacak?”
***
Operasyona ‘hayır’ mücadeleye ‘devam’
SOL Parti, iktidara Suriye ve Irak’a yönelik askeri operasyon yetkisi veren Cumhurbaşkanı tezkeresine karşı çıktı. Tezkerenin emperyalizmin cihatçı çeteler eliyle sürdürdüğü yıkımın bir parçası olduğuna vurgu yapılan açıklamada, iktidara herhangi bir şekilde yetki verilemeyeceği kaydedildi. SOL Parti tarafından yapılan tezkere açıklamasında ayrıca, “Tezkereye ‘hayır’ mücadeleye ‘devam.’ AKP ve Erdoğan’ın ülkeyi yönetme ehliyeti yoktur. Böyle bir iktidara hiçbir yetki verilemez. Savaş yetkisi hiç verilemez. Bu tezkere, AKP’nin desteklediği cihatçı karanlığı büyütme tezkeresidir. Bu tezkere, Suriye’deki emperyalist yıkıma destek tezkeresidir” ifadelerini kullandı.
Tezkereye dair EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, "Evet, diyen muhalefet partileri tek adam yönetimine yedeklenmiş demektir" derken, TKP’den de "AKP ile işbirliği yapmak, AKP’nin suçlarına ortak olmak demektir" açıklaması geldi.