“Türkiye’de beslenmek zorlaşıyor!”

Pazar tezgahlarındaki meyvelerin, sebzelerin eli yakan fiyatları, halkımızın alışık olmadığı bir durum… Düşünebiliyor musunuz; sizin ya da komşunuzun bahçesinde yetişebilen ürünlere bile “bu yıl” ulaşmakta, tadına bakmakta zorlandı yurttaş! Canlı organizması doymadan yaşamını sürdüremez! Tüm bitkiler gibi, insanlar gibi, hayvanlar gibi… Toprağa ekilen tohumu toprağın benimsemesi/ sarması/ kendinden sayması için öncelikle suyunu alması gerekir! İnsanın, hayvanın yaşamını sürdürmesi, verimli olabilmesi için de doyması/ beslenmesi gerekir! Suyunu vermediğiniz tohumun yanı başına, dünyanın en konforlu yapısını da yerleştirseniz, kıyısını/ köşesini göz alıcı aydınlatma gereçleriyle de donatsanız; suyun sağlayacağı yaşamı hiç birisinden alamazsınız! Aynı biçimde, insanın dört bir yanını hangi teknolojik ürünlerle zapt ederseniz edin/ hangi lüks saray surlarıyla kontrol altında tutarsanız tutun, hangi banka kasasının ağırlığını koyarsanız koyun; topraktan sağlanan ürünü almadan ne doyması, ne yaşamını sürdürmesi, ne de verim alınması olası değildir! *** Türkiye, tüm bölgeleriyle, dünyanın çekim alanı olmasının nedenlerinin başını “verimli topraklarının” çektiğini unutmamak gerekir! Ülkemizin topraklarında “her şey” yapılabilmeli/ üretilebilmeli, ancak “en çok” tarım üzerine kafa yorulmalı, uğraş verilmeli, destek sunulmalı, bu işi yapan korunmalı… Şu üç olgudan söz etmek doğru olur: Bir, tarımsal alanların “kıtlığı”, bunun da her geçen gün “azaldığı” düşünülürse, “verimli” alanlar korunmakla birlikte, alınabilecek ürün savsaklanmamalı… İki, insanların barınmak için yaptıkları betondan yapılar her yerde oluşturulur, ancak birçok bitki çorak/ kayalık alanlarda yetişmez… Üç, onun için de, ekim alanlarının korunması, bu alanları kullanacak/ işleyecek olanların da desteklenmesi gelecek için zorunluluktur! *** “İktidarın” duygudaşlığı bir yana hapsederek; yurttaşın alım gücünü görmezden gelme/ üreticinin hangi sorunlarla boğuştuğunu öğrenmeme, her gün ekmeğinden ne denlisinin çalındığını bilmeme tutumu nedeniyle yaşananlar anlatılabilecek gibi değil! Bugün, Yeniçağ Gazetesi “Tüik’e göre Türkiye’yi beslemek zorlaşıyor” başlığıyla çıktı! Alt başlık olarak da “Tüik gıda maddelerinde üretim yüzde onbeş oranında azalacağını, buğday üretiminin de yüzde ondört düşeceğini öngörüyor” sözlerine yer verdi! Verimli topraklarınız olsun, kullanacağınız suyunuz olsun, işleyecek emek gücünüz olsun, uygun iklim koşullarınız olsun… Eee… *** Tüik verilerine “hep” kuşkuyla bakmış, “iktidarın” kontrolünden çakamayacağına inanmış, aylık açıklanan enflasyon sonuçlarının yaşananla çeliştiğini ileri sürmüş “herkesten” biriyim! Her açıklamasının “acabalarla” dolu olduğunu düşünüyorum! Örneğin, “ülkede, eğitimden hoşnuş olanların oranı ellibir deniyorsa, demek ki otuzlardan da aşağılarda”, Örneğin, “ülkede, enflasyon oranı onbeş deniyorsa, demek ki otuzları geçmiş” diye düşünmek anlamsız değil! Tüik, eğer “Türkiye’de beslemek zorlaşıyor” diyorsa, demek ki “durum” gerçekten üzerinde önemle durulması gerekiyor! Tüik, eğer “gıda maddelerinde üretimin yüzde onbeş oranında azalacağını, buğday üretiminin de yüzde ondört düşeceğini” ileri sürüyorsa, demek ki “gelecek” tehlike altında! *** “İktidarın”, Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesi ardından yükselen kurla birlikte, tarımda kullanılan girdilerde görülen fiyat değişiminin üretici/ tüketici üzerinde oluşturabileceği değişimlerden uzak durma tutumu anlaşılır gibi değil! Bunla birlikte, ”kur artışının” oluşturduğu onlarca olumsuzluklar bir yana bırakılarak, yurttaşın ekmeğini azaltmasını “hayırlı gelişme” olarak dile getirmeleri bir başka anlaşılmaz tutum… Tarım bakanı, yaptığı kapalı salon toplantılarında üreticinin sorunlarının çözüldüğünden, gereken desteklemenin yapıldığından, hoşnut olmayan üretici olmadığından söz ederken çiftçinin yüreğine sancı düşürdüğünü anlamıyor, bilmiyor olmalı! Üretici toprağını sürerken mazot, tohumdan önce gübre, tohumdan sonra yine gübre, sulama, bakım işlerini yaparken kullandığı “her şey” kura bağlı olarak artıyor! Tarımsal işlemler yaparken kullanılacak tarımsal gübre/ tarımsal ilaç son bir ayda nerelere dayandı, üretici bu koşullar altında toprağını nasıl işleyecek/ suyunu nasıl kullanacak sorulmuyor/ bilinmiyor olmalı! *** Nereye gidiliyor biliyor musunuz? Üretici toprağını ekemesin, dış alımcı yabancı ülkelerden ürünler getirip market raflarına yer aldırsın, adı bilinmedik topraklarda üretilen ürünlerle beslenilsin/ doyulsun/ yaşam sürdürülsün! Devletin kurumu Tüik söylüyor, diyor ki; Türkiye’de beslenmek zorlaşıyor, buğday üretimi yüzde ondört düşecek! Bu yıl incir, şeftali, kayısı yiyemeyen oldu unutmayın. Yeni yılda portakal, armut, limon alacak durum kalmazsa şaşmayın! “Beslenmemenin” ne demek olduğuna dönmeyelim yeniden! 261921
Benzer Videolar