Haydi, çalışanı yüzde elli artan sektör gösterin!

“Muhalif” duruşumu hoş bulduğunuza inanıyorum! Hiç “birinin adamı” olmayı düşünmeden, toplumsal kaygıları artıran “ne varsa/ her şeye” gösterdiğim tepkilerden söz ediyorum! Adana’da taşıyorum. Gündemdeki konuları değerlendirirken, burada yaşadıklarımdan/ tanık olduklarımdan yola çıkarak soruyorum/ sorguluyorum! Bunun önünde “seçimlerde” desteklemiş olmam, ya da seçim sürecinde eleştirmiş olmam hiçbir anlam taşımıyor! Kaygıların oluşmasında etken olunmuşsa, yaşamın acılarından “izler” bulaşmışsa durdurulamıyorum! “Kralın çıplak olduğunu de” örneği gibi; kral çıplaksa/ çıplak… İşte Adana’yı yaşıyorum; yolunu biliyorum, pazarını biliyorum, sokağını biliyorum, yüz yüze eğitime okulların nasıl başladığını biliyorum, üniversite mezunlarının işsiz olduğunu biliyorum, üreticinin kısır döngü içerisinde olduğunu biliyorum, dar gelirlinin nasıl bir sıkıntı içinde olduklarını biliyorum, iş insanlarının daralmalarını biliyorum… Bunlar gibi “bilmediklerimi” de ekleyin… *** Biri çıkıp, “Adana’da, her hangi bir sektörde, tarihin en büyük büyümesi yaşandı” derse, ‘dur’ hele derim! İşi göster, sektörü göster, çalışanlardaki büyümeyi göster, çalışanların sevincini göster, derim! Yerel basında adı sıkça duyulan, özellikle salon toplantılarında ”iktidarın” aldığı kararların arkasında durmakla/ kararlarını övmekle bilinen Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, son açıklamasında Adana’da dışsatımın büyümesinden söz ediyor! Diyor ki: “Adana’nın 2021 yılı Ağustos dönemindeki ihracatı, bir önce yılın aynı dönemine göre yüzde 50.54 arttı. Bu rakam tarihin en yüksek aylık ihracat rakamı!” Altındaki tümce de ilginç… Artış; kimyevi maddeler ile ürünleri, tekstil hammaddeleri, hububat/ bakliyat/ yağlık tohum sektörleri biçiminde sıralanıyormuş… Bazen “benim düşünecek yerlerim ağrıyor/ anlayacak yerlerim acılanıyor/ bilen yerlerimi karabasanlar bürüyor” dediğimde, kızan/ kızsın; ağrım/ acım var! *** “Önceki yılın aynı dönemine göre” diye başlayan, aslında “iktidarın” beceriksizliğini “beceri” gibi algı yürütmesine yarayacak  “akıllıca”, ancak “aldatmacası” bol bir yaklaşım olarak düşünüyorum! Geçen yılı anımsıyor musunuz bilmiyorum; gündemde bunca bol/ bunca karmaşık/ bunca değişken/ bunca çarpık olaylara tanık olununca, “haklı” olarak, ”baskın” olan “zayıf” kalanı eziyor! Eğer sıkıntı evinizdeyse, eğer acınız dört duvar arasına sığmaz duruma gelmişse; corona virüsü kim dinler, “iktidarın” çarpık yapısını kim düşünür, köprüleri/ yolları/ tünelleri kim takar? Onun için geçen yılı anımsatayım: Tüm dünyayı olduğu gibi, ülkemizi de de prangası arasına olan corona virüs; insanlara verdiği korkularla birlikte, “yeniden” yapılaştırmak istediği “ekonomi” üzerinde oluşturduğu baskıdan dolayı; “en çok” sarsılan ülkeler arasına girmemize neden oldu! İşyerleri kapatıldı, çalışanların işlerine son verildi, birçok sektör stoptakini satamadıklarından dolayı çalışanlarına “ücretsiz izin” verdi, “iktidar” otomobil/ beyaz eşya/ inşaat sektörünün “satılmayan/ elde şişmiş” ürünlerinin satışının önünü açmak için tüketiciye “ucuz kredi” vermenin yolunu açtı, “gelecek” konusunda hiçbir “güvencesi” olmayan insanlar/ corona virüsün kurallarından dolayı banka dışında kuyrukta bekleyerek borçlandırıldı… Şunu söylüyorum; geçen yılın “aynı döneminde” kısıtlamalar nedeniyle “her şey” zaten durma noktasına getirilmişti! Fabrikalar çalışmıyordu, elde olanı eritmeye çalışıyordu, alıcı bulamıyordu! Şunu da anımsatayım: dünya petrol ile doğalgaz üretimini durduramadığından dolayı, küresel firmalara “ücretsiz” göndermeyi bile yeğliyordu… Özetlersem; Adana’da bir önceki yıl olan, geçtiğimiz yıl olmayan, bu yıl da “geçen yıldan” büyük olan bir dış satımdan söz ediliyor! *** Sıkça “yeni muhalefet” dedim, ancak “muhalif” olmanın zorunluluğunu unutmadım! Yaşanan, bilinen, gizlenmeye çalışan, olmayanla algı oluşturan kim “varsa”, bunu sorgulamanın zorunlu olduğuna “hep” inandım! Şimdi tutar, “dış alımla sağlanan girdilerden yeni ürün elde ederek/ katma değer sağladım dışarı sattım” denirse, buna sevinilir! Tutar, “dışarıya hammadde sattım” denirse, işlenmiş olarak ülkeye daha yüksek fiyattan gireceği için üzüntüye neden olur! Tutar, kuraklık nedeniyle/ girdideki zamlar nedeniyle/ üreticinin sürüklendiği kıskaç nedeniyle, bu ülkenin en verimli topraklarında boyu bir karıştan yukarıya çıkmayan hububat için/ üreticinin küstürüldüğü için “dış satım yaptık” denirse de gülünç olur! Adana’da Çukurova’nın kapladığı geniş ekim alanlarında kimi görmüşler, kim üretimi artırmış, kim büyümüş anlamak zor; bunun “iktidarı” doğrulamak için yapılması da acınası bir durum… “Tarihin en yüksek aylık ihracat rakamı” öyle mi? Haydi, geçen yıldan bu yana, çalışanı yüzde elli artan sektör gösterin! 060921    
Benzer Videolar