Yakın geçmişimizde yaşanan, gece yarısı bankaların açılıp, Dolar’ın ayrıcalıklı kişiler için saçıldığını; kim bilecekti eğer olmasaydı şu gammazcılar?
Ki o gammazcılar bal gibi de hala en önemli köşelerde, konumlarda, koltuklarda kimliği açığa çıkmamış olan FETOCULAR… Bir başka deyişle günümüzde hala gizli-saklı işlevini, ajan provakatörlük görevini sürdüren Fuat Avniler var.
Ki onlar yalnızca gizli, saklı olanı değil, yalanı-dolanı da kamusal alana yayıyorlar, halkı da, halkı yönetenleri de kuşku, endişe, güvensizlik, kaos/karmaşa ortamına itiyorlar; Okyanus ötesindeki efendilerin buyrukları doğrultusunda… Ve onların kamusal alana duyurdukları gizli olan ne varsa; yapılmış ya da yapılacak olan plan ve proje… Toplumda duyulup, tepki alınca da… Bu kez gerçekleşiyor sıklıkla; egemenlerin tükürdüğünü yalama girişimleri…
Ah şu gammazcılar!… Ah şu kıyıda, köşede kendini iyice gizlemiş Fuat Avni kimlikleri… Bence hala tükenmedi soyları, devrilmedi boyları…
15 Temmuz 2016 öncesine kadar nasıl da etkileyip, halkı güvensizlik, endişe, karmaşa ortamına tetikleyip; ülkeyi bir tuzağa düşürmek için görevlendirilmiş olan bu Fuat Avniler… Hiç kuşkusuz yine aynı kin ve düşmanlık dolu benlikleriyle her yerdeler. Belki bizi tek başına yöneten AKBAŞKAN’ın burnunun ucunda, belki TBMM koltuklarında, belki askerin, polisin, MİT’in, belki de mahalle muhtarlarının bile arasında…
Şöyle bir anımsarsak dünü… Az mı yakındık ondan “Ah Yok mu Şu Fuat Avni ?” diye…
Nasıl da çıkıverdiler Devletimiz’in en önemli, en gizli mevkilerinde konuşlanmış biçimde…
Oysa diyorlardı ki onun için; internet fenomeni… Ben anlamam onu, bunu; bu Fuat Avni denen varlık, bence bildiğin acan (bildiğin ajan, agent, spy, casus vs.) türü bir yaratıktı.
Örneğin; AKEGEMENLER ne yapacakmış, kimi tutuklatıp, kimin dudaklarını uçuklatacakmış ?… Daha planlar, yapılıp, emir-komuta çarkları işlemeden, bir başka deyişle geçmişin düşünce suçları gibi; henüz devrimciler, devrimi düşlerken, düşlediler diye fişlenip, kuytularda şişlenirken… İşte tıpkısının aynısı, 15 Temmuz 2016 öncesinde; Fuat Avni varlığı (elle tutulmuş, gözle görülmüş bir cisim değil de, cin sanki mübarek) hemen koparıyordu vaveylayı, kaynıyordu dedikodu kazanı, planlar yerinden oynuyordu. AKEGEMENLER elbette ki öfkeleniyordu, kızıyordu, belki de durdukları yerde tepiniyordu; “olmuyor, böyle kalleşlik olmuyor” nidalarıyla…
Bir ara “Kim bu Fuat Avni?” diye düşünecek gibi olmuştum da… Sonra da düşünmedim, şıp diye buldum kendimce; yayılınca şöyle bir söylence ortalığa… Ki bu söylenceye göre; devletin en kritik mevkilerinde, makamlarında, belki bakanlarının arasında da gizlenmiş olan varmış 5000 Amerikalı ya da Amerikancı, işbirlikçi… Üstelik de devletin iplerini elinde tutan konumunda/pozisyonunda, ama kimlikleri, kişilikleri bilinmeyen, sanki onların varlığı çözümsüz bir denklem…
Tahterevallinin oynak yerinde, ayakta durup da; iki ucunda oturanları istediği gibi havaya kaldırıp, istediği gibi poposunu yere çarptıran irice bir kabadayı oğlan olur ya mahallede… İşte bu Fuat Avni varlığı ve kanımca onun kimliğinde saklı 5000 kişi de öyle bir şeydi sanki en gizemli bilgileri deşifre ediyor, yapılan planları, atılacak adımları, yakalanacak yazarları, kırılacak elleri/kalemleri döküveriyor ortaya, paralelleri uçururken havalara, AKEGEMENLER’i çakıyordu, çarptırıyordu toprağa… Ardından başlıyordu karayel değil, paralel bir rüzgar; tüm cemaat tv kanalları ortak yayında, geceden sabaha ve elbette ki mazlum edebiyatıyla…
Nasıl da anımsıyorum bugün bile…11 Aralık 2014 gününde; geceden, sabaha dek tutuklanacak 150 kişilik listeden söz eden Cemaat tv kanalları yetmedi. Yine12 Aralık 2014 günlü Cumhuriyet gazetesinde de ilk sayfadan bir başka Fuat Avni mahreçli haber daha duyuruldu halka; “400 kişi alınacak” başlıklı… Ve sonrasında açıklamaların, daha doğrusu sırların, gizlerin, gizemlerin sanal ortama saçılması dur, durak bilmedi.
O günlerde ABD ve dolayısıyla Cemaat destekli Ekmeleddin Efendi ile tekmelenemeyince AKEGEMENLER, çakalların ağzının suyu iyice aktı, iştahları iyice kabardı, ama bir türlü yiyemediler şu heybetli avı (ki o av; misak-ı milli ile sınırları çizilmiş bu ülke)…
İşte o günlerde Fuat Avni replikleri yeniden kamusal alana yayılmaya başladı. Yeniden başladı yaygara; gizli, saklı ne varsa, yeniden başladı dökülmeye ortaya?
Henüz plan aşamasındayken, yapılmayan operasyonlara çomak sokulmaya ki bu çomakçıların da ta kendisi; bence bu Fuat Avni kimliklilerdi.
Üstelik de kedi, fareyle oynar gibi (ki bu kediler sonradan ortaya çıktı ki onlar da bu Fuat Avni’ler imiş). Nasıl da sızıyordu ortalığa en gizli kararlar, üstelik de o kararların alındığı toplantıların tutanaklarının printer mürekkebi henüz kurumadan?
Toplumdan gizlenmeye, saklanmaya çalışılan ne varsa hükümet indinde; toplantıların bitişiyle neredeyse eş zamanlı olarak nasıl da sızdırılıyordu toplumsal alana, sanki ışık hızıyla…
Ve bu yayılma, bu paylaşım sanma ki senin, benim, bizim hayrımıza ey Atatürk genci, ey Türk çocuğu; elbette ki aralarındaki kavga bağlamında dökülüyordu sırlar ortaya… Kim, kimi yenerse; kim, kimi yerse?
Biliniz ki gün gelip de bu savaş bittiğinde; işte o zaman susacaktır bu dedikoducu Fuat Avniler… Çünkü henüz yakalanmamış niceleri olmalı ki 15 Temmuz 2016 öncesinde olduğu gibi, bugün de sanal ya da gerçek ortamda; bin türlü yalan, dolan dolaşmakta, devletimizin yapacağı işleri ayağına dolaştırmak, halkımızı da endişeye, güvensizliğe, mutsuzluğa, yarın korkusuna bulaştırmak amacıyla ki sanki şu Sedat Peker de onların işbirlikçisi gibi…
Ne de olsa yaşanan bu kavgayı kızıştıran ortadaki avdan (ki o av Türkiye); bu kavgaya karışan taraflar götürmek istiyor tek parça… Ve bu avdan; kendilerine de bir parça kemik atılacak diye zıplayıp, hopluyor PKK’lı dingocuklar da…
Bu ülkeyi parçalamak uğruna giriştikleri savaşta; henüz kıyıda, köşede ve belki de devletimizin en önemli mevkilerinde bulunan nice Fuat Avni kimliklileri (ve ABD’nin görevli atadığı söylenen 5000 kişi) sızdırdıkça ortaya gizli, saklı olanı… AKEGEMENLER de haklı; onlar da veryansın ediyor FETOCULAR hakkında olan, biteni, onların kalleşliklerini, şu gariban, şu yoksul, şu uyur-gezer halktan saklananları… Hani her sabah tv kanallarında artiz takımının aşk-meşk işlerini ifşa eden magazin bülbülleri gibi… Dolayısıyla döküyorlar ortaya karşı tarafın; en gizli yatak ilişkilerini… Ve böylelikle öğrenmiş olduk ki…
-Cemaat ile PKK fingirdeşmekte, aşk, meşk ilişkisi içindeler…
Yıllardır her gün yeni bir söylence, her gün yeni bir dedikodu… Siyasal arena, sanki magazin medyası gibi…
Bununla birlikte; Cemaat ile PKK’nın fingirdeştiği kesinleşince, baktı ki AKEGEMENLER; bu kavgadan sağ çıkmak zorlaşabilir, düşündüler, taşındılar; ne yapmalı? Onca çaba ile başlattıkları AÇILIM defterini, belki de hiç açılmamak üzere kapamalı ki kapattılar da… Ama şimdilik. Çünkü 2023 seçimleri ne getiri, ne götürür hesapları; Demokles’in kılıcı gibi sallandıkça, hiç kuşkusuz yeniden açılabilir AÇILIM defteri…
Ama bugün için, yerliyiz-milliyiz ve belki de yeniden dillere düşer; “Vatan-Millet-Sakarya” nakaratı… Çünkü görünce FETOCULAR’ın hainliğini, yaklaştılar; ulusalcıya, milliyetçiye… Ve sizler de biliniz ki ey ulusalcı, ey milliyetçi halk! Ülkede yaşanan bu siyasal satrançta kimin şah, kimin mat olacağı; sizlerin sayesinde belli olacak, sözlerime güveniniz! Varlığınızla, bu ülkenin de varlığının tek güvencesisiniz. Önünüze sandık geldiğinde; en doğru kararı siz vereceksiniz.
Hey gidinin Fuat Avni’si hey!
Bugün de durduk yere; gammazcı dedik, gizli saklı gammazcılar her köşede vardır dedik ve gizli, saklı nice Fuat Avni de vardır dedik. Rehavete kapılmadan, her yayılan yalana kanmadan, gizli-saklı nice Fuat Avni komplolarının oltasına takılmadan… Aklımızla, usumuzla… Halkımızla, ulusumuzla… Ve en önemlisi de kendi yağımızla kavrularak… Yaşadığımız zorlukları aşacağız. Hiç kuşkusuz daha aydınlık, daha güvenli yarınlara ulaşacağız! Şu Fuat Avni gibilerin oyuncağı olmayacağız!
Didim
YEREL HABER
7 dakika önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce