Parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenleye CHP Sözcüsü Faik Öztrak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur” sözlerine ilişkin konuştu.
Öztrak’ın gündemdeki bazı konulara ilişkin açıklamasının satırbaşları şöyle:
*Şimdi bu itirafları, ‘ucu nereye giderse gitsin’ diyerek suç duyurusu kabul edip, bu bakanı ifadeye çağırabilecek bir Cumhuriyet Savcısı arıyoruz. Yürekli bir Cumhuriyet Savcısının harekete geçmesi için eski bir bakanın daha fazla ne söylemesi gerekiyor?” diye sordu.
* Diyanet, milletimizin ortak değeri Atatürk ile uğraşıyor ama bu ülkede son 19 yılda yenen kul hakları için bir çift söz söyleyemiyor. Yalan, dolan, rüşvet arşa ulaşmış; gösterişli cübbelerin içindekiler buna tek bir laf edemiyor, ‘rüşvet almak, kul hakkı yemek haramdır’ diyemiyor.
* Son 19 yılda bu ülkede eğitimden ekonomiye, kurumsal yapıdan dış politikaya kadar pek çok şeye zarar verildi ama en çok zararı kutsal dinimiz ve inancımız gördü.
* Peygamberimiz, ‘Din güzel ahlaktır’ buyuruyor. Son 19 yıldır dinin içinden ahlakı çıkardılar. Dini, siyasi bir araca dönüştürdüler. Rant ve servet devşirmek için kullandılar. Bunun adına da sözde ‘dava’ dediler.
* Şimdi bu davanın yolcuları artık itirafçı olmaya başladılar. Çevre ve Şehircilik eski Bakanı, ‘17-25 Aralık tapeleri ve dosyamda ne varsa doğrudur’ dedi. Bir televizyonda, ‘Ne yaptıysam Erdoğan’ın talimatıyla yaptım’ diyerek istifasını açıklayan bu eski Bakan, görevini kötüye kullandığını da bir defa daha kabul etti.
* Yine AK Parti’nin kurucularından eski bir milletvekili, ‘AK Partililerin yüzde 90’ı yakında itirafçı olacak’ dedi. Bu millet, bakan çocuklarının evlerinden çıkan kasaları unutmadı. Sıfırlanmakla bitmeyen dolarları, avroları unutmadı.
* Ayakkabı kutularında ele geçirilen rüşvet paralarına faiz işletip sonra da bu rüşveti faiziyle, alana iade edenleri de unutmadı. Bu olaylar Yüce Divan’da aklanmadı. Majestelerinin milletvekillerinin oylarıyla bu hesap yargıdan kaçırıldı.
* Şimdi Cumhurbaşkanı’nın Yüksek İstişare Kurulu üyesi, dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek de, ‘Bu dosyalar Yüce Divan’da görüşülmeliydi’ diyor. Tüm bunlar hala milletin vicdanında karayan bir yaradır.
* Bu dosyalar milletin vicdanında kapanmamıştır. Şimdi bu itirafları, ‘ucu nereye giderse gitsin’ diyerek suç duyurusu kabul edip bu bakanı ifadeye çağırabilecek bir Cumhuriyet Savcısı arıyoruz. Bulur muyuz bilmiyorum. Yaklaşan seçimlerden sonra yapacağımız ilk iş, devletin çökertilen adalet direğini, hızla ayağa kaldırmak olacak.
* Bu eski Bakanın açıklamalarında, aslında bunun nedenlerinin ipuçları var. Bu skandallar ilk patladığında Bayraktar bir televizyon programına çıkıp, istifa ettiğini açıklamıştı. ‘Soruşturma dosyasında yer alan imar planlarının büyük bir bölümü Erdoğan’ın talimatıyla yapıldı, ben istifa ediyorum ama Başbakan Erdoğan’ın da istifa etmesi gerekir’ demişti.
* Geçen gün de çıktı kendi ifadesiyle o dönem ‘hırsızlar çuvalı’nın içine atılmasına içerleyerek, ‘Ben kendimi ayırmak istedim, gücüm yetmedi. Döverler beni, öldürürler beni. O kadar gücüm yok benim’ dedi. Bu işin sırrı orada. Yürekli bir Cumhuriyet Savcısının harekete geçmesi için eski bir bakanın daha fazla ne söylemesi gerekiyor?”
EKONOMİ
14 saat önceYAZARLAR
15 saat önceYAZARLAR
15 saat önceYAZARLAR
15 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce