“30 Ağustos’u unutmak, gericiliğe teslim olmaktır…”
ADD Samsun Şubesi Başkanı Dr. Işık ÖZKEFEL 30 Ağustos nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Özkefel, açıklamasında “Ulusal egemenliğimizi unutmaktır... Laik Cumhuriyetimizi unutmaktır... Yani, en yalın ifadeyle vefasızlıktır, yüzsüzlüktür, utanmazlıktır… 30 Ağustos’u unutmak; gericiliğe ve çağdışı zihniyete, bölücülüğe teslim olmaktır” sözlerine de yer verirken, şu açıklamaları yaptı:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, yoktan var edilen şanlı ordumuzun kazandığı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı, 99. yıldönümünde bir kez daha gururla kutluyoruz… Tüm Ulusumuza Kutlu olsun.
30 Ağustos Zaferi, Türk Milleti’nin varlık nedeni, Anadolu’nun sonsuza kadar vatan toprağı olduğunun ifadesidir. Emperyalizmin kesin yenilgisidir. Ülkemizin ve milletimizin varlığı söz konusu olunca, 30 Ağustos, bu coğrafyanın en haklı, en onurlu, en kutsal savaşı ve zaferidir.
30 Ağustos, 26 Ağustos Malazgirt Zaferi’nin de, haklı olarak, çok övündüğümüz İstanbul’un Fethi’nin de kutlanabilme nedenidir, Cumhuriyetimizin, devletimizin, üniter yapımızın, coğrafyamızın çimentosudur. 30 Ağustos, tarihten çıkarıp, önümüze koyduğumuz her milli günün temelidir,
30 Ağustos, Kurtarıcımız, kurucumuz, ebedi Başkomutanımız ve önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; “Ordular! Hedefiniz Akdenizdir! İleri” emriyle toprağı kanlarıyla sulayan kahramanlarımızdır.
30 Ağustos, “Mavi Vatan”dır. Kıbrıs’tır… Doğu Akdeniz’dir… Ege Denizi’dir... Karadeniz’dir, 30 Ağustos… Topraktır. Namustur. 30 Ağustos, doğuştur, varoluştur. 30 Ağustos; özgürlüktür, tam bağımsızlıktır… Zincirlerin kırılmasıdır. Esaretin reddidir…
30 Ağustos, kazanılacak siyasi zaferlerin ve tüm dünyaya örnek olacak Cumhuriyet devrimin temelini oluşturmuştur. Bu gerçeği göz ardı edenler; ya cahil ya gafil, ya da haindirler...
30 Ağustos 1922, emperyalizme karşı emsalsiz bir zaferin, Türk Ulusunca tarihe altın harflerle yazıldığı gündür. Başka “zaferler” ile eş tutmaya çalışanlar, 30 Ağustos’un ne demek olduğunu bilmeyenlerdir. Bu nedenle; 30 Ağustos, yasaklanamaz. Göz ardı edilemez… U-NUT-TU-RU-LA-MAZ!
Tarihi değiştirmek, hele hele Kurtuluş mücadelesini tarihten silmek, Mustafa Kemal ATATÜRK’süz bir tarihi taze zihinlere yerleştirmek, kimsenin başarabileceği bir şey değildir. Çünkü Türk Ulusunun tarihi masa başında değil, savaş meydanlarında yazılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm niteliklerini o savaş meydanlarında savunduğu değerlerden almıştır.
Cumhuriyet kültürüne savaş açan; yerine cemaatleri, tarikatları koyarak Türkiye’yi çağdışına sürükleyen siyasi iktidara uyarılarımızı yinelemekteyiz: 30 Ağustos, sadece Türk Milleti’ni yok olmaktan kurtaran bir zafer değildir. Yarattığı sonuçla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde; millet egemenliğine dayalı tam bağımsız, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin de kuruluş süreci ve başlangıç tarihidir. Atatürkçü Düşünce Derneği bu çabaların boşa çıkması için mücadelesini aralıksız sürdürecektir.
30 Ağustos, eşsiz bir zafer, Mustafa Kemal ATATÜRK eşsiz bir komutan, eşsiz bir liderdir.
30 Ağustos’u unutmak, şehitlerimizi unutmaktır... Kurtuluş Savaşımızı unutmaktır… Ulusal egemenliğimizi unutmaktır... Laik Cumhuriyetimizi unutmaktır... Yani, en yalın ifadeyle vefasızlıktır, yüzsüzlüktür, utanmazlıktır… 30 Ağustos’u unutmak; gericiliğe ve çağdışı zihniyete, bölücülüğe teslim olmaktır...
Zaferlerimizi uyduruk tarih yazma çabaları ile gölgelemeye çalışanlar, eli kanlı terör örgütü liderini Mustafa Kemal ATATÜRK ile eş tutanlar ne cehalet ne de gaflet ile tanımlanabilirler. Bu düpedüz hainliktir! Türk Ulusu hepsine gereken cevabı verecektir...
“Ordular! Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” komutuyla topraklarımızdan söküp attığımız emperyalizm, 30 Ağustos’tan 99 yıl sonra işbirlikçileri eliyle yeniden bağrımıza saplanmış bir bıçak gibi durmaktadır. Onu söküp atmak, Atatürkçü tüm kişi ve kurumların Kuvayı Milliye şehitlerine borcu, gelecek nesillere karşı ödevidir.
Büyük Atatürk: "Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." demektedir. Tarihimizi saptıranları, yerine uydurma tarih yazmaya çalışanları da, tekrar tekrar uyarıyoruz. Başaramayacaksınız…
99 yıl önce karamsarlık yerine ümit, perişanlık yerine düzen, kararsızlık yerine kararlılık ve iman ile giriştikleri savaşın sonucunda elde edilen zaferi meydana getiren bir milletin evladı olmaktan onurlu ve gururluyuz.
Bu şanlı günün yıl dönümünde, başta kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, vatan ve millet uğruna şehit olanları, demokrasimiz ve cumhuriyetimiz için canlarını feda edenleri rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.”