Sizleri bilmiyorum; ama bendeniz asrın liderini izleyince tüylerim diken diken oluyor…
Açıklayacağım…
Kin, nefret, öfke dolu konuşmasına alıştık…
Tarafsız,
Adil,
Sevgi dolu,
Hoşgörülü ve mütevazı olmadığını biliyorduk, defalarca ve yıllarca gördük…
***
Fakat en son Salı günü ne amaçla çıktığı belli olmayan ve son derece gereksiz bir TV programında, evcil hayvanını kaybeden bir sunucuya” öldürdün mü” diye sorması,
TBMM kürsüsünden memleketti Rize de sözlü tacize ve saldırıya uğrayan;
İyi Parti genel başkanı Sayın Meral Akşener’e
“Daha neler olacak neler, bu daha başlangıç” demesi, ilk satırlarda yazdıklarımızı teyit eder nitelikteydi…
Gerçi o yazdıklarımız teyide muhtaç şeyler değildi, sadece bir kez daha “perçinlenmiş” oldu…
***
Zaten kendisi ve ailesini günahım kadar sevmem…
Alıp veremediğim yok…
Ahlaki ve ailevi yapılarını ve ülkeme, topluma bakış açılarından haz etmem…
O kadar…
O programı önce kendisinin açıkça borazancılığını ve tetikçiliğini yapan TV’den daha sonra hata yapmamak için YouTube’dan dikkatle izlerken;
Özellikle ülke nüfusunun daha %20’ sinin bile aşılanamamış iken “kendisine” yaptırdığı aşılarla böbürlenmesi tüylerimi diken diken etti…
***
O programa ilişkin söyleyeceğim tek şey; asrın liderinin çizdiği profil; bana göre “halktan tamamen kopmuş, kendi kişisel iktidarı haricinde hiçbir şeyle ilgilenmeyen, yalancıktan bile empati kuramayan bir lider profiliydi…”
Üzüldüm; memleketimi bu tür insanlara teslim ettiğimiz için…
Evet, bizler etmedik…
Ama ülkenin bu günlere geleceğini o günlerde görmüştük, yani ne yapıp edip engel olmalıydık…
Yapmadık…
Yapamazlar cesaret edemeler dedik, aklımıza gelen ne varsa yaptılar…
***
Her ne kadar “evcil hayvanlar” konusunda yaptığı “iğrenç şaka” muktedirin kesif empati yoksunluğuna hayret verici bir örnek olsa da
Benim takıldığım daha çok asrın liderinin aşı stratejisine ilişkin söyledikleriydi…
Ne demişti kısaca hatırlayalım mı?
“Yoğun bir şekilde aşımız geliyor.
Bu aşıların gelişiyle birlikte de 50-55 yaş üstüne de aşıyı yoğun bir şekilde yapmaya başlayacağız.
Ciddi manada bir korunma sürecini tıbben de almış olacağız.
Ben “üç aşımı” oldum, ama üç aşıdan sonra bir de antikor ne noktada, yükseldi mi yükselmedi mi bununla ilgili de adımı attım.
Hamdolsun 2.160’ı yakaladım…”
***
Bakınız bugüne kadar bir ke bile gerçekleri söyleyemeyen Sağlık Bakanlığı’ nın resmi verilerine göre
2 Haziran 2021 itibariyle;
Türkiye’de ilk doz aşısını olan insan sayısı nüfusun yüzde 18,7’sine tekabül etmek üzere…
İki doz aşı olan ise yüzde 15,1…
Üç doz aşı olan, yani gerekli iki dozun üstüne bir de koruyucu doz alan Recep Tayip Erdoğan’dan başka kimse var mı, bilmiyoruz…
Varsa da adım gibi eminim AKMHP kurmaylarına yapılmıştır ve halen yapılıyordur.
Biri bana;
Bir liderin, yüzde 80’i daha ilk doz aşı bekleyen bir kitleye, üçüncü dozu olup antikorlarını nasıl yükselttiği konusunda böbürlenmesinin anlamını anlatsın, lütfen…
***
Şimdi bir kaç yalaka çıkıp;”Ben olmasam da olur, benim aşımı da REİS’e yapın” diyebilir.
Bu da yalan…
Yapılacak ilk seçimde “kaybedeceklerini” hepsi biliyorlar…
Çok net ifade edeyim;
Bu son derece yeteneksiz ve kifayetsiz “tek kişilik” pandemi yönetimi bu iktidarın temeline dinamit döşedi zaten. Bitirecek…
Bu bitirmezse mafya babası Sedat Peker’in on dokuz yılık sürece dair yaptığı dehşet veren ve korkutan “ifşaları” bitirecek…
Tabi bu “millette” azıcık utanma, ahlak ve terbiye varsa…
***
Bu nasıl kafadır ki; TBMM’den çuvalla maaş alan AKMHP’li vekillerin ve Kaç’Ak Saray müdavimlerinin tek stratejisi;
Tek taraflı ı Partili Cumhurbaşkanı “tek adam” Recep Tayyip Erdoğan ve ailesini mutlu etmek, pandemi sürecinde sağlığını korumak üzerine kurulu…
Onu mutlu edecek her şey farz, geriye kalan her şey teferruat…
Pandemi yönetiminin temel hedefi de, süreci Recep Tayyip Erdoğan’ın rejimini tehlikeye atmadan, mümkünse de kuvvetlendirerek nihayete erdirmek…
Atılan her adımın temel mantığı bu; ama artık yolun sonu göründü…
Şu hale bakar mısınız; halkına pandemi sürecinde “dut pekmezi” öneren adam üçüncü doz aşıyı olduğunu övüne övüne anlatabiliyor…
Pes doğrusu pes…
Bunların vicdansızlığının bedelini her gün yüzlerce insan hayatıyla ödüyor…
***
Ayrıca bir başka utanç kaynağımız da şu; bugüne kadar kaç kişinin gerçek manada pandemi nedeniyle öldüğünü resmi olarak bilmiyoruz…
Yazık…
Bir kısım insanımız hala sahip çıkıyor bizlere “başaramayacaksınız” diyerek parmak sallıyorlar…
Utanmadan…
Daha ne diyeyim ki?
İstanbul 03.06.2021 04.45
YEREL HABER
3 saat önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce