Körün oğlu!

Vatanseverlik, milletini sevmek, mertlik, her hal ve şartta doğruları söyleyebilmek için sadece cesaret yetmez. Cesaretin yanında bilgi ve görgü de ister.

Bilge biri kendisini eylemlerinden, sonuçlarından sorumlu tutar ve olumsuzlukları da sahiplenir. Bilgelikten hiç nasiplenmemiş cahiller ise, kendisini sadece niyetlerinden sorumlu tutar.( Kandırıldık, affedin!)

Görgü, kişiye çoğunlukla ailesi, aldığı eğitim ve güzel ahlak olarak bilinen inancının, harmanlanarak edinilen çok değerli bir kazanımdır. Bilgiye ise, okuyarak öğrenerek gezerek ve ilmi sohbetle sahip olunur. Bilginin ve öğrenmenin sonu olmadığı için mutlaka paylaşılması gerekir. Bilgi paylaştıkça çoğalır ve yaşar. Aksi halde, insan kendisine verilen ömrü tamamladığında, sahip olduğu bilgiyi paylaşmamış ise, o bilgi de çöp olur…

Yıllarca Türk Siyasetinin çeşitli kademelerinde görev yapmış biri olarak ben paylaşma yolunu seçtim. Mayıs 2001’de “Türkiye’de Sistem Sorunu, Avrupa Emperyalizminden, Doğu-Batı Kıskacına” adlı 457 sahifelik kitabımı yayınladım.

Temmuz 2004’te “Yeni Dünya Düzeni Büyük Orta Doğu ve Türkiye” adlı 343 sahifelik kitabımı yayınladım.

Nisan 2012’de (Murat Köylü-Zahide Uçar-Levent Bulut-RS) “DARAĞACI-BOP Türkiye-İran-Suriye” adlı 186 sahifelik müşterek kitabımızı yayınladık.

Şubat 2016’da “FETÖ’ DEN ÖNCE” adlı 319 sahifelik, Nisan 2016’da ise “FETÖ’DEN SONRA” adlı 556 sahifelik kitaplarımı yayınladım.

2007 yılından beri de, internet ortamında her gün yazıyorum. Tabii ki bunların bedeli olarak, Türkiye’de aynı konuda en fazla dava açılan, tazminat ödeyen, hapis cezası alan kişi oldum…

Herkesin sustuğu, korktuğu, ağzını açamadığı, laik Cumhuriyetin damarlarının teker-teker koparılmaya çalışıldığı ortamda, doğruları yüksek sesle söyledik. Çok şükür ki, konuşması gerekenlerin bazılarını konuşturmayı başardık. 19 yıllık soygun düzenindeki ihanetleri tarihe not düşerek kayıt altına aldırdık.

Bu arada, siyasi figürlerin çoğunun gerçek yüzünü Türk Milleti ile paylaştık! “Muhafazakar Demokratız” deyip İhvan’a ve Muaviye kafasına sahip olanları, “Müslümanız” diyen ama tarihin en büyük soygunlarını yapan hırsızları, “Milliyetçiyim” deyip partisini “Mafya Milliyetçisi” yapanları, “Milliyetçiyim” deyip “Gladyo Milliyetçisi” olan Türk Amirallerine “ZEVZEKLİK yaptılar” diye hakaret eden FETÖ-Ruzi Nazar talebelerini, Atatürk’ün kurduğu partiyiz dedikleri halde, Atatürk’e küfredenleri baştacı yapanları, Türk Milletinin partisi olmadıklarını, Biden’a destek olan Bölücü-Kürtçüleri, Tekrar tekrar gördük, izledik!

Şimdi de, DOĞRU Parti olarak, Türk Milletine hizmete ve mücadeleye devam ediyoruz. Hem de tüm alçakça ambargolara ve saldırılara rağmen.

  1. Yüzyılda Köroğlu adlı, cesur yürekli, özgürlüğüne düşkün bir yiğidin namı almış yürümüş. Özellikle fakirleri kollaması, koruması onu halkın sevgilisi yapmış. Çapulcunun biri, Köroğlu olmaya özenmiş. Köyünün en yaşlısına; “Ben de Köroğlu olacağım” demiş. İhtiyarın yanıtı “Senden Köroğlu olmaz” olmuş. Çapulcu gitmiş öz babasının gözlerini kör etmiş. İhtiyarın karşısına çıkmış ve “Gördün mü, artık ben de Köroğlu’yum” demiş. İhtiyar başını sallamış ve “Sen Köroğlu olamazsın, olsan olsan sen Körün Oğlu olursun demiş!”

İnsan iki çeşittir. Biri, kendi ışık içinde (Saraylarda) yaşar ama sadece gölge yapar. Diğeri, gölge içinde (Kendi halinde, dürüstçe) yaşar ama o ışık taşır ve ışığını insanlara yansıtır.

Umuyorum ki bu sürede Aziz Türk Milletine Köroğlu ile Körün oğlunu, bal yapan arı ile eşek arısı arasındaki farkı gösterebilmişizdir.

AKP’den sonra, kurucu ve çağdaş değerlerimizi yeniden Türk Devletine hakim kılmak gibi tarihi bir görevimiz var. Bunu ancak Türk Milletinin sorumlu, bilgili, dürüst, vatansever evlatlarıyla yapabiliriz. Takdir Yüce Türk Milletinindir…

27 Nisan 2021

Benzer Videolar