Çocuklar ve yetişkinler neden hep huzursuz ve mutsuz olur bilir misiniz? Tek cevap ‘‘ihtiyaçların giderilmemesi ve beklentilerin farklı oluşu’’dur.
Eğer çocuğunuzun temel ihtiyaçlarını gidermez ve sevginizi hissettirmezseniz, sürekli ağlayan, huzursuzluk gösteren davranışlarına anlam bulmaya çalışırsınız. Aslında olay çok basittir, altı kirlendiyse temizlemek, karnı acıktıysa doyurmak ve ilgi… Bu ihtiyaçlar giderildiğinde evladınız gülücükler saçmaya başlayıverir. Onların mutlu olması bu kadar basittir.
Peki, yetişkinler neden hep huzursuz ve mutsuz olur bilir misiniz? Tek cevap ‘‘Bebeklik dönemin de ihtiyaçlarının giderilmemesi’’dir.
Bebeklikte ve çocuklukta ihtiyaçları giderilmemiş birey yetişkinlikte bilinç dışı davranışlar gösterir. Neden huzursuz ve mutsuz olduğunu bir türlü bilemez. Çünkü geçmişini hatırlayamaz. Ancak var olduğu sürece, bebeklik döneminde yaşadıkları bilincin en altına yerleşir. Zaman zaman bir koku, bir ses, bir renk olumsuz ya da olumlu geçmiş hatırlarınızı nedensiz anlamsız bir şekilde ortaya çıkarır. Bu yüzdendir ki bazen bir insanı kırk yıldır tanıdığınızı düşünür olumlu bir geçmişse onu sever sahip çıkar ya da anlam veremediğiniz bir biçimde nefret edersiniz.
Bu nedenle yetişkinin mutlu olması algıda seçiciliğine bağlıdır ancak mutlu olmak imkânsız değildir. Yetişkin eğer bu durumu fark ederse neden kırmızıyı sevdiğini neden bazı kokulardan nefret ettiğini bilir hayatının akışına ona göre yön verir. Bu yüzdendir ki, ilk karşılaşmalar her zaman önemlidir. Sizin karar vermenizi sağlayan bebeklik ve çocukluk geçmişinizdir.
Bebeklik öyle bir dönemdir ki, araştırmalar ve dönütler yetişkinin iş, evlilik, sosyal hayatını çok fazla etkilediğini göstermektedir. Bir erkek çocuğu annesinden hep kötülük gördüyse annesine benzeyen kadınla, anneden intikam almak için evlenir. Çünkü anneye kötü davranamayan çocuk, yetişkinliğinde intikam içgüdüsüyle evlendiği kadına türlü eziyetler yapar.
Ya da anneye kötü davranan bir babaya sahip olan kız çocuğu, yetişkinliğinde özellikle kendinden güçsüz bir eşi seçer ki, anneye yapılanın intikamını almaya çalışır. Tabi bütün bunlar mutluluk getirir mi? asla!
Siz geçmişinizi değiştiremezsiniz, yapılanları düzeltemezsiniz yapacağınız sadece kendinizi ve ailenizi cezalandırmak olur. Bunun yerine olumsuz davranışları olumluya dönüştürmek, mutlu çocuk yetiştirmek ve mutlu birey olmak sizin elinizde. Yeter ki, seçeceğiniz hayatı belirleyip neyi algılamak istediğinizi bilin.
Konuyu bir anekdotla bağlamak istiyorum.
HİTLER VE STALİN
Hitler ve Stalin bir bar da oturmaktadır. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin değil mi? diye sorar.
Barmen,” Evet, onlar” der.
Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar: “Selam, ne yapıyorsunuz?”
Hitler cevap verir;
-” 3.Dünya savaşını planlıyoruz”
Adam Sorar. “Gerçekten mi? Ne olacak?
Hitler;” Bu sefer 14 milyon Yahudi’yi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz” der.
Adam sorar;” Bir bisiklet tamircisini mi?”
Hitler, Stalin’e döner ver der ki;
-” Gördün mü? , sana kimsenin 14 milyon Yahudi’yi takmayacağını söylemiştim.”
Ve…
Sözün kısası size önemli olan başkasına önemli değildir ihtiyaç neyse önem ona göre öncelik oluşturur.
Dip not: Bu yazımı yıllar önce yazmıştım. Salgın herkesi umutsuzluğa sürüklerden nedenini anlamlandırmadan bu durumu hayatının merkezi yapanların çoğaldığını görünce tekrar paylaşmak istedim. Zira neden bazı insanlar yaşanan olumsuzlukları hayatlarını etkileyecek kadar içselleştiyor? Sorusuna belki bir cevap olmuştur.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden korumaya çalışın!
EKONOMİ
21 saat önceYAZARLAR
21 saat önceYAZARLAR
21 saat önceYAZARLAR
22 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce