CHP’ye “yerel seçim” anımsatması…

26 Mart 1989 Yerel Seçimleri… Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanı Erdal İnönü… Seçim sloganı da “Beş Yıl Daha Bir Limon Gibi Sıkılmaya Hayır!”, “Beş Yıl Daha Bir Limon Gibi Sıkılmaya Gücünüz Var mı?”… Süleyman Demirel Doğru Yol Partisi’nin, Turgut Özal Anavatan Partisi’nin, Necmettin Erbakan Refah Partisi’nin, Bülent Ecevit Demokratik Sol Parti, Alparslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi’nin genel başkanları. Seçmen SHP’nin sloganını tutmuş, Özal belediyeciliğinde yaşanan “benim memurum işini bilir” anlayışına karşı yanıtını şöyle vermişti: İl Genel Meclisi seçimlerinde SHP % 28.71 oyla birinci parti olmakla kalmayıp 39 ilin belediye başkanlıklarını kazandı. İller dağılımında DYP 16, Refah Partisi 5, ANAP ile MÇP üçer, Tunceli’nin bağımsız adayları kazandılar. SHP’nin başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere 39 ilde kazandığı belediyeler bir yandan oniki eylül sonrası “iktidarı” ANAP’ta tedirginliğe neden olurken, bir yandan da yurt genelinde ANAP “iktidarının” toplumda oluşturduğu travmayı sona erdireceği “umudu” yaygınlaştı. “Umut” gelecekti! *** 1989 yılına dek ANAP’ın uyguladığı “liberal” politika nedeniyle toplumda yaşanan “değişim/ anlayış” aslında “yandaş/ fırsatçı/ rant eğilimli” katmanların hoşuna gidiyordu! “Bir verip, üç alma” bilinci de gelişiyordu! Üretimden daha çok, “işini bilerek” yaşamını sürdürenlerin, “fırsat eşitliği” denilerek “yük tutanların”, biraz daha ileri gidilerek “benim için zenginler daha önemli” denilen günler… Bu dönemde İnönü’nün “Beş Yıl Daha Bir Limon Gibi Sıkılmaya Hayır” sloganı tutmuştu! Medyaya yansıyan “güzel” denilecek görseller öne çıksa bile, toplumda kanayan yaralar vardı! Rant işine girmek istemeyen, haksız kazancı evine girdirmek istemeyen, “liberalizmin” ergilerinden almak istemeyen, “işini” bilmeyen, “zengin” olmayan, emeğinden başka tutar dalı olmayan bir katman da vardı! “Limon gibi sıkıldıklarını” bilen, bundan sonra sıkılmak istemeyen, yerel seçim de olsa “bir ders” vermek isteyen bir katman… Öyle de oldu… İstanbul’da Nurettin Sözen, Ankara’da Murat Karayalçın, İzmir’de Yüksel Çakmur belediye başkanı oldular. Anavatan Partisi’nin rant politikasına/ yeni-liberal ekonomi anlayışına yanıt… *** Her şey güzel başlamıştı. “Ancak seçimi kazanan sosyal demokratlar, 1980 öncesi toplumcu belediyecilik deneyimini küllerinden yeniden canlandıracak bir belediyecilik anlayışı ile değil devraldıkları yeni liberal kentleşme politikaları ile uyumlu bir sosyal demokrat belediyecilik arayışı ile hareket edeceklerdir. Bu arayış her üç metropolün kendi içsel dinamikleri ile her üç başkanın sosyal demokrasi, kentsel hizmet, kentsel gelişmeye bakış açılarındaki farklılıklara göre yapısal farklılıklar içerecektir.” (Hatice Kurtuluş/Şükrü Aslan) Seçim kampanyasında sıkça vurgulanan yolsuzlukların/ haksız kazançların üzerine gidileceği/ hesap sorulacağı/ yurttaşın limon gibi sıkılmasına son verileceği sözleri yerine getirilmemişti. Üstelik eksi belediyelerin oluşturduğu “iş bitirme” yöntemleri, vakıflara aktarılan belediye mülkleri aynı biçimde sürdürülmesine göz yumuştu! Şu an “iktidara” yakın en küçük birimde “daha üstün” biçimde gerçekleşen yolsuzluğun, dönemde İSKİ’de yaşanması yalnız İstanbul’da değil, tüm yurtta “SHP, eline/ yüzüne bulaştırdı” diye anlatıldı! Ne de olsa yüklenicinin işini bitiriyordu, yüklenici de “işin” gereğini yapmalıydı! Yükleniciden alacak ki/ yüklenici daha çok kazansın/ İSKİ yöneticisi de bundan payını alsın; o zamana dek “böyle” olmuş, alan/ veren bayram etmişti! *** 20 Ekim 1991, Genel Seçim… TBMM’nin 19. dönem milletvekillerin belirlenecek… SHP’de yönetim, 26 Mart 1989 Yerel Seçimleri havasında… Ancak, sonuçlar hiç de beklendiği gibi değil! Yurttaş “limon gibi” sıkılmayı seçmiş! Bu seçim, Süleyman Demirel’e yeniden başbakanlık koltuğunu getirmişti, 178 sandalye kazanarak birinci parti olmuştu. İkinci partisi Anavatan Partisi (ANAP)... 1989 yılındaki yerel seçimlerde büyük başarı kazanan Sosyal Demokrat Parti (SHP) de 88 sandalye ile üçüncü parti olmuştu! *** En son Yerel Seçim’le benzerlik göstereceğini, ya da belediyelerin “aynı” işlevi sürdürdüklerini ileri sürmek yerine sıkça yazdığım şu sözleri yineleyeceğim: Yaşadığım kent Adana’dan söz etmem gerekirse; seçmen için yalnız yalnız yaşadığı kentin belediyesi değil, İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in belediye başkanları da önem taşıyor! Bugün, CHP’li belediyelerin “hiç biri” Ekrem İmamoğlu’ndan “güç “ almadığını söyleyemez! Sözüm ona, “güç” yitirtmeyeceğini de söylemez! Anakentlerin başarısı, kentliye sunduğu ergi yurttaşın beklentisi… Bana eğer Adana’yı sorarsanız, geçmişten “değişik” bir şey yok! Üstelik bazı sorunlar daha da kabarık! Seçmen önce “yok” denilince anlıyordu, oysa bugün tepkisini gizlenmiyor! İşin en düşündürücü yanı da, Anakent bu “tepkileri” görmezden geliyor! Yeni yerel seçime ne kaldı ki şurada? Seçmen “yaşadığını/ yaşatılanı” unutmuyor! 26 Mart 1989 Yerel Seçimlerini anımsayın yeter! 300321
Benzer Videolar