Aslında bu yazının başlığı, şöyle olmalıydı:
Yani…
Doğu Perinçek’in üstünde yürümekte olduğu çizgiyi anlamak, kabul etmek, katlanmak mümkün değil.
Perinçek, o çizgide yürümüyor, adeta bütün gücü ile koşuyor.
Bu noktada önemli olan, Vatan Partisi üyelerinin bu sürükleniş karşısındaki tavrıdır; duruşudur.
Ben bu yazıyı yazmak zorundayım.
Çünkü bu konuda sorumluyum.
Çünkü, kendisi ile hukukum 1966 yıllarına dayanıyor.
Aydınlık’ın aydınlık saçtığı, Derginin kurucusu Şefik Hüsnü’lerin mirasını onurla taşıdığı o yıllara dayanıyor.
Bu satırları karalayan ben, [o zamanlar] Aydınlık’la aynı çizgide ve oluşturulmuş bulunan ortak görüşler doğrultusunda İstanbul’da yayınlanan Türk Solu Dergisi’nin yazı kurulu üyesiydim.
[Sakın yanlış anlaşılmasın; sonradan çıkartılan ne olduğu belli olmayan Türk-Solu yayını değil…]
Yıllarca devam etti o çizginin üzerinde sürdürülen gerçekten devrimci mücadele.
O zamanların Doğu Perinçek’ini severdim; saygı duyardım, takdir ederdim.
Ama bu gün…
Sadece derin ve şiddetli bir üzüntünün içinde adeta kıvranıyorum…
Türkiye’nin “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” mücadelesinin sembolü olmuş gerçek gençlik [ve halk] önderi Deniz Gezmiş için bakın Doğu Perinçek ne buyuruyor:
Ayıptır Doğu [bey]!..
Bey diyorum, yadırganmasın; çünkü artık ona “arkadaş” diyemiyorum.
Bu ülke ve bu ülkenin insanları nerelerden nerelere geldi…
Belki bu sürüklenişte kendilerine özgü nedenleri, hesapları vardır; ama…
O zaman çekilirsiniz bir kenara, ruhunuzda oluşan iltihaplı sivilcelerle meşgul olarak sürdürürsünüz yaşamınızı.
Bu sadece sizi ilgilendirir.
Ama bu ülkenin sol güçlerini, demokratik Cumhuriyet güçlerini, [gerçekten] tam bağımsızlıktan yana gönüllü insanların yoluna taş koyamazsınız.
Yollarını şaşırtmak için gayret gösteremezsiniz…
Onlara bu günkü Türkiye siyasetini “Tam bağımsızlık” olarak yutturmaya çalışıp, bilinçlerini yıkamaya çalışamazsınız.
Ama umutsuz olmaya ne gerek var, ne de hakkımız.
Vatan Partisi içindeki devrimci uyanışlar filizlenmek üzeredir.
Çoban ateşi Ankara’da yakılmıştır.
Aralarında partinin kurucusu sıfatını taşıyan devrimcilerin de bulunduğu 108 kişi şimdiden toplu istifa dilekçelerini imzalamış bulunmaktadırlar.
Hem de gerekçelerini açıkça ortaya koyarak;
Perinçek’in içine balıklama atladığı çukurun altını çizerek…
Bakın Doğu Perinçek, o belli medyaya yapmış olduğu açıklamalarında bu devrimci arkadaşlar hakkında ne diyor:
Bu noktada Aşık Mahsuni’yi hatırlamadan edemiyor insan:
Uğurlar olsun eski arkadaşım Doğu Perinçek…
Yerin dibine batsaydım da bu günleri görmeseydim, bu sözleri duymasaydım…
Son sözüm:
Yazık!
YEREL HABER
Az önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce