Dün yazıyı “Sistem, istediğini başarıyor! On yıl önce “sokakta/ evde/ okulda/ çarşıda” herkesin akıllı telefonun tutsağı olacağı söylese “kim” inanırdı; şu an akıllı telefon üzerinden yapılmayan “iş” yok! Covid 19 bu güne değin yaşananların “sınama alanı”; biliniz!” diye bitirmiştim.
Öyle çok uzun yıllara gitmeden, geçen yıl yazdıklarımı gözden geçirirken, “insan bu denli kontrol altına alınabiliyormuş meğer” diye düşünmüştüm!
Kim akıl edebilirdi, bu işin içerisinde olanlardan başka?
Düşünsenize; öyle bir virüs olacak, tüm dünyayı “aşı” noktasında buluşturacak, komşuda olan ağrılar “içeride” önlemler alınmasını zorlayacak, insanlar birbiriyle “küs gibi” dolaşacak, kimse bir metre aralık kuralına uymamayı düşünemeyecek, çeneden gözaltına dek örten maskeden tanıdıklarını bilemeyecek, dokunduğu her şeyi “bulaşı” olarak adlandıracak…
Heyecan olsun diye izlenen “bilim-kurgu” filmleri gibi bir şey; izleyen için “uygulanabilirliği” uzak olasılık da olsa, “düzen/ sistem” kurgusunu yapanların “önceden” bildikleri olgu…
***
Birkaç yerden edindiğim bilgiler arasında “bundan sonraki süreçte savaşlar silahla, tankla, uçakla değil/ virüsle olacak, salgınlarla olacak” vardı!
Covid 19’un, Çin’de ortaya çıktığı “belleklerde” yer edindirilmeye çalışıla dursun, gelecekte “nasıl oluştuğu/ oluşturulduğu, neden gerek duyulduğu” benzeri birçok tartışmaların yaşanacağını öngörüyorum!
Bugün tüm dünyanın gözlerini diktiği, büyük istekle beklediği “aşı” konusunda yaşananlar; firmaların öne çıkma telaşı, dünya sağlık örgütünün bazılarını duymazdan gelişi, ülkemizde bile “bu konuda” yapılacak başvuruların bekletilişi, medya aracılığıyla “her tür” oyunların yaşanışı “gelecek öngörümü” güçlendiriyor!
İkinci Dünya Savaşı’nda “her iki yana” silah verip milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine neden olan “güç”, bugün de egemenliğini sürdürmekte!
Yine ayrıca domuz, kuş, sars benzeri griplerin yaşandığı süreçte/ özellikle ülkemizi de etkisi altına alıp, “kuş gribi” gerekçesiyle ülkemizin ekonomisinde önemli yeri olan “tavukçuluğun” nasıl yok edilişine tanık olduk!
Sayısı bilinmeyen canlının “acı çığlıklarıyla” diri diri gömülüşlerine…
Bugün, o gün yaşananlarla dalga geçen, geri bıraktırılmış ülkelerde “bu denli” yaygın gösterilmesi için neler yapıldığını anlatan, dünya sağlık örgütünün “bu işin” ele-başısı olduğunu ileri süren birçokları var!
Şu da çok önemli: DSÖ’nün, kısa süreli aralarla yaptığı açıklamalarında “aşı” konusunda çelişkili sözler kullanması dikkatlerden kaçmıyor. İki gün önce yeni yılla birlikte aşının olumlu sonuçlarının görüleceği belirtilirken, bugün aşının cocid 19’u durduramayacağından söz ediyor!
Sanki “bir şeyler” DSÖ’yü Elen Musk’un, “çipli aşı” teorisine yaklaştırıyor gibi…
***
Kapitalist sistem, kendi işleyişinden kaynaklı sorunlar oluşturmayı hep sürdürecektir!
Bugün dünyada bir yandan yaşanan açlığın/ yoksulluğun, bir yandan çok küçük bir katmanının daha çok sömürmek için çaba harcamasının, bir yandan bölüşümde haksız yarışın artışının “nedenleri” de kapitalist sistemin içinde bulunduğu “kendi” gerçeğidir!
Covid 19 için salt “virüs ya da salgın” açısından değerlendirmenin yanlışlığını, “iklim değişikliği” olgusu gündeme geldiğinde daha iyi anlayacağız!
Kapitalizmin “sömürmek” için denediği yollar arasında “en önemli” yeri doğa oluşturmakta! Bugün geri kalmış ülkelerin varsıl kaynaklarının üzerine abanan, abanırken “o ülkenin” doğal yapısını alt-üst eden “sömürücü kuruluşların”, içeride “kendilerine yakın” buldukları işbirlikçileriyle bozgun çabaları dünyanın her yerinde gözlemleniyor!
Doğa “fosil kaynaklar” için bir yandan bozulurken, bir yandan da “fosil kaynakların” birçok yerde tüketilmesi nedeniyle doğa kirletiliyor; sonuç mu? Üzerinde şimdiden varsayımlar türetilen “iklim değişikliği” olgusuna yer hazırlıyor!
***
Medyada izlemeyen yoktu kanımca.
“Varsıl ülkeler covid 19’u daha kolay atlatacak, yoksul ülkelerde daha uzun sürecek” deniyor!
Bu aslında covid 19 ile “belli” bir hazırlığın da yapıldığını gösteriyor sanki…
Tamam, “aşı” üretilecek de, herkesin kullanmaması sonucunda yine “bulaşı” taşıyanlar olacak, denmek isteniyor aslında!
Normal koşullarda açlıkla karşı-karşıya olan Afrika ülkelerini düşünsenize; aşı alacak ekonomik güçleri olmayacak, güçleri olmayınca da covid 19’un taşıyıcısı olarak kalacak, ya sonra?
***
Covid 19 insanları çok yoracağa benziyor!
Bizde birincisi mi/ ikincisi mi bilinmese de, Avrupa da “üçüncü dalganın” belirtilerinin olduğu ileri sürülüyor!
Aşıyla “umutlandırılan” insan, her geçen gün daha büyük korkunun eşiğine sürükleniyor!
Covid 19 “sınama alanı” boş kalmıyor!
231120
YEREL HABER
Az önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce