Valla ben dersimi aldım; Hadi barışalım artık!
Evren bize bir ceza veriyor ve çok da haklı, öyle azgınlaştık öyle edepsizleştik ki bütün bunları hak ettik…
13 Mart’tan bu yana Bakanlık talimatıyla kurumlarımızı kapatmak zorunda kaldık ve dedikleri gibi evde kalıyoruz…
Şükür kira derdim yok, biraz emekli maaşım, yetişebildiği kadar azar azar mesai arkadaşlarıma dağıtmaya çalıştım. Şimdilik ev halkı da çalışıyor…
Ama nereye kadar?
Okumaya vakit bulamadığım kitaplarımı tek tek okuyorum,
Saçma salak TV programlarını seyrediyorum,
Ev işlerini yapmaya çalışıyorum,
Ama nereye kadar?
Valla da Billa da ben dersimi aldım, hadi artık barışalım!
Ancak benim ya da bizler gibi zaten doğrunun peşin de, ağır aksak yaşamını sürdürenlerin ders alması yeter mi ki?
Asıl bu dersi alması gereken bizi yönetenler, hala kapalı kapılar ardından işler çevirmeye devam ederse, doğruyu konuşan esnaf kardeşimize soruşturma açmak gibi anlamsız mesai harcarsa, bakanların çıkıp çıkıp sabun köpüğü çözümleri oyalama taktiği olarak kullanırsa, halkın açlık sınırına geldiğini anlamamak için ısrar ederse, bu dersi sadece biz almış olduk…
En üzüldüğüm de başımız da hiç kimsenin olmadığını bir kez daha görmek, kim bilir belki bu gerçeği %50 denilen halk da artık fark etmiştir.
İnsanlar kendi kaderine terk edildi, yayın kuruluşları ya da gönüllü kuruluşlar halkı yardıma çağırıyor,
Belediyeler kısıtlı bütçeleri ile yaşamı kolaylaştırmak için mücadeleye son hız devam ediyor,
Ya bizler? Eğer her şey normal hale döndüğün de çocukların devam edeceği bir kuruluş kalırsa… Bilinmez, AÇSP Bakanlığının bizim gibi kuruluşları denetleme ya da yaptırımlar uygulama gibi yüzleri olacak mı? Gerçi olur, olur onlar da bu vicdan olduktan sonra olur!
Her saniye takip ettiğim haber kanalların da iyilik, güzellikle ilgili haber duyar mıyım diye 7/24 TV başın da ne olacağı beklemek,
Sağlıktan vazgeçip yarın yiyecek ekmeği bulacak mıyız? Diye düşünmek,
Bu psikolojiyle sanki bütün gün taş taşımış gibi külçe gibi koltuğu çürütmek,
Aklıma geldikçe gazeteme yazı yazmak,
Bilmiyorum nereye kadar…
Keşke diğer Ülkeler gibi bizim de yöneticimiz çıkıp ‘‘Siz merak etmeyin, biz varız, siz yeter ki sadece sağlığınızı düşünün…’’ diyebilse
İki tür ruh halini yaşayan insandan korkacaksınız; ‘‘Birincisi, âşık olup aldatılandan, ikincisi her şeyini kaybedip çaresizlik için de kıvranandan’’
Lütfen!
Şuan da aşk acısı çekip intikam peşine düşecek halimiz yok ama bizi çaresizlik girdabının içine sokmayın…
Valla, biz dersimizi aldık!
Sen, sadece hacim kaplayan gereksizlere dersini vermeye devam etsen olma mı?
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve ruh sağlığınıza dikkat ederken evde kalmayı unutmayın….