“Adana, her açıdan geri kaldı…”

“Bir zamanlar mutlu insanların bulunduğu Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Adana, her açıdan geri kaldı.”

CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeydan Karalar, Yüreğir’de yaptığı konuşmada yer veriyor bu tümceye.

‘İktidarın’, gerekse birlikte yürüdüğü ‘yol’ arkadaşlarının her ne denli ‘tozpembe’ çizmelerine alışık olsak da, yaşanan bu!

Ülkemizde ‘mutsuzluk’ büyüdü!

Adana, ‘mutlu’ bir kent değil!

***

Düşünürün sözünü yeniden kullanacağım:

‘Ekonomik özgürlük olmadan, diğer özgürlüklerden söz edilemez!’

Çocuklarınızla ayda bir kez tiyatro ya da sinemaya gidemiyorsanız,

Çocuklarınızla ayda bir kez baraj kıyısında cız-bız yapamıyorsanız,

Çocuklarınızla ayda bir kez lokantaya çıkamıyorsanız,

Çocuklarınızla ayda bir kez bir mağazadan ‘küçük de olsa’ içinize sevinç katacak bir şey alamıyorsanız…

Bunlardan ‘birini’ yapmanız durumunda;

Ay boyunca acılanıyorsanız,

Sancılanıyorsanız,

En gereksinilecek ‘besininizden’ vaz geçmek zorunda kalıyorsanız,

Çocuğunuza ‘gereksinen’ eğitimi alamıyorsanız…

Mutlu olmak için ‘özgürlük’,

Özgür olmak için de ‘ekonomik’ yeterlilik zorunluysa;

Olası mı ‘mutlu’ olmak?

***

Yerel seçim öncesinde, ‘iktidarın’ pazar kavgası, pazardaki ‘domates, biber, patlıcan’ tutarsızlığı, bunların yanına daha çok tükettirmek için ‘kredi kartı taksit artışı’nı koyması bile;

Bu ülke insanının ‘ekonomik özgürlüğünün’ olmadığını,

‘Ekonomik özgürlük’ olmadan da ‘mutlu’ olmanın olanaksızlığını…

Tüm bunları yurttaşın yaşamasını ‘iktidarın’ görmekte özen göstermesi yerine;

Asılsız ‘algı’ yayma çabası içinde olması,

Düzenledikleri ‘salon’ toplantılarında ‘sanal büyümelere’ alkış tutulması,

Sistemin ardında olmakla ‘övünen’ odaları koruması,

Yadsınmayan ‘geri gidişi’ yanıltıcı bilgilerle çamurlaması…

Üzerinde durulması gereken, yurttaşa ‘inandırılması’ gereken de bu.

***

Adana Büyükşehir adayı Karalar’ın, ‘Bir zamanlar mutlu insanların bulunduğu Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Adana, her açıdan geri kaldı’ saptaması tüm ‘nedenleri-gerekçeleri’ ile konuşulması-tartışılması gerekiyor!

Ekonomide ‘en küçük’ savrulma neden bu denli ağır yaşanıyor?

Üretici neden ürettiğinden zarar ediyor?

Üretim neden her yıl azalıyor?

Üretici neden ekim alanlarının boş kalmasını yeğliyor?

Narenciye üretimi neden üreticisini sevindirmiyor?

Üretici girdilerindeki değişen-büyüme üreticiyi nasıl etkiliyor?

Daha o denli çok soru var ki…

***

Yerel seçim öncesinde ‘muhalefetin’ konuştuğu ‘her konuyu’ gereksizmiş gibi yaymayı ‘medya’ gücüyle başaran ‘iktidar’ın bu tutumu biliniyor.

‘Muhalefetin’ buradan yola çıkarak,

‘Yaşananı’ yurttaşa anlatmayı ‘ödev’ sayarak,

Her platformda anlatılması gereken bir konu ‘mutsuzluk’!