‘Ne söz verdiysek yerine getirdik…’

  Görev başında bulunan belediye başkanları ‘yeniden’ aday olabilmek için yola çıkarken, sloganlarını da belirlediler… ‘Ne söz verdiysek yerine getirdik…’ Verdikleri sözler arasında, kentlerini ‘daha’ yaşanılır, ‘daha’ temiz, ‘daha’ rahat konuma getirmek için ‘sözler’ vermişlerdi oysa. Sözler arsında ‘çevreye’ zarar, ‘ranta’ ödün vermeyeceklerini de dile getirmişlerdi! Şimdi ‘ne söz verdiysek’ deniyor ya… En küçük bir alanda yaptıkları değişiklikleri ‘verdikleri söz’ gibi bilbordlardan ildirmemelerine ne demeli ki? Doldurma alanlara dikilen beton yapılara verilen izinler, Altyapısı olmayan yerlerde yapılan inşaatlar, Park alanlarına yerleştirilen büfeler, İnadına sökülüp yapılan kilit taşlı yollar-kaldırımlar, ‘Verilen sözler’ mi bunlar? Onca çalışmaya, çalışırken yaya-araç trafiğinin altının-üstüne geçtirilmesine karşın bir türlü çözülemeyen sorunlar, En küçük yağmurda altyapının görev yapmamasından yaşanan sorunlar, Festival ya da şenlik diye tanıtılan, ‘panayır’ özelliğini aşamayan etkinliklerdeki yaşanan sorunlar ‘Verilen sözler ‘ mi bunlar? İktidarın yurttaşın aklıyla oynadığı gibi oynuyor yerel yönetimlerde! Yurttaşın yaşadıklarını yok sayarcasına, yaşanan kentin yaşanılırlıktan ne denli uzaklaştırıldığının bilinmediği gibi oynuyor yerel yönetimlerde! ‘Ne söz verdiysek yerine getirdik…’ Yapmayın! Zamanında ‘yanlış’ bulup da benimsemediğiniz o denli ‘işler’ yaptınız, söz verdiğiniz öyle işleri gerçekleştirmediniz ki; sizin için olumlu değil ama kentinizin yurttaşları onların hepsini biliyor. İktidarın yaptığını yapmayanı, siz yerel yöneticiler de yurttaşın aklıyla oynamayın; olmaz mı?   BANKA FAİZLERİ DÜŞERSE; YA SONRA? Banka faizlerinin yüzde yirmibeşlere dayanmasıyla birlikte yaşanan ‘ekonomik’ sıkışıklık başta iktidar olmak üzere, piyasada sürüm yapamayan şirketleri –firmaları düşündürüyor. ‘Sürüm’, tüketim ya da yurttaşın alım gücü… Yurttaşın alım gücü olmadan ne tüketimin, ne de eldeki ürünün ‘sürümünün’ sağlanmasının olanaksızlığı üzerinde hiç durulmuyor nedense. Bakanlıktan yapılan açıklamada ‘faizler yüzde yirmibeşin altına inmeye başladı’ dense de, gizlenen- açıklanmayan yurttaşın alım gücünün unutulduğudur! Şunu unutmamak gerek: Bankalar, aldıkları ‘ucuz’ kredileri ‘pahalıya’ satarak kazanç elde ederler. Yine bankalar, ‘kendine’ en çok kazandıran çalışanlarını ‘üst’ sorumlulukla görevlendirirler. Yine banklalar, eğer birini müdürlük ya da genel müdürlük koltuğuna oturtmuşsa ‘kendine’ çok kazandırdığından, ‘kendine’ bolca kazandıracak müşteri bulduğundandır. İşte burada, bankalar ellerinde bulunan ‘borç verilemedikleri kredilerden’ dolayı sıkışıklık yaşarken, ‘verilemeyen’ bu kredilerden dolayı canlanmayan örneğin inşaat sektörü de aynı yazgıyı yaşamaktadır. Bankalar kredi verecek, piyasa canlanacak! Bakanlık şu sözlerle dile getiriyor: ‘Bu trend aralık ayı sonunda daha da düşecek inşallah!’ Nasılı, yolu, yöntemi; ‘inşallah!’ Bir yandan piyasanın belirsizliği kalkacak mı, bir yandan da fiyatlar düşecekmiş; ‘inşallah!’ Ne garip değil mi? Üretim konusunda adım atmayın, tarımı bitişe sürükleyin, düşünce üretimini yasaklayın, eğitimi mini çocukların beyinlerini alt-üst ederek baltalayın; sonrada ‘piyasanın belirsizciliğinin’ aşılacağından söz edin! Nasıl? Ekonomi, bilim diyor ki: ‘Üretmeden, özgürce düşünerek üretime katkı yapmadan, dışarıdan gelen günlük güçle ekonomiyi ayakta tutmaya çalışan ülkeler yanıldıklarını önceden göremedikleri sürece, daha sıkıntılı günler yaşamaya tutsaktır!’ Firmaların ürünlerini nasıl satacaklarını, bunun için bankaların kredileri nasıl vereceklerini konuşmadan önce; bu ülkenin yurttaşlarının üretim kaynaklarını daha özgür, daha verimli kullanmaları için olanaklar oluşturmadıkça, düşürülen banka faizleri de, canlandırılmaya çalışılan piyasa da ‘sanal’ olarak yerini alacaktır! Sorunu daha da büyütecektir! 211118
Benzer Videolar