Karar verin ama…
Yanı başımızda olmasa bile etkilenebildik işte…
Onun ederinin çok altında elden çıkarılışını düşünürken sendeledik.
Şeker fabrikaları bir bir satılıyor, her ne denli muhalefetin kısır ‘sattırmayacağız’ sesi olsa da işte!
An oldu durduk.
An oldu vurduk.
Bir yanımızda olan güzellikleri, değerleri yok etmeyi başarabiliyoruz işte!
Yalan mı?
Tevinin hangi kanalını açsak söz birliği etmişçesine karşımıza çıkan, her çıkışında bir önceki ile örtüşmeyen, korku dolu, acı dolu, bilgisizlik dolu yayınlar izleyiciyi aydınlatmak, rahatlatmak, sevindirmek şöyle dursun; bilinenlerden uzaklaştırıyor!
Dar gelirli kümesinde, ahırında yetiştirdiği hayvanlardan başka geçim kaynağı olmayan insanlara, ‘bundan böyle bunları yetiştirmeyeceksiniz’ denerek bir hastalığın, bir katliamın önüne nerede, ne zaman, nasıl geçilmiştir merak ediyorum.
Ya da köylünün, çiftçinin ektiği ürün üzerine ‘tutu’ konarak; dünyanın neresindeki köylünün, çiftçinin varlığı korundu bilmek istiyorum.
Hayvan besleme; eti dışarıdan al!
Mısır, buğday ekme; dışarıdan saman al!
Meyve yetiştirme; dışarıdan al!
Düşünme, bilgilenme; bu da mı dışarıdan…
Bu değerleri önemsemeyişin sonu, bu değerleri bilmeyişin sonu nereye dek sürecek?
Karar verin ama…
MEDYATİK LİBOŞ
Karikatür sever misiniz?
Turhan Selçuk’un bir karikatürü vardı, bugünleri öyle güzel anlatmıştı ki, anımsadım.
Karakterler arasında geçen konuşma şöyleydi:
1.adam: Bu vatanı satacaksın, yan gelip yatacaksın.
Medyatik Liboş: Aynı fikirdeyim.
- adam: Atatürk’ün laik Türkiye Cumhuriyeti bizi çağdaş uygarlığa götürür.
- adam: Bize şeriat düzeni yaraşır.