2017 yılını uğurlarken…
Gelişmekte ya da yaşamının içinde binbir kurnazlıklar olan ülkelerde hep halka sorulan ‘önceliğiniz nedir’ biçimindeki soruya alınacak yanıtlar aşağı-yukarı bellidir…
Ya ‘ekonomi der, Ya ‘can güvenliği’ der, Ya ‘sağlık’ der, Ya ‘gelecek’ der… Bunlardan birini söyleyene de, doğal olarak ‘neden’ sorusunu yönetemezsiz; susar kalırsınız!
Yurttaş sıkıntıları varsa, korkuları varsa, rahatsızlıkları varsa ne denebilir ki? ‘Neden sanat, kitap, toplantı, eğlence, gezi demiyorsun’ denemez elbet; yaşanan bu!
***
Geçen yıl, yılın ilk yazısında şu satırlara yer vermişim: Yıl 2017… Geçen yıl yaşanan acılardan, karabasanlardan, korkulardan sonra ‘dilekleri’ bir yana bırakıp ‘istiyoruz’, denebilmeli; istiyoruz…
Evet, insanca yaşamak istiyoruz, Evet, korkmadan yaşamak isliyoruz, Evet, doymak istiyoruz, Evet, yaşantımızın anlamı olsun istiyoruz, Evet, düşündüklerimizi söylemek, yurttaş-birey olduğumuzu anlamak istiyoruz…
Çok mu?
***
Yılın başında, yurttaşa sorulan ‘önceliğiniz nedir’ sorusunun yanıtı ‘can güvenliği’ydi. O gün yaşanan onlarca canı aramızdan koparan olay, halkı böyle konuşmaya itiyordu!
Yolda, evde, trafikte, okulda, durakta…
Nerede olacağı, hangi kalabalığa saldıracağı, hangi toplantı alanını seçeceği, kaç patlayıcı kuşanmış beyinleri dondurulmuş azgın olacağı, kaç kişiyi paramparça edeceği bilinmiyordu ki…
Okula, işe, toplantıya nereye gidilirse-gidilsin ‘vedalaşmalar’ başlamıştı! Güneydeki yangına, yine güneyden aldığı benzinle mazotla gitmeye alışkın iktidarımız, oralara yaptığı her tür yardımla, destekle boy aldığını düşünürken; orada susturulmayan silahların bize de geleceği bilinmiyordu sanki!
Kaç kez uyarılmışlardı, kaç kez bunun yanlış olduğunu söylemişlerdi, kaç kez ateşi ülkemize sıçramasından söz etmişlerdi; dinleyen kim! Yurttaşın ‘öncelik’ sıralamasında olsun da…
***
2017 yılını uğurluyoruz…
Yukarıdan ‘etkili’ olan sesler, ‘yılbaşı’nın kutlanıp-kutlanmaması konusunda konuşmalar yapıyorlar. İktidar kafalı, beyin fırtınasından yoksun akademisyen ‘ön adlı’ düşünürler yılbaşının ‘bizim gelenek-göreneklerimize uymadığını, bunun yabancılaşma olduğunu’ söylüyorlar gittikleri, konuşmalarına önem verilen platformlarda… Türk tarihinden çok, Arap yaşamında olanları ceplerinde ‘başvuru kılavuzu’ gibi taşıyanlar iktidarca onurlandırılınca ‘ağzı olan’ konuşuyor!
Geçtiğimiz günlerde yapılan, yurttaşın ‘önceliğiniz nedir’ sorusuna verdiği yanıtı düşünen ‘ön adı’ akademisyen olanlar konuşmak için ‘ağız’ bulamıyor…
Yurttaşımız, verdiği yanıtlarda bu yıl ‘önceliğinin’ ekonomi olduğunu söylüyor! İşini, aşını, geçimini, gereksinmelerinin karşılanmasını…
Yılbaşının nasıl kutlanacağını değil, yeni yıla nasıl girileceğini değil; ekonomiyi düşünüyor!
***
Kaç kez yazdım, daha kaç kez yazacağım bilmiyorum…
Bizim gibi gelişmekte, ya da geliştirilmemek için uğraş verilen ülkelerde ‘balon’ konuşmalar çok olur! Yurttaş her ne denli ‘aş, iş, gelecek’ derse desin; etkili-güçlü sesler olmayanları süsleyerek, laleli sokak başlarını göstererek, yükselen beton yapıları seslendirerek ülkenin ‘büyüme’ ataklarını anlatarak alkış bile toplayabiliyor… Adana’da yaz havası…
Adana dört mevsim çalışmaya, iş oluşturmaya uygun ‘seçkin’ kentlerin başında!
Ancak Adana, ülkemizin en yoksul iki kentinden biri! Sokaklarda, cadde kavşaklarında ‘alternatif yılbaşı’ afişleri…
Kimsenin engellediği, afişlerine zorluk çıkardığı söylenemez; öyle bir gece düzenlemek isteyen, düzenleyince ödevini yapmış öğrenci heyecanı yaşayan bir katmanın olması gerekir elbet! İşin korkulacak yanı, ‘kendi gibi yapmayanı, kendi gibi düşünmeyeni’ yok sayarak ‘tehdit’ altına almak, ‘baskı’ kurmak…
‘İnsanca, korkmadan, doyarak’ yaşamın kilitli kapılarını aralamak değil mi asıl amaç?
Bırakalım, ‘kim kendini nasıl yaşar’ düşüncesini karabasanlara boğmayı… ‘Kim kendini nasıl yaşamak’ istiyorsa öyle yaşasın; kime ne?
***
Giden 2017, gelen 2018…
Bir düğümün öncesi, sonrası gibi; düğümü geçerken bile çoğu anlayamayacak…
Yine bu ülkede yaşamımızı sürdüreceğiz, yine bu iktidarın KHK çılgınlıklarını yaşayacağız, yine muhalefetin ‘ucu açık’ konuşmalarına tanık olacağız; ama hep bir önceliğimiz olacak!
Hiç düşündünüz mü; gelişmiş ülkelerin ‘önceliği’ nedir acaba?