Olanları anlamak zorundayız

ABONE OL
30 Eylül 2015 11:33
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bölgemizde kaynayan olaylarla birlikte, iç siyasetin geldiği noktadaki anlaşılmazlıklar doruğa ulaşırken; iktidarın muhalefete karşı almış olduğu tavır ne anlam taşımaktadır?

Her şey ‘sineye’ çekilmeye zorlanıyor!

‘Sine’ye çekmek yerine, ucundan dillendirmeye kalkışanlar; nasıl oluyor, nasıl gerçekleşiyor anlaşılmadan unutturuluyor, ya da pişkince öykünerek, dalgaya alınarak dikkatler değiştiriliyor…

Günden abluka altında olmalı…

Verilen çaba, uğraş ‘sudan’ nedenlerle yerden yere vurulabiliyor…

Tehdit altında olmalar bile sırtarık bakışlı sözlerle ötelenebiliyor…

Bunlar hoş değil…

* * *

 

Bölgemizde neler oluyor, denebilir mi?

Hükümete sorarsanız, güzel şeyler oluyor!

Ülkemizde medyayı izleyenler de aynı kanıyı yineliyor!

Yerel yetkilileri bunlara eklemek hiç de haksızlık olmaz; her şey güllük gülistanlık!

Patlayan bombalar, yitirilen canlar, kaçışlar…

Ülkemize geçiş yapanların sayısı yüzbine dayanması bile güzel!

Öyle mi?

* * *

 

Toplum, medyadan etkileniyor…

Medyanın, iktidara yaranmak için olayları istediği gibi işlemesi artık umursanmıyor…

Muhalefetin her dediğine iktidarın üç-beş ağızdan saldırılması, muhalefeti aşağılaması yurttaşın dağarcığında derin izler açarken; muhalefetin dedikleri gözden kaçılıyor…

Sıkça kullanılan tümce şu: muhalefetin dedikleri yanlış, yersiz, demogoji…

Bu muhalefet olduğundan daha çok ülkemize haksızlık…

Tüm bunlara neden olan güç de medya…

Şimdi, bu dediklerimi yerden yere vuranlar olacak; olsun!

Kanıtım şu:

Başbakanın işaretlediği yazarların, medyadan kovdurduğu gazetecilerin isimlerini burada yazmaya bile utanıyorum!

Gazetede hükümeti eleştiren, hükümete sorular soran, Suriye’yi anlatan, ülkemize sığınanları sorgulayan, ABD’yi suçlayan, Obama’ya Bayan Clinton’a söz söyleyen, işbirlikçileri sıralayan, Hatay’daki Talibanları yazan…

Listenin istendiğince uzatılması olası…

Medya hani nerde?

Oldukları yer gün gibi açık…

* * *

 

Kimin ne dediğini değil, olanları anlamaya çalışmamız gerektiğine inanıyorum.

Perşembenin getireceği çarşambadan belli, diyor ozan…

Suriye’de olanları, güney doğumuzda olanlarla çözmeye çalışmalıyız…

Ülkemize konuşlanan Suriyelilerle, yine o bölge insanının tavırlarını sentezlemek zorundayız…

Onu-bunu bırakalım; ülkemizdeki değişimi, yaşananları, hükümeti, muhalefeti deneyim süzgecinde damıtarak ‘anlayabilmek’ zorundayız…

Kardeşliğe damlatılmaya çalışılan lekeyi görmek zorundayız…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP